2002 yılında bir darbe ile iktidarı ele geçirdiler...

İlk iş o sırada mars, venüs, jüpiter ve galaksideki muhtelif ve bilumum gezegenlerdeki Türk kolonilerini ve uzay üslerini kapattılar...

Yetişmiş bilim adamlarını Anadolu’nun ücra mezralarına köy öğretmeni olarak, gökmenleri ise korucu olarak sürgüne gönderdiler...

Savunma sanayiine üretim yapan yüksek teknoloji üreten , roket, füze, iha, siha yapan tüm fabrikaları özelleştiriyoruz ayağına kapattılar...

Dünyanın en büyük tarım üreticisi ve ihracatcısı olan ülkede tarım ve hayvancılığı bitirdiler.

Gıdada ülkeyi dışa tam bağımlı hale getirdiler.

Paradan bir anda altı sıfır atıp tüm halkı milyon kat fakirleştirdiler...

Asya Avrupa arasını marmaray, tünel ve köprüler ile dış mihraklara peşkeş çektiler....

Duble yol yapıyoruz diye kamu kaynaklarını yandaşlara aktarmak için parayı taşa, toprağa asfalta gömdüler...

Herkesin araba sahibi olması için borçlandırdılar ve caanım ülkemi egzos gazına boğdular.

TOKİ yapıyoruz , herkesi v sahibi yapacağız ayağına milyonlarca insanı on yıllar sürecek borç batağına sapladılar.

Yılda  ortalama on milyon Türk’ün yurtdışına çıkarak paralarını çarçur etmesine vesile oldular...

Bir yılda sadece Yunan adalarında birbuçuk milyar euro para hovardaca ve hunharca bunlar yüzünden harcandı.

Hastane yapıyoruz diye dış mihrak sahipli firmalara halkın sağlığını pazarladılar. 

Anayasaya 141, 142 ve 163’ten daha ağır maddeler eklediler.

Düşünceyi suç haline getirdiler. Ülkenin ne kadar fikir adamı, bilim adamı, gazetecileri, yazarları, sanatçıları hapishanelere doldurdular...

Ülkede insanlar bırakın eleştiri yapmayı bugün hava bulutlu diyemez hale geldiler...

Korkunç artırılan vergiler halkı büyük refahından iyice yoksul hale getirdi...

Vergisini ödeyemeyen, aç bırakılan halk zalimce taş ocaklarında çalıştırıldı...

Ülkeye onsekiz yıl boyunca halkın faydasına tek bir çivi çakılmadı...

Yunanistan, Suriye gibi komşularımız ile aramız yoktan yere bozuldu...

Akdeniz’i gerginliğe boğdu...

Dünya beşten büyüktür filan diye deli saçması dış politika ile elalemi ülkemize güldürdü...

Ekonomi onsekiz yıldır her pazartesi mütemadiyen battı...

Gırtlağımıza kadar dış borca gömüldük...

Ülkenin üretimi direk sıfırlandı...

Bayrak ipi bile üretemez hale geldi...

Değerli ciamat mensuplarını ya yurtdışına kaçırdı ya hapse attı...

Bir sürü vatanseverin kıymetini bilmedi , kaçmalarına sebeb oldu.

Mesela onun kıymetini bilemediği Can Dündar'a Almanya devlet nişanı verdi.

Zulmün haddi hesabı yok...

Ama...

Tüm yerli, milli, demokrat unsurlar biraraya geldi...

On sekiz yıl önce bir darbe ile işbaşına gelen faşit akepe ve diktatör Erdoğan seçimle veya başka bir yolla gönderilecek...

Onsekiz yıllık zulüm bitecek...

Halkın refahı bir anda yükselecek...

Gençler, kadınlar, lgbtiler sınırsız özgürlüğe sahip olacak...

Ülke dünyanın heykel merkezi haline dönüştürülecek.. Açık havada her yer tapınağa dönüştürülecek...

.....

Bu yazı ne mi?...

Bayaa bir siyasi analiz... 

Özellikle sevgili Yücel Yenilmez’in de eleştirdiği iktidarı bir de ben analiz edip eleştireyim istedim...

Yücel Başkan’dan da aynı benim bu objektifliğimle “kendini sol zannedenleri”  eleştirmesini merakla bekliyorum.

Hergün bundan daha fazlasını Meclis’te, sosyal medyada, tv'lerde yapıyorlar...

Onların söylediğine inanıyorsunuz da bana mı inanmıyorsunuz...

Az bile yazdım...

Faşist dikta gidecek, zulüm bitecek!...

Zalımsın akepe...

Ahahaha.....

 

- - -