6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde meydana gelen depremler, 10 ilde geniş çaplı tahribata neden oldu. Yıkılan binaların altında kalan vatandaşlar ekiplerce kurtarılmaya çalışılırken, enkazdan çıkarılan vatandaşlar civar illerde tedavi altına alındı. İlk tedavileri tamamlanan, farklı illere sevk edildi. Hastaların bazıları kendi imkânlarıyla ülke genelindeki hastanelere gelirken, özellikle durumu ağır olan depremzedeler hava yoluyla farklı illerde tedavi altına alındı.
Depremzedelerin sevk edildiği illerden biri de Eskişehir oldu. Deprem bölgesinden getirilen vatandaşların il genelindeki hastanelere sevki sağlanıyor. O hastanelerden biri olan Eskişehir Şehir Hastanesi'nde 20 depremzede tedavi altına alınırken, bunlardan 7’sinin yoğun bakımda olduğu bildirildi. İki hamile depremzede ise Eskişehir Şehir Hastanesi'nde 2 kız çocuğu dünyaya getirdi. Depremzedeleri İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge ve Şehir Hastanesi Başhekimi Dr. Yaşar Bildirici'nin yanı sıra, Vali Yardımcısı Okan Leblebicier ve İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre ziyaret etti. Enkazdan sağ olarak kurtulan ve Eskişehir’de tedavi gören depremzedeler o anları anlatırken duygulandı.

Eskişehir İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge, tedavi gören depremzedeler hakkında bilgi verdi. Son durum hakkında Bilge, “Şu anda Eskişehir Şehir Hastanesi'nde 20 kadar hastamız var. Bunların 7 tanesi yoğun bakımda geriye kalan 13 tanesi serviste. Ayrıca burada gerçekleşen de 2 tane doğumumuz var. Bebeklerimizin durumu iyi. Biraz önce hastalarımızı ziyaret ettik, ihtiyaçlarını sorduk. Bu konuda notlarımızı aldık. Valiliğimizle birlikte koordine olarak bunları çözmek için çalışacağız. Hastaların genel durumları şu anda iyi. Yoğun bakımdaki hastalarımızın biraz daha takibe ihtiyaçları var. Bunlar süreç içerisinde belli olacaklardır. Servisteki hastalarımızın durumları iyi. Deprem sonrası tabi biraz sıkıntıları, üzüntüleri var. Bu konuda elimizden gelen desteği vereceğimizi kendilerine söyledik. Bebeklerimizin de ihtiyaçlarını valiliğimiz kanalıyla, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün de desteğiyle gidereceğiz. Hastalarımız yeni geldiği için süreci takip edeceğiz ama en kısa sürede taburcu olacaklarına inandığımız hastalarımız var. Valiliğimiz gelebilecek yeni hastalar için gerekli hazırlıkları yaptı. Şu anda biz fakülte hastanemizle birlikte 3 kamu hastanesi olarak gerekli yoğun bakım ve servis hazırlıklarımızı yaptık. Şu ana kadar gelenler kendi imkânlarıyla gelen hastalarımız. Hemen hemen tamamı burada yakınları olduğu için Eskişehir'e gelenler. Bakanlığımızdan gelen hastalarımız da olursa, onlar için de gerekli hazırlıkları yaptık” dedi.

Depremde Hatay'ın Antakya ilçesi Maşuklu Mahallesi’ndeki evi ve iş yeri yıkılan Necmettin Şabanoğlu, o anları anlattı. Şehir Hastanesi'ndeki ameliyatın ardından sağ ayak parmaklarının dördü alındı. Ablası Nesrin Şabanoğlu ile birlikte enkazdan kurtulan ve yine ikisinin yattığı Eskişehir Şehir Hastanesi’nde deprem anını anlatan Şabanoğlu şöyle konuştu;
“Enkaz altından geldik, felaketin tam ortasında geldik. Üç katlık bir oldu. İş yerlerim yerle bir oldu. Allah devletimize zeval vermesin. Önce Adana Şehir Hastanesi'nden sonra Eskişehir Şehir Hastanesi'nden Allah razı olsun. Gerekli müdahaleyi yaptılar. Gereken yardımlarda bulundular. Hiçbir eksiğimiz yok. Tedavimize en kısa zamanda başladılar. Adana'da girişimiz ile çıkışımız aynı oldu. Allah razı olsun. Ameliyathaneler için konuşuyorum. Başımızda büyük bir felaket geldi. Bize yardım eden herkesten Allah razı olsun. Ben 57 yaşındayım daha önce böyle bir felakete şahit olmadım. Sallantı başladıktan sonra durur umuduyla önce bir süre hareket etmedim. Sonra 10 saniye sallandı. Devam etmeye başlayınca kaçmak zorunda kaldım. Kendimi öyle hissettim. Sonra o sarsıntı devam etti. Artık beni sağa, sola savurmaya başladı. Sonra merdivenin yarısına yetişmiştim ki bina komple çöktü ve ayaklarım enkazın altında kaldı. Kendi imkânlarımla kurtuldum. Kendi yeğenimin arabasıyla önce Hatay'da 4 hastane dolaştım. Maalesef hastanelerimiz yerle bir olmuştu. Hiçbir hastaya cevap veremeyecek durumdaydı. Serinyol Mustafa Kemal Hastanesi'ne geldim. Orada sadece alttan bir alçı yaptılar, başka imkânları yoktu. Benim gibi yüzlerce kişi vardı. Yine Allah razı olsun. Sonra kendi arabamla kendi imkânlarımla Adana Şehir Hastanesi'ne geldim. Orada ameliyat oldum, sonra Eskişehir Şehir Hastanesi'ne geldim. Allah razı olsun, ilgilendiler. Dört parmağım kesilmişti. Hocamız az önce kontrol etti. Baş parmağın da görev yapmadığını gördü ve onu yarın sabahleyin alacağını söyledi. Şu an ayağımın beş tane parmağı yok. Bize yardımda bulunan herkesten Allah binlerce kez razı olsun. Devlet hastanesinden, sağlık müdürlüğümüzden, başhekimimizden, hemşirelerden Allah binlerce kez razı olsun. Bize çok iyi davrandılar. Bizi evimizde gibi hissettiriyorlar. Hiçbir sıkıntımız yok. Herhangi bir sıkıntı olduğunda da her türlü konuda bize yardımcı olacağını söylediler. Allah razı olsun. Tek diyeceğim hiçbir şey var. Allah devletimizi başımızdan eksik etmesin.”

Deprem anında Hatay’ın merkezindeki Akevler Mahallesinde bulunan Yıldız Yükselyapar, o anların şokunu halen atlatamadığını belirtti. Birçok akraba ve yakının kaybeden Yükselyapar, “Bu bir deprem değil, bir felaketti. Nasıl yatağımdan kalktığımı bilemiyorum. Sarsıntı beni duvardan duvara atmış. Kolumun biri sıyrılmış, bir kırılmış. Kendimi yerde buldum bir anda. Evim çökmedi ama kendim kötü oldum. Komşularım var, benden büyük. Deprem sonrasında çağırdım, kaldırmak için geldi fakat kaldıramadı. Zor bela kapıyı açıp Ayet'el Kürsi okudum, bildiğim bütün duaları okudum. Ecelimin geldiğini düşündüm. Epey zaman sonra çocuklarım gelip bana seslendiler. Damadım ve torunum beni kan revan içinde çıkardılar. Kız kardeşim ve kocası, teyzem, gelini öldü. Kocamın tarafından çoğu kişi öldü. 2-3 günde belediye otobüsünün içinde barındık. Sonra torunum Eskişehir’den gelip beni aldı. Gelinimin çocukları ile birlikte geldik buraya. Daha eve bile gitmeden Eskişehir Şehir Hastanesi’nde tedavi altına alındım. Doktor ameliyat edeceğini söyledi. Allah razı olsun doktordan, benimle ok ilgilendi. Sağ koluma platin takıldı omuzuma kadar. Sarsıntı beni duvardan duvara çarptı. Evimdeki bütün eşyalar dağıldı. Her yer karanlık, sadece sesler duyuluyor. Ben sadece dua okuyabildim, buna fırsat bulamadan ölenler oldu. Daha bugün bir akrabam enkaz altından çıktı. Torunumun kayınbabası halen daha enkaz atında. Kaynanası çıktı babası çıkmadı” ifadelerini kullandı.