Ağrı’da 2018 yılında kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in karara bağlanan davası, Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden görülmeye başlandı.
Ağrı şehir merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla Aydemir, 2018 yılında Ramazan Bayramı dolayısıyla geldikleri dedesinin yaşadığı Ağrı’nın Bezirhane köyünde 15 Haziran günü kaybolmuştu. Tüm Türkiye'nin bulunması için seferber olduğu Leyla'nın 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde cansız bedeni bulunmuştu.

Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2 Ekim 2020 günü görülen karar davasında, tutuklu sanık amca Yusuf Aydemir hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, tutuksuz 6 sanık hakkında beraat kararı verilmişti. Karar davasının ardından tutuklu amca Yusuf Aydemir de tahliye edildi. Minik Leyla’nın davası Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 7 sanık hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin daha önce verdiği kararı bozması sonrası ilk kez görülmeye başlandı. Duruşmaya sanıklar eksizsiz katılırken, minik Leyla’nın annesi Şükran Aydemir, babası Nihat Aydemir katılmadı.
7 sanık hakim karşısında
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin Mehmet Ali Aydemir, amca Musa Aydemir (28), amca Yusuf Aydemir (42) ve köylülerden Besim Dursun (47) ile eşi Hatun Dursun (55), Ayşe Artam (37) ve eşi Yıldırım Artam (40) hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin daha önce verdiği kararı bozması sonrası ilk kez hakim karşısına çıktı.

Ağrı’da 2018 yılında kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in 8 Ekim’e ertelenen davasının ardından Leyla Aydemir’in anne ve babasının avukatı Erdoğan Tunç mahkemede iddia edilen ses kaydını anlattı. Tunç, "Söz konusu AFAD görevlisinin tehdit edildiği için mahkemede konuşmamayı tercih ettiği ihbarcı tarafından bize ulaştırıldı" dedi.


Yeniden görülen ve 8 Ekim tarihine ertelenen Leyla Aydemir davası sonrasında açıklamalarda bulunan anne ve babanın avukatı Erdoğan Tunç, davayla ilgili ellerine ses kayıtlarının ulaştığını söyleyerek, "Dün elime ulaşan bir ses kaydı vardı. Bu ses kaydında 2 tane AFAD görevlisinin kendi aralarında konuşurken bazı hususlara dikkatleri çektikleri görüldü. Özetle bu ses kaydında arama ve kurtarma çalışmaları sırasında Leyla Aydemir’in bir kilerde saklıyken sesinin duyulduğunu, bunu gören AFAD görevlisinin bunu telefona çektiğini ancak sonrasında bunu sakladığını, ihbarcının kendisinin konuyla ilgili konuşmamayı tercih ettiğini ve tehditlere maruz kaldığını iddia etti" dedi.

"Emniyet ses kaydını inceleyecek"
Tunç mahkemenin kararıyla ses kaydının Emniyet güçleri tarafından inceleneceğini kaydederek "Ben ses kaydını mahkeme heyetine sunup, ses kaydının çözümünün yapılması, iddia edildiği gibi ses kaydında geçen esmer şahsın Yusuf Aydemir olup olmadığı ve devamımdaki iddiaların netliğe kavuşmasını talep ettim. Bunun üzerine mahkeme verdiği kayıtta bu talebi kabul ederek İl Emniyet Müdürlüğüne ses kaydının çözümünün yapılması ve 8 Ekim’de gerçekleşecek olan duruşmada bunların değerlendirilmesini kararlaştırdı" açıklamalarında bulundu.

"Leyla’nın bu mahkemede sesi kesildi"


UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan ise mahkemede susturulduklarını vurgulayarak, “Çocuklar vatandır diye çıktığımız bu yolda yıllardan beri Leyla davası için mücadele ediyoruz. Davaya girdiğimizde çocuk için konuşacak kimse yoktu. Sanık avukatları ısrarla davada bizi istemedi. Mahkeme heyeti davada hiçbir şekilde arkadaşlarımıza söz vermedi. Peki bu çocuğun sesi kim olacak. Leyla katledildi. Leyla’nın bu mahkemede sesi kesildi” şeklinde konuştu.