50 gün önce, bundan tam 50 gün önce Mehmet Akif Erdem’in, “Ayasofya derhal ibadete açılmalı” başlıklı yazısını okuduğumda hâlâ inanmıyordum açıkçası…
Yazıdan bir gün önce Akif hoca beni arayıp bir tartışmaya girmişti: “Bu kez ibadete açılmalı ve emin ol Hakkı, devlet de benim gibi düşünüyor ve bu kez Ayasofya’da Cuma namazı kılabileceğim…”
Açık söylüyorum, “kırılmasın” diye değil, sırf “mahcup olsun” diye şunları söyledim: Hocam, partiniz hemen her yıl bu konuyu konuşturup, tartıştırır neredeyse. Her seferinde Başkan Erdoğan son noktayı koyar: ‘Siz önce Sultan Ahmet’i doldurun!’
Ve ardından Akif hocayı, ‘Sen en iyisi yaz bu konuyu’ diye tahrik ettim…
Hiç inanmıyordum…
Gerçi, özellikle 2010 yılından beri, ne zaman, “Yapılamaz, açılamaz, kapatılamaz, bunu da değiştiremezler” desem, diye düşünsem, gördüm ki, Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki AK Parti, beni mahcup etti…
Ve “değişmez, dönüşmez, olması gereken bu, ama yapılamaz” dediklerimizi, hayata geçirdi…
Şimdi…
Bundan 25 yıl önce birisi söylese…
“Yav bi git Allah aşkına, aklını başına devşir de öyle söyle” diyeceğim, “Ayasofya camii olacak” sözü hayata geçirildi…
Bir büyük korku daha yıkıldı…
Bir büyük bağımsızlık ateşi daha yakıldı…
Kimisi bana, “Hakkı bırak Allahaşkına, senin sanki camii ile işin olur. Niye bu kadar heyecanlanıyorsun” diyebilir…
Onlara, bu konuda bir ay önce yazdığım, “Anıtkabir türbe olsun” başlıklı yazımı okumalarını öneririm…
Ayasofya, sadece bir kilise, müze, camii ya da tarihi eser değildir…
Ayasofya, bir ruh, bir beden taşır, bağımsızlığın, kendi topraklarında, kendi sözünün geçtiğini kanıtlayan bir simge, bir semboldür…
Ayasofya’nın camii olması, bizim kuşağın, büyük tarihimizi bir kez daha yaşamasıdır…
Bu tür kararlar, alınmadan önce çok büyük, yapılamaz görülür. Biri çıkar ve yapar. Ardından, o kadar küçükmüş ve sıradanmış gibi görünür ki…
“Aman açıldı da ne oldu, hayatımız mı değişti, cebimize para mı doldu” sözleri dile getirilir…
Belki hiçbiri olmaz…
Belki, ilk başlarda bizim için “daha kötü olmuş gibi” bile olur…
Ama yıllar yıllar geçtikten sonra anlar insanlar, nasıl büyük bir tarihin içinden geçtiğimizi…
Bugünden başlayarak, yüzlerce, binlerce “Ayasofya” yazısı okuyacaksınız…
Hepsi bize değişik bir bakış açısı sunacak…
Ancak, “10 Temmuz” tarihi, hiç unutulmayacak günler arasındaki yerini aldı bile…
Yaşasın “tam bağımsız Türkiye”…
Yaşasın “kararlarını kendi başına alabilen Türkiye”…