Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Çocukoloji Kulübü tarafından ‘Ben Nasıl Ben Oluyorum?’ başlıklı seminer düzenlendi.

Merkezi Konferans Salonunda Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmihan Artan’ın konuşmacı olarak katıldığı program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kulübün bu dönem aktif olan bir kulüp olduğunu belirten Çocukoloji Kulüp Danışmanı Öğretim Görevlisi Emire Uluğ, “Başta Bitlis halkı olmak üzere insanların çocuk ve çocuk gelişimi ile ilişkin bilgilerini tazelemek, farkındalık oluşturmak ve Bitlis’te yaşayan çocuklar için etkinlikler düzenlemek amacıyla planlar yapmaktayız” dedi.

Yaptıkları faaliyetler hakkında da bilgi veren Uluğ, hastanede yatan çocuklara motivasyon etkinliği ve köy okullarına yardım gibi etkinlikler yaptıklarını ifade etti.

Hedef Dergisi Temsilcisi Suat Şahin ise, dergiden ziyade online erişim sağlanabilen bir portal oluşturduklarını belirtti. Şahin, portalın amacının Türkiye’deki tüm illerde bulunan çocuk gelişimi ve okulöncesine yönelik çalışmalara erişimi kolaylaştırmak olduğuna değindi.

Çocukoloji Öğrenci Topluluğunu düzenledikleri etkinliklerden dolayı tebrik eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş ise, “Çocuklarımız için ne yapsak azdır. Onlar bizim hayatımızın anlamı, evimizin neşesi ve geleceğimizdir” dedi.

Çocukları yeterince anlayamadıklarını da belirten Prof. Dr. Demirtaş, “Biz yetişkinlerin temel sorunu, çocuklarımızı birer yetişkin olarak görerek davranmamız, dolayısıyla onları yeterince anlayamamamızdır. Böyle olduğu için de çocuklarımız yeterince mutlu olamıyorlar, hak ettikleri bir hayatı yaşama fırsatı bulamıyorlar” diye konuştu.

Bitlis Eren Üniversitesi ve Bitlis’in misafirperverliğinden memnun kaldığını ifade eden Prof. Dr. İsmihan Artan da, kendisi ve bölüm olarak gerçekleştirdikleri faaliyetler hakkında bilgi verdi. Çocukların denemekten asla vazgeçmediğini anlatan Prof. Dr. Artan, “Denemekten vazgeçseydik; yürüyemez, konuşamaz, yemek yiyemez ve bisiklete binemezdik. Bir yetişkinin gösteremeyeceği ısrarı iyi ki çocukken gösterebiliyoruz” dedi.

Çocukların hayata dair hiçbir şey bilmedikleri için çocukluğun zor bir dönem olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Artan, çocuklara rehberlik görevinin öncelikle anne ve babalara, daha sonra da bu alandaki bilim insanlarına düştüğünü söyledi. 1963 yılında yapılmış BoboDoll deneyi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Artan, “Çocuklar çok iyi birer gözlemcidir. Büyüklerin yaptıklarını gözlemliyor ve örnek alıyor. Bu yüzden yetişkin olarak doğru şeyleri yapmak bizim en önemli görevimiz” ifadelerini kullandı.

“Merhamet ve vicdan, küçükken kazanılan duygulardır”

Bir yaşın çocuklar için önemli olduğundan bahseden Prof. Dr. Artan, hareketleri başladığı için artık daha dikkatli olmamız gerektiğini ifade etti. Çocukların kendi bedenlerini tanımaya başladıklarını söyleyen Prof. Dr. Artan; “Bir yetişkin bir şey yapabiliyorsa, kendisinin de yapabileceğini düşünüyor. Çocuklar 3 yaşına geldikleri zaman kendi istekleriyle yapabilecekleri arasında engel olmadığını düşünürler. Toplumsal kuralları da öğrenirler ve hiç esnek olmazlar” diye konuştu.

Çocukların sürekli öğrendiklerini ve bu konuda anne ve babaya çok iş düştüğünü anlatan Prof. Dr. Artan, şöyle dedi:

“Çocuklarımızı kendilerini tanıyan, seven, karşısındakini tanıyan bireyler olarak yetiştirin. Merhamet ve vicdan duyguları, küçükken kazanılan duygulardır. Çocukken verilen eğitimler sayesinde çocuklarımız; soran, sorgulayan, ailesini seven, vatanına faydalı ve kendi sorumluluklarını bilen bireyler olurlarsa, cinsel istismarların da önüne geçebiliriz.”

Soru cevap bölümünün ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş tarafından Prof. Dr. İsmihan Artan’a plaket takdim edildi.