Hayat bazen çok basittir, bazen de çok zor…Eskiden yazdığım bir şiiri hatırlattı bana bu laflarım…

Gün geliyor her şey iyi.

Gün geliyor her şey kötü!

Yok bir ortası...

Tahterevallide gibiyim.

Bir uzansam elim gökyüzünde

Bir uzansam toprakta.

İkisi de ben değil miyim aslında?

Tahterevalli nereden de geldi aklıma şimdi? Oysa ne güzel oyunlarımız vardı ama ille de futbol…9 aylık mı ararsın, Japon kale mi ya da mahalle maçları mı?…Futbolla öğrendik galiba biraz da hayatı.

Hayatta bir şey bana zor geldiğinde ya da yenildiğimi hissettiğimde, kısaca yine ıskaladığımda işte o anda aklıma gelir Sadri Alışık’ın “Şaka ile Karışık” filmindeki sözleri:

-Sizler, hepiniz...Hepiniz, hepiniz hakem olun abiler... Ya bu maç be.. Tıpkı bir maç. Ama böyle hayat sahasında oynanıyor. Oyuncuları da bizleriz. Topumuz da namusumuz, vicdanımız, insanlığımız.”

Hayat sahasında oynanan bir maç, hem kaleciyiz, hem sol bek, hem santrafor…Bir yandan gol atmaya çalışırken bir yandan da yememeye çalışıyoruz. Her dakika ilerledikçe daha bir öğreniyoruz hayatı ya da en azından öğrendiğimizi sanıyoruz…Çok iyi mücadele edip kazanamadığımızda:

-Ama mecburdun gitmeye, anlıyorum…Tüm olanlar Avrupa’nın en güçlü takımıymış bizi yendiler…Defansta hiç hata yapmadık, ama hücumda zayıftık…” (Yiğit Güralp) diyerek yeniden ümitvar oluyoruz.

Bazen de maç içinde kalabilmek için milli takımımızın eski kalecisi Rüştü’ye kulak veriyoruz ve maç içinde yediğimiz golü unutuyoruz. Yoksa unutmazsak moralimizin bozulacağını biliyoruz…Sözün özü hayata bazen futbol aynasından bakarım ve tutunmaya çalışırım… O zaman Sadri Baba izninle repliğini uyarlayacağım kendime…

-Ben, ben Kağan. Ofsayt Kağan. Söyleyin be... Allah rızası için söyleyin. Gene mi atamadım golü ha?

Bu da mı gol değil be? Gol mü?