Dün Ankara'daki bir hastanede kadın sağlık çalışanlarının acil serviste kendilerini bir odaya kapatıp hasta yakınlarından nasıl korumaya çalıştıklarını gösteren görüntüleri izlediniz mi... 

29 Mart 2020'de, salgının başlarında bir yazı yazmıştım... "Maskeyi önce anne mi takmalı, çocuk mu?" başlıklı yazımda bir örnekten yola çıkarak, sağlık çalışanlarına karşı şiddet olaylarına karşı artık acil önlem alınması gerektiğine dikkat çekmeye çalışmıştım... Ve o yazımda şu ifadelere yer vermiştim... 

"Sizce şu anda... Hayati önemdeki sağlık çalışanlarına şiddet uygulamanın cezası ne olmalı Kararınızı hemen verin... Birçok genelge ile kararlar alınıyor, yasaklar uygulanıyor ve hepsi de çok doğru... Bu da bir genelgeye, meclis kararına veya Cumhurbaşkanlığı kararına bakar... Hiç de zor değil... Ve bu konuda hemen harekete geçilmesini bizim sağlamamız gerekiyor... Şimdi, hemen... Çünkü şu anda bir sağlık çalışanının motivasyonunu kıran, hayatını riske atan bir kişi, bilin ki sizin ve sevdiklerinizin de hayatına kast ediyor..."

9 Nisan 2020'deki, "O soruyu soralı 5 yıl geçmiş... Siz hiç hayat kurtardınız mı?" başlıklı yazımda da, 2015'ten beri her 14 Mart Tıp Bayramı'nda yayınladığım yazımı da hatırlatarak, yazımı şu cümlelerle bitirmiştim... 

"Sağlıkta şiddetin önlenmesi yasası üzerinden yapılan tartışmaları üzüntüyle izliyoruz.. Maalesef... Anlamamız gereken şu ki, bu yasanın artık daha fazla bekleyecek durumu yok. Sağlık çalışanlarının bu zorlu günlerde tahammülünü zorlamanın bir anlamı ve faydası da... Hemen, şimdi ve en doğru dürüst şekilde... Öyle lütfeder gibi de değil, dünyaya örnek olacak şekilde bu yasanın çıkarılması ve hayata geçirilmesi için daha ne denilmesi ve yaşanması gerek, gerçekten bilmiyorum..."

Evet geçen süre zarfında bu konuda bir yasal düzenleme yapıldı, ancak maalesef mevcut durumda da görüyoruz ki, o yasal düzenleme "lütfeder" gibi yapıldı ve son derece yetersiz... 

Salgın ve vaka sayısı yeniden yükselirken, aylardır helak olan, psikolojileri bozulan sağlık çalışanlarımızın motivasyonu da giderek kayboluyor...

Eskişehir de dahil, birçok yerde artık mevcut çalışma koşullarına dayanamayıp yaşını beklemeden emekli olan veya ayrılan sağlık çalışanları var...  

Daha önce de defalarca dikkat çekmeye çalıştığım gibi, korona gibi bir salgınla mücadelede birinci mesele sağlık çalışanlarının motivasyonunu ve güvenliklerini korumaktır... 

Bunu kaybederseniz, bu savaşı da kaybedersiniz...

Ankara'da yaşanan vahim manzara bu durumun pik noktalarından biridir...

Sadece, dün yaşanan görüntünün bile sağlık çalışanlarında yarattığı travmayı tahayyül etmemiz imkansız...

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da, salgının en başından beri bu mücadelede çok iyi bir rol oynasa ve takdir görse de, maalesef bu konuda yeterince etkin olamadı... Ülke olarak yaşadığımız bu olağanüstü şartlarda, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunda çok daha ciddi yaptırımlar uygulanması gerekiyor. Hükümete bu konuda baskıların artması gerekiyor...

Bu işin bir de uygulama kısmı var... Halen birçok yerde x-ray cihazları ile insanlar aranırken, hastanelerde neden bu güvenlik önlemi hala ve hala uygulanmıyor, anlamak mümkün değil... 
Bu iş öyle "cezaları iki kat arttırdık" filan demekle olacak bir şey de değil...

Şu anda sağlık çalışanlarına saldıranların, onların hayatını ve dolayısıyla yüzlerce insanın hayatını riske atanların, böyle bir şey yaptıklarında "hayatlarının kararacağını bilmeleri" gerekiyor... 

Geçtiğimiz günlerde evde karantinada olması gerekirken, gidip işyerini açan ve polis yakaladığında "Adam mı öldürdüm" diye tepki göstermeye kalkan sorumsuz ve cahil esnafa polisin verdiği cevabı hatırlayalım... "Senin yaptığın adam öldürmeye teşebbüstür"... 

Şu anda böyle olağanüstü bir dönemde, bir sağlık çalışanına zarar vermek ve şiddet uygulamak da teşebbüsten de öte, adam öldürmek ile eş değerdir...

Bu şekilde tüm sağlık çalışanlarını travmaya sokmak toplumsal bir cinayettir... 

Ve bunu topluma böyle kabul ettirmedikçe durum daha da vahimleşecek...

Onun için bu fotoğrafa iyi bakın... 

Bu salgında bir yakınınızı kaybederseniz, buna sağlık çalışanları değil, bu görüntüye ve saldırılara neden olanlar sebep olmuş olacak, bunu unutmayın... 

Salgının başlarında balkonlarda alkış tuttuğumuz sağlık çalışanları için daha da ötesini yapmanın vakti hala gelmedi mi?

Dün binlerce sağlık çalışanı eminim ki bu görüntüleri izledikten sonra uyuyamadı, gözüne uyku girmedi, ama yine sabah erkenden kalıp insanları iyileştirmek için çalıştıkları kuruma gittiler...

Kimileri de görev başındayken bu görüntüleri görüp yine hasta bakmaya devam ettiler... 

Bu fotoğrafa... Bu görüntülere iyi bakın... 

Çünkü böyle giderse o kadın sağlık çalışanlarını bir daha göremeyebilirsiniz... Ya şiddete uğradıkları için, ya da onları koruyamayan sisteme dayanamayıp şiddete uğramaktan korkarak bu işi bıraktıklarından...