İnsan bazen kendini hapsetmek için etrafına duvar örer. Bu duvarın malzemesi; kin, nefret, çekememezliktir. Kendini öyle bir kıskaca alır ki insan, hayat büsbütün çekilmez olur. Dünya zindana döner. O insanın çevresi de bu olumsuz enerjiden etkilenerek memnuniyetsiz halkalar oluşur. Bilge bir dostum şöyle demişti; "hayat yardımlaşma ve mücadeledir. İnsan yardımlaşarak ve mücadele ederek hayatını kutlu kılabilir."

İnsan, içinden ördüğü ve kendini hapsettiği duvar kıskacından kurtulmak için ruhunu yenilemek ve arındırmak zorundadır. Nefsinin esiri olanlar, bundan sıyrılmanın insan olmanın erdemine ulaşarak kavuşabilirler. Mücahede, nefsin arzularına boyun eğmemektir, Hak rızası için çalışmak, gayret etmektir.
Duvarları yıkmanın yolu mücahededen geçerse insanoğlu başarıya ulaşır. Duvarı yıkma işi, ruhun terbiye edilmesi suretiyle olur.

İnsanın, doğru olanı kabul etmesi, iyiyi almaya kendisini zorlaması, yanlışlara karşı korunmasını sağlayacaktır. Kendisini bu şekilde yönlendirmeyen, iradesini bu şekilde kullanmayan insan ise, ördüğü duvarın mahkûmu olacaktır. Nefsi eğitmede bir önemli tedbir, insanın kendisini ön plânda tutma sevdasından, gururunu öne çıkarma gayretinden uzak durmasıyla gerçekleşir.

Bir başka duvar ise, sürekli aynı kişilerle konuşarak bütün bir kamuoyu düşüncesinin sadece belli insanlarla sınırlı olduğu saplantısına kapılmak hastalığıdır. Kendi düşüncesini muteber saymak, başka fikirleri itibarsız ve yanlış görmek bazı insanları bencillik bataklığına düşürür. İnsan böylece, kendi dar çevresinin algılayabildiği kadar bilgi ve düşünce sahibi olur. Oysa dışarıda koca bir dünya vardır. Her şeyden öce insanoğlu, karşısındakini anlamaya ve karşısındakine kendini anlatmaya muhtaçtır. İşte tam bu noktada çağımızın sihirli kelimesi iletişim devreye girer. 

İletişim, bilgilerin aktarılması, uyarı-tepki, anlam ve bilgi aktarma biçiminde tarif edilebilir. İletişimde temel kural: ''Benimle iletişime geçebilmek için önce beni anlaman gerekir.'' tezidir. Ancak bu kuralla beraber insanoğlu, kendini başkalarının yerine koyabilme anlamına gelen empati yapmak zorundadır. Duvarlardan kurtulmanın yollarından biri de empatidir.

Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamaktır. Empati sayesinde insan ilişkileri gelişerek iyilik ve güzelliklere yeni kapılar açılır. Böylece insanın kendisinden ve çevresinden kaynaklanan bir çok olumsuz davranış şekli ortadan kalkar.