LONDRA (AA) – GÖKHAN KURTARAN – Uluslararası ve yerel denetim kuruluşları, hükümetler ve bankalar kripto para birimlerinin kullanım alanları konusunda denetimin artırılması için adımlarını hızlandırdı.

Sayısı her geçen gün artan kripto para birimlerinin özellikle yasa dışı faaliyetlerin finansmanında kullanıldığına ilişkin açıklamalar uluslararası ve yerel denetim kuruluşlarını harekete geçiriyor. Özellikle son dönemde Bitcoin’in adeta kar getirisi yüksek güvenli bir yatırım alternatifi olarak sunulması, bunun karşısında yatırımcının korunamaması hükümetleri endişelendiriyor.

Dünyanın en büyük finans merkezi Londra’da kripto para birimleri konusunda denetim uygulamalarını sıkıştırılması için geçen yılın aralık ayında düğmeye basıldığını söyleyebiliriz.

Aralık ayında İngiliz polisinden yapılan açıklamada kripto para birimlerinin yasadışı faaliyetlerin finansmanı için kullanıldığı açıkça ifade edildi. Bu daha önce para transferlerinin takibinin zor olması nedeniyle iddia niteliğinde kalan “yasa dışı faaliyetlerin” finansmanı meselesinin resmen doğrulanması anlamına geliyor. Her ne kadar özellikle son dönemde kar getirisi yüksek bir yatırım aracı olarak reklamı yapılıyor olsa da kripto para birimlerinin silah ticareti, uyuşturucu satışı ve kara para aklama faaliyetlerinde kullanıldığı artık biliniyor.

Geçen ay ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, dijital para birimleri konusunda en büyük riskin terör örgütleri ve suç şebekelerinin kripto para birimlerini kötü işleri için kullanması olduğunu belirterek, ülkesinin diğer G20 üyeleri ile Bitcoin gibi dijital para birimlerinin "İsviçre banka hesaplarına" dönüşmemesi için çalışacağını vurgulamıştı.

ABD Hazine Bakanlığı Terör ve Finansal İstihbarat Müsteşarı Sigal Mandelker ise dün yaptığı bir konuşmada dijital para birimlerine yönelik regülasyon eksikliğinin yasa dışı kullanımı kolaylaştırdığını belirterek, "Uluslararası partnerlerimizi, dijital para birimlerine yönelik düzenlemelerini güçlendirmeye teşvik ediyoruz. Dijital para birimlerine yönelik regülasyon eksikliği, yasa dışı finansman risklerini kötüleştiriyor. Şu an dünyada Japonya ve Avustralya ile birlikte dijital para birimlerini, para aklama ve terör finansmanına karşı denetleyen birkaç ülkeden biriyiz. Ancak birçok ülkenin aynı şeyi yapması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Son yıllarda, terör gruplarının, suç örgütlerinin ve Venezuela gibi baskıcı rejimlerin dijital para birimlerine yöneldiğine dikkati çeken Mandelker, bu alandaki regülasyon eksikliğinin yasa dışı kullanımı kolaylaştırırken, para aklama ve terör finansmanı ile mücadeleyi zorlaştırdığını vurguladı.


- Finans devlerinin yaklaşımı sertleşiyor


İngiltere Başbakanı Theresa May ise yakın zamanda artık kripto para birimlerinin kullanım alanlarına daha ciddi yaklaşacağının sinyalini verdi. Ocak ayında İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nda (WEF) Bloomberg’e konuşan Theresa May, “Tam olarak kullanım şekillerine, özellikle suçlular tarafından kullanılmalarına ilişkin harekete geçilmesi gerekebilir." değerlendirmesinde bulunmuştu. Bu açıklamanın üzerinden çok geçmeden, 5 Şubat’ta ülkenin en büyük bankacılık gruplarından Lloyds kredi kartları yoluyla Bitcoin dahil olmak üzere tüm sanal para birimlerinin alımını yasakladığını duyurdu. Bankadan yapılan açıklamada grubun iştiraki olan Lloyds Bank, Bank of Scotland, Halifax ve MBNA müşterilerinin bugünden itibaren sanal kripto para birimlerinin kredi kartı üzerinden satın alımına izin verilmeyeceğini bildirdi. Toplamda 8 milyon adet kredi kartını kapsayan yasaklama kararı diğer İngiliz bankalarının da benzer bir yolu izleyebileceğini düşündürüyor.

2017 yılı sonu itibarıyla bin 367 adet kripto para birimi mevcut. Bunların 7 bin 467 piyasada işlem görürken, toplam piyasa değerlerinin 613 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Kripto para birimlerinin tam olarak denetiminin yapılması halen teknik olarak kolay değil. Buna rağmen örneğin kart kullanımlarının yasaklanması gibi uygulamalar para birimlerinin satın alınmasını zorlaştırabilir.


- Dünya Bankası’ndan "saadet zinciri" kıyaslaması


Dünya Bankası Grup Başkanı Jim Yong Kim, 8 Şubat tarihinde ABD’nin başkenti Washington'da gerçekleştirdiği bir konuşmasında kripto paraları saadet zinciriyle kıyaslayarak bankanın konuya yaklaşımı ortaya koydu. Jim Yong Kim, “Bitcoin veya bazı kripto paraların kullanılması açısından, bana büyük çoğunluğunun Ponzi şeması (saadet zinciri) olduğu söylendi. Nasıl yürüyeceği hala net değil.” ifadelerini kullandı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi ise salı gün yaptığı açıklamayla denetim işini esas olarak hükümetlere bırakmak istediğini ima etti. Draghi konuşmasında, “Avrupa Merkez Bankası’nın Bitcoin’i yasaklayıp yasaklamayacağı ya da regüle edip etmeyeceği yönünde sorular geldi. Şunu söylemem gerekiyor ki; bunu yapmak Avrupa Merkez Bankası’nın görevi değil.” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Japonya ise kripto para birimi cinsinden yapılan para transferlerinin denetlenmesi ve vergilenmesi konusunda harekete geçti.

Japonya Ulusal Vergi Dairesi kripto para kazançlarının 16 Şubat ve 15 Mart tarihlerinde doldurulacak beyannamelerde belirtilmesini talep etti. Japonya’da hisse senedi ve döviz piyasalarından kazançlar yüzde 20 üzerinden vergilendirilirken, kripto para birimi cinsinden kazançlardan yüzde 15 ila 55 arası vergi alınacak.

Hükümetlerin kripto para birimlerini ciddiye alarak yatırımcıları korumak üzerine odaklanması gerektiğini savunanlar da mevcut.

Örneğin, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) hazırladığı "Blockchain Teknolojisi ve Bitcoin" başlıklı analizde, "Devletlerin bu para birimlerini küçümsemek yerine kullanıcıların mağdur olmasını engelleyecek ve blockchain teknolojisinin ekonomik aktiviteye pozitif etkisini artıracak resmi adımlar atmaları gerekmektedir.” değerlendirmesine yer verildi.

Amerikalı yatırım bankası J.P. Morgan ise 9 Şubat’ta yayımlandığı bir raporda şu ifadelere yer verdi:

“Kripto para birimler tamamen ortadan kalması olası görülmüyor. Bu para birimleri değişim formlarda şekillerde hayatta kalmaya devam edebilir. Eğer geçmişteki getiriler, oynaklıklar ve korelasyonlar devam eder ise, kripto paraların yatırımcıların global tahvil ve hisse senedi portföylerini çeşitlendirmede bir rol oynama potansiyelleri olabilir.”