İSTANBUL (AA) - İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) düzenlediği "Popülizm, AB Şüpheciliği ve AB’nin Geleceği Tartışmaları" başlıklı panel İKV Bilgi Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Panelde konuşan, İKV Genel Sekreteri Çiğdem Nas, Avrupa Birliği'nin (AB) ekonomik bölüşüm, mülteci ve genişleme krizlerinin yanı sıra AB'nin temel ilkeleriyle ilgili olarak da dayanışma, yerindelik, ölçülülük, etkinlik ve meşruiyet sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Avrupa ülkelerinde entegrasyon krizinin bir güven ve uyum krizi olduğunu dile getiren Nas, Rusya'nın yayılmacılığı, çevrede artan çatışma ve istikrarsızlık, ABD’nin AB'ye desteğinde zayıflama ve küresel düzendeki değişimler gibi AB üzerinde dış baskıların da olduğunu aktardı.

Nas, AB’nin geleceğine ilişkin senaryolara da değinerek, AB ülkelerinin karşısında, AB'nin olduğu gibi devam etmesi, tek pazara odaklanmak, gönüllü ülkeler için daha fazla entegrasyon, daha etkin bir şekilde seçilmiş politika alanlarına odaklanmak ve AB'nin içinde daha fazla entegrasyon gibi seçenekler bulunduğunu ifade etti.

AB ülkelerinde elit ve halk kesimleri arasındaki inanışlar ve yaşam deneyimleri açısından ayrımlar bulunduğunu vurgulayan Nas, şunları kaydetti:

"Elit ve halk genel tutum açısından AB dayanışması, demokrasisi ve kimliği konusunda, birbirlerine daha yakın. Elitler AB'ye daha olumlu bakıyor, daha liberal ve iyimserler. Halk ise AB’ye daha olumsuz bakıyor. Göç konusunda daha huzursuzlar.

AB'de elitlerin yüzde 71'i AB’den faydalandığını düşünürken halkın sadece yüzde 34’ü bu şekilde düşünüyor. Halkın yüzde 54’ü de ülkelerinin 20 yıl önce yaşamak için daha iyi bir yer olduğunu inanıyor. Halk arasında daha liberal ve daha otoriterlik yanlısı gruplar arasında bir ayrım söz konusu. Özellikle kimlik üzerinden ortaya çıkan bu ayrım, ekonomik konum ve sosyal zorluklar gibi unsurlardan çok daha fazla AB’ye yönelik yaklaşımı belirliyor.

Elitler arasında da AB’nin geleceğine yönelik önemli konularda görüş ayrılıkları var. Elitler çoğunlukla AB’den faydalandıklarını düşünseler de, daha fazla entegrasyon konusunda aynı şekilde düşünmüyorlar. Elitlerin yüzde 37’si AB’nin daha fazla yetkiye sahip olması gerektiğini düşünürken, yüzde 31 AB’nin bazı yetkilerini üye devletlere terk etmesi gerektiğini, yüzde 28 ise statükonun devamını destekliyor."


- "Popülist liderler geçmişe vurgu yaparak kitleleri mobilize ediyorlar"


İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayhan Kaya da Avrupa'da popülist siyasetçilerin benzer formülleri uyguladığını belirterek, "Küresel finansal krizin ve mülteci krizinin yaşandığı neoliberal ve küresel iklimde siyasetin ve ekonomik büyümenin dışında kalan kırsalda ve küçük kentlerde yaşayan kitlelerin yaşadığı sosyo-ekonomik kızgınlık ve kine milliyetçi kültürel, dinsel, tarihsel, ırksal kini ekleyen popülist liderler geçmişe vurgu yaparak kitleleri mobilize ediyorlar." dedi.

Ana akım siyasetten ve siyasetçilerden umudu kesen kitlelerin, farklı olduğunu düşündükleri, sistem dışından gelen ve onları rahatlatan öyküleri anlatan liderlere yöneldiğine dikkati çeken Kaya, bu öykülerin bazen sömürgecilik tarihinden, bazen göç öncesi tarihten, bazen de eski Yunan uygarlığından olduğunu belirtti.