Emirdağ’da telefonla haberleşmede; daha önce ‘manyetolu telefonlar’ kullanıyorduk. Bizim nesil bunları daha iyi bilir. Genç nesil şimdi ise, akıllı telefon kullanıyor. Genç nesil, manyetolu telefon kullanmadı. Bu yazımla genç nesil; geçtiğimiz yıllarda kullandığımız manyetolu telefonlar hakkında bilgi sahibi olurlar. Geçtiğimiz yıllarda manyetolu kullandığımız telefonlardan bahsedeceğim: Geçtiğimiz yıllarda ev telefonundan bir yeri arayacaksak, evimizdeki manyetolu telefonun kolunu çevirirdik ve anında postane çıkardı. Postaneye arayacağımız telefonun numarasını verirdik ve postaneye kayıt ettirirdik. Postane,  arayacağımız telefon numarasını arardı ve bize dönerdi ve karşı tarafın telefonu hatta beklerdi. PTT vasıtasıyla karşı tarafla telefonla görüşürdük. Telefonla görüştüğümüz konuşma ücreti bizim tarafın faturasına yazılırdı. Bir ay içinde PTT vasıtasıyla görüştüğümüz konuşma ücretleri faturalandırılarak PTT tarafından ev adresine gönderilirdi ve bizlerde ay sonunda manyetolu telefon ücretlerini postaneye gider öderdik. Biz bunları yaşadık. Ama bu yakın çağımızda teknolajik çağın hızla gelişmesi bizleri akıllı telefonlara kavuşturdu. Böylelikçe manyetolu telefonlardan kurtulmuş olduk.

Daha dün diyebileceğimiz günlerde, telefonla haberleşmede çektiğimiz zorlukları çabuk unuttuk. Artık akıllı telefonlarla konuşuyor, mesaj ve hatta fotoğraf, video çekebiliyoruz ve karşı muhatap olduğumuz taraflara gönderebiliyoruz.

Bugün mini mini çocuklar dâhil, herkesin ellerinde dolaşan akıllı telefonları gördükçe hep bundan çok değil, yirmi yıl kadar önce haberleşmede çektiğimiz sıkıntılar gözlerimin önünde canlanıyor. Bugün birçoğumuzun sahip olduğu cep telefonlarını, o günlerde hayal bile edemiyorduk. Ne ilginç bir gelişmedir ki; aradan daha 15-20 yıl geçmeden cep telefonları, hızla hayatımıza girdi.  Benim çocukluğumun geçtiği 1954'li yıllar ve sonrasını düşündükçe, bunları geleceğe aktarmak adına, yazmaktan kendimi alıkoyamıyorum.
Yolculuğa çıksak; telefonla ailemizi aramak için PTT salonlarında saatlerce beklemek zorunda kalırdık. Bir yeri aramak istediğinizde; önce telefonun yanındaki kahve değirmeni sapını andıran aleti çevirir; sonra da karşınıza çıkan santral memuresine kiminle görüşecekseniz, onun numarasını söylerdiniz. Telefon memuresi de sizi istenen numaraya bağlardı. 1960'lı yıllardan sonra çevirmeli telefonlara geçildi. Bugünkü tuşlu telefonlar gibi kolay olmadığı için, telefon çevirmek zaman alırdı. Fakat neyse ki telefon numaraları şimdiki gibi 7-10 haneli değildi ve 4-5 haneliydi. Birkaç çevirme ile karşı tarafla konuşuyorduk.

 


Şehirlerarası telefon konuşmaları 1984 yılına kadar, telefon santralindeki memureler aracılığı ile yapılırdı.  Bu görüşme istekleri, santraldeki memureler tarafından sıraya konulduğu için ve sıranın gelmesi için saatlerce ve bazen de bütün gün beklemek gerekirdi. Konuşma ücretleri ise: normal konuşmanın üç katı; "yıldırım konuşma" ücreti, normal konuşma ücretinin beş katı olurdu. Telefon konuşmaları arasında "davetli konuşmalar", konuşulacak kimsenin postaneye davet edilmesi yoluyla yapılırdı. "İhbarlı Konuşma", aranılan kimsenin bulunması ve konuşmayı kabul etmesi istenerek yapılan konuşma idi. Aranılan kimse bulunamazsa buna "Gayri vaki konuşma" denir ve küçük bir ücret alınırdı. "Ödemeli Konuşma Ücreti", konuşulmak istenen kimse tarafından ödenmek üzere yapılan telefon konuşmasına denirdi.

10 haneli değil, 4-5 haneliydi. Birkaç çevirme ile karşı tarafla konuşuyorduk..

Küçük bir ücret alınırdı. ‘Ödemeli Konuşma Ücreti’, konuşulmak istenen kimse tarafından ödenmek üzere yapılan telefon konuşmasına denirdi.