Bilginin doğası, kapsamı ve kaynağı ile ilgilenen felsefe dalı diye tanımlanıyor kısaca...
Temel kavramları ise doğruluk, gerçeklik ve temellendirme diye yapılandırılmış...
Yanlış bilgi tanımı da yapılmış...
Bugün doğru olarak bilinen bir konu yarın aksi ispatlandığında doğruluğunu yitirir. Bilgi değişken de olabilir...
Mesela bundan bir müddet önce “mide asidinde hiçbir canlı var olamaz" şeklindeki bilgi Helicobacter pylori isimli bakterinin varlığı ispat edildikten sonra tıpta önemli değişimlere yol açmıştır.
Bin yıllardır bilginin felsefesini yapanlar yalan ve bilginin pek biraraya gelebileceğini düşünememişler.
Yanlış bilgiyi tanımlamışlar , ama yalan bilginin bir oksi moron olduğu ön kabulu ile bu konuya girmemişler bile...
Halbuki bu günleri görseler, ne kadar eksik bıraktıklarını anlarlardı...
Sağlık üzerine bilgiyi üretenlerin, üretilmesi istenen bilgiyi ürettiklerini ...
Yani...
Ellerine verilen sonucu geriye doğru giderek gerçeklik ile ilişkilendirmeye ve temellendirmeye çalıştıklarını görseler...
Bunu nasıl izah ederlerdi ki?...
Ya da...
Post-truth politika diye tanımlanan...
Bugünün yalanlar üzerine kurgulanan politikalarını nasıl kategorize ederlerdi?..
Önce bir yalan atıyorsun mesela...
Hastane yaptım diye...
Bir büyük fuar alanı ve stand paravanlarını gösteriyorsun...
Sonra emrindeki ekip bu yalanı temellendirebilme ve gerçekle ilişkilendirenilme adına yoğun bir faaliyete giriyor.
Yok afet hastanesi böyle olur...
Efendim bu bir sahra hastanesi...
Kadroların...
Hekimlerin, hemşirelerin...
Laboratuvarların...
Olmayışı gözden kaçırılır...
Bir hasta yatağı ve bir steteskopla gerçekle ilişkilendirilmeye çalışılan bir bilgi oluşturulur...
Ama bu bilgi yalandır...
Aşı buluyorum diye bir sonuç bilgi üretir ve dolaşıma sokarsın...
Ekibin geriye doğru bilgiyi temellendirme çabasına girer...
Nihayetinde yeni bir yalan bilgi daha dolaşımdadır...
Oluşturduğun yalan bilgi bombardımanı ile kitleleri etki altına alırsın...
Mesela çok ölümcül bir salgın var...
Bu arada süreçte bazı bilgiler oluşmaya başlar. İtalya kayıp vakaları için ki 12 bin kişilik istatistikleri yayınlar. Yaş ortalaması 78'dir.
Panik, korku ve endişenin gevşediğini görünce 29 günlük bebek de salgında öldü bilgisini piyasaya sürersin. Bir bebek ölümü bilgisini salgın çocukları da vuruyor (şimdilik) yalan bilgisini oluşturursun.
Korku, panik ve endişenin gevşemesine engel olursun...
Para, borsa, türev piyasalar vs... yüzlerce yalan bilgi üretirsin. Sonra bunların üzerinden kitlelerin , ülkelerin cebine elini sokar bir güzel boşaltırsın.
Senin ürettiğin yalan bilginin gönüllü papağanları sürekli içi boş tekrarlar ile kitleleri etki altına almaya çalışırlar.
Seni IMF'in kapısına gitmeye zorlarlar...
Yalnız bir de şu var ki...
Gerçeklerin birgün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır...
Gerçi bu sürekli yalan bilgiler dünyasında yaşayanların kafasına balyoz olup inse pek bir işe yaramaz ama...
Dünya’nın bir gerçekliği ve doğru bilgisi de bu aslında...