Artık normalleşme sürecine girdik. Pek çok ülkeye göre daha başarılı bir süreç geçirdiğimizi söylemek mümkün. Sağlık çalışanlarımız ve Bilim Kurulumuz gerçek bir takdiri hak ediyor. Siyasi iradenin aldığı kimi kararlar, zaman zaman eleştirilse de onlar da sağlığın yanında birçok farklı dengeyi göz önünde bulundurarak koruma tedbirleri aldılar. 10 Mart’ta ilk vakanın görülmesiyle ülkemizde başlayan süreç, 1 Haziran itibariyle yerini normalleşmeye bıraktı. Bu kadar hızlı normalleşmeye elbette karşıyım. Eleştirdiğim bazı noktalar tabii ki vari ancak bunu şimdilik saklı tutuyorum. Bu yazımda belki de eşine rastlanmayacak bir yönetim hatasına değinmek istiyorum. 

1 Haziran’da hızlı bir normalleşme sürecine girince hepimiz artık sokağa çıkma yasağı olmayacağını düşündük. Her şey için bu kadar normalleşme başlayınca doğal olarak sokağa çıkma yasağının da bir anlamı kalmıyor. Hafta içi yapılan Bilim Kurulu toplantısının ardından Sayın Sağlık Bakanı, artık sokağa çıkma yasağı öngörmediklerini açıkladı. Bilim Kurulu toplantılarında ne konuşulduğunu bilmediğimiz için onların da artık böyle düşündüğünü düşündüm. Hemen ardından perşembeyi cumaya bağlayan gece yarısı saat 01.00’de İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınlayarak 14 Büyükşehir ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan etti. Beklenmeyen bir karar olduğu için sosyal medyada çığ gibi büyüyen tepkiler gelmeye başladı. Ardından 10 saat geçti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sosyal medya hesabından gerekçeleri sıralanarak gelen talepler üzerine sokağa çıkma yasağının iptal edildiği duyuruldu. 

Sağlıkla ilgili bilimsel bir konuda kamuoyu tepkisine göre karar değiştirmenin çok tehlikeli ve yanlış olduğunu düşünüyorum. Ama ne yazık ki OY kaygısı her şeyin önünde geliyor. Böyle hayati bir konuda bu kadar plansız istikrarsız dağınık olunmasını ve alelacele kararlar alınmasını, kendimi ne kadar zorlasam da anlamıyorum. En hafif tabirle büyük bir beceriksizlik ve yönetsel hata olduğunu düşünüyorum. 

Bu kadar hızlı bir normalleşmenin tehlikeli olacağı uzmanlar tarafından günlerdir defaatle söyleniyordu. Ama siyasi irade onları dinlemedi. Sokağa çıkma yasağını, artan vaka sayısına bağladılar. Umarım uzmanlar yanılır vaka artışı bu kadarla kalır. Ama sokaklardaki, restoranlardaki kalabalıklar tehlike çanlarının ne kadar yüksek sesle çaldığını gösteriyor. Her gün 700-800 vakanın olduğu bir durumda tehlikenin geçmemiş olduğu gün gibi aşikardır.

Sonuç olarak neler mi öğrendik?

Sağlık Bakanı açıklayınca sokağa çıkma yasaklarının artık iptal edildiğini öğrendik,

İçişleri Bakanlığı’nın sokağa çıkma yasağı ilan etmesiyle iptalin iptalini öğrendik,

Cumhurbaşkanı’nın sokağa çıkma yasağını kaldırdığını açıkladığı tweetleri ile iptalin iptalinin iptalini öğrendik.

Baş döndürücü, yasakların dahi yasaklandığı bir 24 saat geçirdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kararlar çok hızlı alınacak dediklerinde sanırım bunu kastetmişler. 

Henüz tehlike geçmiş değil. Bizi yönetenlerin de artık kafalarının çok karışık olduğu belli. Bizlere düşen kendi önlemlerimizi istisnasız, katı şekilde uygulamak. Tabii hayatta kalmak istiyorsanız...

Kalabalıklardan uzak durun...

Maskesiz sokağa çıkmayın...

Sosyal mesafenizi koruyun...

El temizliğinize özen gösterin...

Sağlığınıza dikkat edin; çünkü siz yasaklardan, iptallerden, kafa karışıklıklarından daha  önemlisiniz...

- - - - - - -