Ankara merkezli, 2006 yılından beri faaliyette olan Sivil Savunma Uzmanları Derneği (SİSUD), afetler konusunda toplumu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek gayesinde ilerliyor.
Dernek Başkanı Olcay Yılmaz, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını ve depremle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini belirtti. Yılmaz özellikle bitişik nizamda yapılan binaların büyük tehlike arz ettiğini de vurguladı.
 

YEREL YÖNETİMLER BİNALARI YAPARKEN YÜKSEKLİĞİ STANDART HALE GETİRMELİ
“Depremlerde iki türlü önlem vardır.

1- Yapısal Önlemler

2- Bireysel Önlemler.

Gerçek önlemler yapısal önlemlerdir. Mimari projeleri çizilmiş, teknik boyutta sağlam binalar yapılmış, standartlara uygun şekilde yapılan binalar da yapısal önlemler alınmış oluyor zaten. Burada yerel yönetimlerde şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Şehir merkezlerine baktığımız zaman bitişik nizam binalar had safhada. Fakat bu noktada bitişik nizamdaki binaların aynı hizada olması gerekiyor. Kirişler aynı hizada olursa binalarda güç sağlanabilir. Kirişler ufak sarsıntılarda komşu binanın tuğlasına vurunca bile birbirlerini etkiliyor ve zarar veriyor. Yerel yönetimler, Türkiye genelinde bitişik nizamlı binaları yaparken mutlaka yüksekliği standart hale getirmeliler. “ 


DEPREM ÇANTASI HAYAT KURTARIR
Yılmaz deprem çantasını hazırlamanın zor bir şey olmadığını, bireylerin bu konuda duyarlı olması gerektiğine dikkat çekti. “2005 yılına kadar birçok ailenin deprem çantası vardı. Aslında herkesin evinde var. Deprem çantası kullanmadığınız bir çantayı alıp içerisine battaniye, ilk yardım seti, pilli el radyosu, pilli el feneri, düdük, su, değerli evraklarınız, konserveler, kullandığınız ilaçlar gibi birtakım gereçleri koymanızdan oluşuyor. Bu çok zor bir şey değil, hayat kurtarır. Bireyleri bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum.”


“AFET VE ACİL DURUM GÜVENLİĞİ” DERSİ ŞART
Diğer yandan SİSUD Başkanı Olcay Yılmaz, bilinçli deprem kültürünün eğitim ve ailede başladığını belirterek, bütün okullarda Afet ve Acil Durum Güvenliği dersinin olması gerektiğini söyledi. “Deprem bölgesinde yaşıyoruz. Dolayısıyla deprem kültürüne alışmamız şart. Bu kültürü kazanmak da ailede eğitimlerle ve okullarda belirli disiplinle sağlanabilir. Deprem eğitimleri anaokulu ve ilkokul zamanlarında başlatılmalı. Tatbikatlarla daha da genişletilmeli. Bununla birlikte önemle üzerinde durmak istediğim husus; Türkiye’de bütün okullarda Afet ve Acil Durum Güvenliği dersi olması lazım. Bu ders okullarda, eğitim fakültelerinde oluşturulabilir, öğretmen yetiştirilebilir. Her okulun nasıl rehber öğretmeni varsa, afet ve acil durum güvenliği öğretmenleri de olabilir. Sadece deprem değil, sel, yangın, çığ, temel ilk yardım, kuraklık, silahlar, radyoaktif serpintiler vs. derslerle alan ilerletilir. Bu olduğu zaman ülkemizde afet kültürü oluşacak. Bunun sonucunda insanlarımız hayatını kaybetmez. Gerekli duyarlılıklar ve eğitimlerle depremle yaşamayı öğrenebilir ve hazırlıklı olabiliriz.”