Eskişehir’in üç üniversitesi covid19 tedbirleri nedeni ile yüzyüze eğitim yapmama kararı aldılar.

Bu da şu demek ki, 70-80 bin, belki de daha fazla öğrenci Eskişehir’e gelmeyecek.

Ekonomik karşılığı da aylık 100 milyon civarında bir girdi şehirden uzaklaşacak.

Haliyle konunun birinci derece ilgilileri bu konuyu gündeme taşıyıp, çokça mağduriyet oluşacağını dile getiriyorlar.

Haklılar...

Çünkü Eskişehir bir  öğrenci kenti ve ekonomisinin ciddi bir kısmını buna göre yapılandırmış.

Öğrenci yoksa sistem çalışmaz, çalışmayacak.

Öğrenci kenti olursanız bu kaçınılmaz sondur.

Üniversite kenti olmak farklıdır ve maalesef biz öğrenci kenti olmayı tercih ettik.

Bundan 8-10 yıl kadar önce  Ak Parti İl Teşkilatı, STK'lar ve kanaat önderleri ile arama toplantıları yapmıştı.

Eskişehir’in gelecekte hangi alanlara doğru yönlenmesi gerektiği konusu irdelenmişti.
Yüzlerce görüş, öneri, fikir günlerce istişare edilmişti.

Sonuç olarak ise şunlar deklare edilmişti;

-Turizm önemli idi, özellikle termal ve sağlık turizmi olmak üzere bu konuda çalışmak gerekli ,

-İki devlet üniversitesi olan tek Anadolu şehri idik ve bu avantajı kullanarak bir üniversite kenti olma konusunda yol almalıdır.

-TEI, Tusaş, THK İnönü ve Hava Kuvvetlerinin üssü olan Eskişehir bir havacılık merkezi olmalı idi,

- Tülomsaş ve YHT’nin o dönem merkezi durumundaki Eskişehir bir raylı sistemler merkezi olmalı idi,

-Son olarak da o dönem yoğun bir dizi ve film çekim alanı olan Eskişehir bu konuda geliştirilmeli, kapalı stüdyolar ve açık hava platoları ile bir merkez haline gelmeli idi...

Şimdi dönüp bakarsak;

- Turizm kenti olduk olmasına da; nasıl olduk?...

Termal, sağlık ve kültür-tarih turizmi için gelip, en az üç gece konaklayacak ve kişi başı 4-5 bin TL harcayacak turistler yerine, beş liraya çakma  Madame Tussauds müzesi gezdirdiğimiz, bir haşhaşlı ekmek, yarım kilo helva ve 1 liralık magnet alıp akşam dönen bir sürü turistimiz oldu.

Bunu da yıllardır Yılmaz Hoca sanki bir marifetmiş gibi Eskişehir halkının gözüne sokup duruyor.

Nitelikli turizm için ise daha delikli kuruş yatırım yapılmadı şehirde...

-İki devlet üniversitesi üç oldu ama üniversitelerimiz nitelik konusunda arpa boyu yol alamadılar. Akademik başarı yok. Açıköğretimin ticari başarısı ekonomik olarak ne üniversite ne de kente bir yatırıma dönüşmedi. Paraları da elbirliği ile, gözümüzün içine baka baka elimizden kaptılar...

Şimdi neredeyse elli üniversitenin daha açıköğretimi var.

Bu arada sadece niceliği önemsenen öğrenci ise aynı Yılmaz Hoca’nın günübirlik turistleri gibi...

Okullar akademik anlamda yerlerde sürününce ne başarılı öğrenciler burada ne de paralı öğrenciler...

Çalışanı öğrenci, müşterisi öğrenci garip bir hizmet sektörü oluştu ki şehre faydası ayrıca tartışılır...

-Havacılık kenti olmak konusunda ise o gün nerede isek bu gün belki ancak aynı yerdeyiz.Alp Havacılık dışında bu konuda kentte gayret gösteren de kimse olmadı...

-Raylı sistemlerde bırakın merkez olmayı, az kaldı Tülomsaş’ı da kapatacaklar o olacak...

- Film dizi işinde ise elimizde bir açık hava taksim platosu vardı o bile bakımsızlıktan yok olacak...

Burada şehrin kaderi ve gelişmişliğinde bu kadar sıkıntılı durumda isek pek çok sorumlusu var...

Birinci sorumlu şehrin yirmi yılının yerel iktidarı, herşeyi herkesten çok bilen Hoca’dır.

Ekibi filan demiyorum, çünkü Hoca tek kişilik dev kadro olduğu için gölgesinde ot bitmedi bugüne kadar...

CHP ile ilgili bir sorumluluk olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bırakın Eskişehir’i daha ülkede milletin hayrına bir çivi çakmışlıkları vaki olmadığı için onları bu sorumluluktan vareste tutuyorum.

İkinci derece sorumlular ESO, ETO gibi şehrin kaderinde belirleyici olması gerekenlerin pasiflikleridir.

Ve son olarak gelmiş geçmiş tüm Ak Parti Teşkilat başkanları ve vekilleridir.

Onlar da, her şeyi de biz mi yapmalıyız mazeretine asla sığınmamalı... Çünkü Erdoğan ve yol arkadaşları  hiçbir şeye ve kimseye nispet yapmadan, sadece Hakk’a ve halka hizmet etmeyi görev bildiler. Reis hiç mazeret üretmedi. Eskişehir’in AK Partililerinin de hiç ama hiçbir mazereti olamaz ve olmamalı da...