Merhaba sevgili Eskişehir Haber takipçileri. Bu hafta sizlere tıbbi adıyla ‘PREMENSTRUEL SENDROM-PMS’ olarak da bilinen ve adet yaklaşırken kadınların neredeyse %70-80’inde görülen ve değişen hormon düzeyleriyle bağlantılı olarak ortaya çıkan şikayetler zincirinden bahsedeceğim. Neyse ki kadınların yarısında yakınmalar hafif olup, günlük yaşantıyı etkilemezken, diğer yarısında depresyon dahil ciddi şikayetler ortaya çıkar. ’Eşim ayın belli günlerinde bambaşka biri oluyor, huyu suyu değişiyor’ diye yakınan eş görmüşümdür. Şikâyetler fizyolojik ya da psikolojik olabilir ve kültürel farklılıklardan etkilenebilir.

ADET ÖNCESİ GERGİNLİK (PMS) YAŞAYAN KADINDA ŞİKAYETLER 

Şikayetler farklı kültürlerden gelen kadınlarda değişken olabilmektedir. Örneğin Uzakdoğu’lu kadınlarda ağrı ön planda iken, gelişmiş batı toplumlarında depresyon ilk sırayı alır. Kadının her ay yaşadığı bu sorun onun sosyal yaşamını etkiler, hatta özgüvenini yitirmesine bile sebep olabilir.

FİZİKSEL BELİRTİLER NELERDİR?

Kadınlarda hemen hepsinde hafif kilo artışı ve meme hassasiyeti oluşur. Ayrıca baş ağrısı, döküntüler, kas ve eklem ağrıları, sindirim sistemi bozuklukları, halsizlik, çarpıntı, denge bozuklukları, uykusuzluk, sıcak basmaları, ses ve kokulara hassasiyet sayılabilir.

DUYGUSAL BELİRTİLER NELERDİR?

Duygusal aşırı hassasiyet, depresyon, aşırı sinirlilik, bazen hafif hafıza kaybı, konsantrasyon bozukluğu sıklıkla görülebilen belirtilerdendir.

PMS NEDENLERİ NELERDİR?

Kadın toplumunda bu kadar sıklıkla görülen bu sendromun nedenleri ile ilgili birçok çalışma yapılmış olmakla birlikte ne yazık ki kesin bir sonuca varılamamıştır. Sadece bazı teoriler vardır. Üreme hormonlarının rolü vurgulanmaktadır. Örneğin yumurtlamayı baskılayan ilaçların verildiği kadınlarda PMS gerilemektedir. Üreme hormonları ile sinirlerde iletimi sağlayan bazı maddelerin ortak hareket etmesi sonucu PMS’nin oluştuğuna dair güçlü bulgular vardır. Başka bir teoride ise vücuttaki kalsiyum-magnezyum dengesinin bozulması suçlanmaktadır. Stres hormonlarının yüksekliğinin de PMS’yi tetiklediği düşünülmektedir.

PMS KİMLERDE DAHA SIKTIR?  DİĞER HASTALIKLARLA İLİŞKİSİ NEDİR?

PMS tüm dünyada, her kültürden kadında değişken şiddette görülen bir rahatsızlıktır. Şiddeti yaş arttıkça azalmakta, çocuk sayısı arttıkça artmaktadır. Ailesel geçiş bazen geçerlidir.P MS bazı hastalıkların şiddetini artırabilir. Örneğin migren ve astım atakları artabilir, diyabet hastalarında kan şekeri düzeyleri ve insülin ihtiyacı değişebilir. Bazı kronik hastalıklarda alevlenmeler olabilir. Ergenlik dönemindeki kız çocuklarında yeme bozuklukları ve intihar eğilimi olabilmektedir.

PMS TANISI NASIL KONUR?

PMS tanısı maalesef kesin kanıtlarla konamaz. Hastalığı kanıtlayan net laboratuvar bulgusu elde etmek mümkün değildir. Tanı için en güvenilir yol her hastalıkta olduğu gibi ayrıntılı bir öykü, dikkatli bir fizik muayene ile hastayı 2-3 ay takip ve kayda almaktır.

TEDAVİDE İZLENEN YOL NEDİR?

DİYET: Az az ve sık yemek, adete yakın dönemde kırmızı et ve yağlardan uzak durmak, bolca sebze meyve tüketmek, kafeinli içecekler ve alkol tüketimi kısıtlaması faydalıdır.                               EGZERSİZ: Spor yapılamıyorsa en azından günlük 30-45 dakikalık yürüyüşler yararlıdır.        VİTAMİNLER: A,E ve B6 vitaminleri suçlanmıştır ama kesin değildir. Günlük kalsiyum ve magnezyum destekleri önerilmektedir. Serotonin düzeyini etkileyen ilaçlar, anti depresanlar, anksiyete giderici ve idrar söktürücü ilaçlar, erkeklik hormonu, psikoterapi ve akupunktur da tedavide kullanılmaktadır. 

VE KONUYLA İLGİLİ BİR FIKRA

Adet öncesi çok gergin olan kadın doktora gider,’ doktor bey geceleyin yatakta bütün gece bir sağa, bir sola dönüyorum, bir türlü uyuyamıyorum. Şakacı doktor cevap verir:’ hanımefendi bütün gece bir sağa, bir sola dönsem ben de uyuyamam.’

Erkek okurlarımıza karşı cinsin bu özel döneminde onlara anlayışlı ve sabırlı davranmalarını tavsiye ediyor, hepinize sağlıklı, huzurlu günler diliyorum. Hoşçakalın, sevgiyle kalın.