Tepebaşı Belediyesi, eğitim ve çocuk gelişimine verdiği önem kapsamında çalışmalarına devam ediyor.

Çocukların erken yaşta çevre bilinci kazanması, geri dönüşümün önemini kavraması, küresel iklim olaylarına karşı farkındalık elde etmeleri adına birçok bilinçlendirme ve eğitim çalışması gerçekleştiren Tepebaşı Belediyesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte Eko-Okullar projesinin de paydaşı olmayı sürdürüyor. Uluslararası Çevre Eğitim Programı Eko-Okullar da faaliyetlerini koronavirüs sürecinde sürdürüyor. Konuyla ilgili bilgi veren Eko-Okullar İl Koordinatörü Nadir Erdem, “Eskişehir’de anaokulları, ilk ve ortaokullar düzeyinde 42 Eko-Okul bu süreçte; çöp ve atıkların geri dönüşümü, küresel ısınma ve iklim değişikliği, enerji tasarrufu, su, biyolojik çeşitlilik, tasarruf ve sağlıklı beslenme gibi konularda sürdürdükleri çalışmaları koordinatör öğretmenler ve öğrenciler ile birlikte EBA ve çeşitli sosyal medya hesapları üzerinden paylaştılar. Emeği geçen öğretmen, idareci ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum” dedi.

Nadir Erdem, “Okullarımızın kapalı olduğu, öğrenci ve öğretmenlerimizin okullarda olmadıkları bu dönemde hazırladıkları video, slayt, afiş çalışmalarında koronavirüs salgını hakkında bilgilenme aynı zamanda korunmak için kişisel ve toplumsal tedbirler konusunda farkındalık oluşturdular. Yapılan çalışmalar bizim için de çevre bilinci ve eğitimi konusunda uzaktan eğitim deneyimi oldu. Bu sayede öğretmen, öğrenci ve velilerimiz evde kaldıkları süreçte faydalı bir çalışma yaparak hem zamanı değerlendirdiler hem de mutlu oldular. Bizler de Eskişehir Eko-Okulları olarak okulların açılacağı günleri özlemle beklerken yeni eğitim-öğretim yılında çevre eğitimlerini okullarımızda yüz yüze sürdürürken, uzaktan eğitim etkinliklerimizi de daha aktif şekilde sürdüreceğiz. Dünya tarihini incelediğimizde birçok salgın hastalığın insanlığı tehdit ettiği bu salgınların kıtalar ve bazı ülkelerde görülürken, koronavirüs salgını neredeyse tüm dünya ülkelerini etkisi altına aldığını görüyoruz. Okulların, iş yerlerinin ve birçok sektörün faaliyetlerini durdurduğu ya da esnek çalışma yöntemiyle kısıtlı yaşam şekline geçtiği bu duruma hiç de alışık değiliz. Tüm bu olumsuzluklardan geleceğe dönük olumlu dersler çıkarmalıyız. Çevreyle daha barışık, çevrenin doğanın bize sunduğu toprak, su ve hava gibi yaşamımızın temel kaynaklarını koruma konusunda daha duyarlı olmalıyız. ‘Ekolojik Okuryazarlık’ çevreyi anlama ve onun kurallarına ayak uydurma diyebileceğimiz konularda farkındalığımızı yükseltmeliyiz. Tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmeliyiz, sağlıklı yaşam konusunda beslenme alışkanlıklarımızı yeniden sorgulamalıyız. Türkiye’de yaşanan salgın vakalarının neredeyse yarısına yakınının İstanbul ilimizde olduğunu düşünerek Türkiye nüfusunun (İstanbul, Ankara ve İzmir) yüzde 30,69’u, yaklaşık 3’te 1’inin bu üç şehirde toplanmış olduğu gerçeğini tekrar hatırlamalıyız. Kırsal nüfusun köylerden şehirlere göç ettiğini, belki de artık tersine göçün başlaması gerektiğini bir kez daha gözden geçirmeliyiz.  Umutlarımız hep yeşil kalmalı ancak tedbiri elden bırakmamalıyız. Salgının başladığı günlerde olduğu gibi, normalleşme sürecinde de salgından korunmak için açıklanan 14 kuralı titizlikle uygulamalıyız. Eko-Okullar ailesi olarak bu süreçte özverili çalışmalarıyla salgını en az hasarla atlatmamız için çalışan ve çalışacak olan sağlıkçılarımızı yürekten alkışlıyor, minnet borçlu olduğumuzu belirtmek istiyorum. Sağlıklı mutlu günlerde buluşmak ümidiyle hoşça kalın, gerekmedikçe dışarıya çıkmayın, evde kalın” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim