Koronavirüs sebebiyle diğer insanlarla temasımızı olabildiğince sınırlandırıyoruz. Anlaşılıyor ki virüsün en rahat bulaşma durumu yakın temas ve virüsün yoğun olarak bulunduğu kapalı alanlar. Açık havalarda mesafeli sosyal temaslar çok tehlikeli değil. Bu sebeple özellikle kapalı alanlarda misafir kabul etmemeliyiz, misafirliklere gitmemeliyiz. Eğer illa ki görüşmemiz gereken kimseler varsa mümkün olduğunca açık havada ve aramıza belli bir mesafe koyarak görüşmeliyiz...
Çevremdeki insanları bu konularda sıkça uyarıyorum. Genel olarak bu kurallara uyulsa da özellikle iki sebepten bu kurallara uyulmadığını gözlemliyorum. Yazdıklarım, zorunlu olarak kapalı alanlarda başka insanlarla çalışmak zorunda olanları kapsamıyor. Ben,zorunluluğu olmadığı halde bu kuralları uygulayamayanlardan söz ediyorum...
Gözlemlediğim birinci sebep, kabadayılık... Evet, açıkça virüse kabadayılık yapmaya çalışanlar var. Bu olumsuz davranışlarını kınadığınızda size “O kadar da korkak olma. Amma da korkuyorsun” şeklinde tepki gösteriyorlar. Koronavirüs bu gruptakilerin kendilerini bir şekilde kanıtlamalarına vesile sanki. Kendi hayatlarını da başkalarının hayatlarını da tehlikeye atıyorlar ve etraflarıyla dalga geçerek bu davranışlarını sürdürüyorlar... Virüsle inatlaşıyorlar. Kafa tutuyorlar, kabadayılık yapıyorlar...
Gözlemlediğim ikinci sebep, aşırı nezaket... Bu gruptaki insanlar da çevrenin baskısına direnemeyenler, hayır diyemeyenler... Çevrelerinde bir çok düşüncesiz insan var ve o insanlar misafir gelmek istiyor, misafirliğe çağırıyor... Aşırı nazik grubuna girenler de bu çağrılara hayır diyemiyorlar. Çünkü alacakları cevap onları korkutuyor... “Ne yani, bizden sana hastalık geçer diye mi korkuyorsun? Biz virüslü müyüz yani, onu mu demek istiyorsun? vs...”
Hele geleneksel bağların nispeten fazla, akrabalık ilişkilerinin yoğun olduğu kırsal bölgelerde bu negatiflikler çok daha öne çıkıyor. Metrekareye düşen insan sayısına bakıldığında büyük kentlerin sosyal mesafeyi korumada dezavantajlı olduğu düşünülüyor ama bence saydığım sebeplerden dolayı kırsal bölgeler, köyler, beldeler bulaştırıcılık bakımından daha dezavantajlı... Buralarda kapıları kapatabilmek çok zor. Sosyal baskı buralarda çok güçlü. Büyük kentlerde insanlar zaten evlerinde daha az sosyal ilişki yaşıyorlardı. Asıl temas dışarıda oluyordu. Ama kırsal bölgelerde evlere gidip gelmeler hala sürmekteydi...
Virüs şayet hızlı yayılma imkanları bulacaksa bir aşırı nezaketimiz yüzünden bir de virüse karşı kabadayılık yapmaya kalktığımızdan olacak bu...