Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı için oy vermedim, peşinen söyleyeyim, ancak kampanya sürecinde hakkında olumsuz tek kelam etmedim, bir tek yazı yazmadım. Çünkü Muharrem İnce’nin seçilmesi durumunda Recep Tayyip Erdoğan kadar olmasa da başarılı olacağını, her şeyden önce, ülkemizin bağımsızlığı için çalışacağını ve ‘dışarıdan’ talimat almayacağını düşünüyordum…
Bugün hâlâ aynı noktadayım…
Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Muharrem İnce hakkında yapmadığı övgü kalmayan, biz, Muharrem İnce’ye oy vermeyeceklere demediğini bırakmayanların, şimdi Muharrem İnce yeni bir hareket başlatıp belki de yeni bir parti kurmaya heveslenince, bu kez tam tersi biçimde konuşmalarını, bir türlü anlayamıyorum.
Bana sanki tanımadıkları, bilmedikleri bir insan hakkında, tanıyormuş gibi yapıp biz seçmenleri kandırmaya çalışmışlar gibi geliyor…
Partisi aday gösterdiği için Muharrem İnce’ye oy verenleri kastetmiyorum…
Ve yahut Muharrem İnce hakkında büyük büyük konuşmayıp sosyal medyada paylaşım yapmayanlar da bu sözlerimin muhatabı değil…
Muharrem İnce sırf Recep Tayyip Erdoğan’a rakip diye, tanımadıkları, bilmedikleri, düşüncelerinin ne olduğunu umursamadıkları bir kişiyi, neredeyse ‘tanrılaştırıp’ sonra da her söylediğini savunan, her yaptığını ‘kutsayan’ zavallılar hakkında birkaç kelam etmek istiyorum…
Zira herkes yanılabilir…
Örneğin Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu’nu partisinin tepesine getirirken yanılmış ve o gün kendisine ‘yanılıyorsunuz’ diyenlere, özel sohbetlerinde bunu kabul etmiştir…
Ya da bir insanı tanıdığınızı zannederek onunla yola çıkarsınız ve sonraları o insanı ya tanımadığınızı ya da o insanın değiştiğini anlar yolunuzu değiştirirsiniz…
Bu durumlar da farklı…
Bütün bu saydıklarımın dışında kalan milyonlarca insan var ülkemde, Muharrem İnce’ye cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında gereğinden fazla övgü yağdırıp, şimdilerde, ne söylediğine, ne yaşadığına, neler hissettiğine ve neler bildiğine bakmadan, hemen hakaret etmeye başlayan…
O kişiler, bugün övdükleri Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş hakkında da aynı şeyleri mi düşünüyor acaba?

***

Türkiye’de özünde iki tür seçmen profili var, diyebiliriz…
Birincisi, kendi biriktirdiği bilgilerle verdiği karara göre konuşan herkesi destekleyen; diğeri, düşünüp taşınıp ülkeye faydalı olacağını öngördüğü kişileri ‘lider’ kabul edip, zaman zaman eleştirse de eleştirdiği şeyler yapsa da “belki vardır bir bildiği, benim bilmediğim bir şey biliyor olabilir” diyerek, eleştirilerini sessizce yapıp lider bellediği kişiyi desteklemeye devam edenler…
Sağda da solda da bu türden seçmenler var…
Birinci grup seçmen, her şeyi kendisinin bildiğini, kendisinin her sorunu çözdüğünü düşünüp kendisiyle aynı şeyleri düşünen insanlara oy veriyor ve fakat o kişi, bir gün kendisinden başka şeyler söyleyip yapmaya başlayınca, bırakın desteğini kesmeyi, bir güzel de küfrediyor…
Diğer grup seçmen, bir kişi hakkında ‘liderim’ demeden önce titizlikle gözlemliyor, bu lider, bir gün kendisinden başka bir şey söyleyip yapmaya başlayınca, “Acaba kendi bilgim yetersiz mi bu konuda” deyip, “lider” kabul ettiği kişinin öğreticiliğini kabul ediyor…
Bize ikinci gruptaki kişileri yıllarca “biat eden geri zekâlılar” olarak yutturmaya çalıştı ilk gruptakiler, o da ayrı bir tartışmanın konusu…
Diyeceğime gelelim…
Muharrem İnce, cumhurbaşkanlığına adayken birçok doğru ve haklı sözlere sahip bir kişiydi…
Şimdilerde çok sevdiği partisinden kopacaksa mutlaka bu kopuş nedeniyle, kendisine oy veren milyonlarca insandan daha fazla üzülüyordur ve hatta bu insanların toplamı kadardır üzüntüsü. Peki, hiç mi merak etmiyorsunuz, neden kopuyor çok sevdiği partisinden?
Söylediklerinde, tavrında haklılık payı yok mudur, gram dahi olsa?
Neden hemen reddediyoruz, neden küfrediyoruz…
Muharrem İnce, CHP’den ayrılıyor diye ona küfreden ‘millet ittifakı’ mensuplarının, aynen CHP’den ayrıldığı için sevinen, kendileri için iyi bir şey olduğunu, peşin hükümle, kabul eden ‘cumhur ittifakı’ mensuplarından ne farkı var?

***

Evet, evet…
Zaten yüzde 25’ten daha fazla oy alması artık neredeyse imkânsız olan ve asla ‘tek başına’ kendilerine rakip olamayacak bir partiden oy ‘çalacağını’ düşündükleri için Muharrem İnce’nin CHP’den kopuşuna sevinen AK Partililere çok kızıyorum…
İki sebeple…
Birincisini yukarıda yazdım, İnce’nin CHP’den ayrılışının kendi partileri için hiçbir faydası olmayacaktır, farkında değiller…
İkincisi, emin olup Muharrem İnce parti kurarsa, Cumhur İttifakı’ndan oy ‘tırtıklayabilecek’ ender isimlerden biridir, AK Partililer bunun farkında değil…
Tabii Muharrem İnce, parti kurarsa!
Son birkaç gündür Muharrem İnce’nin parti kurmayabileceği ve hatta CHP yönetimiyle anlaştığı konuşuluyor…
Muharrem İnce parti kurmayabilir, ancak CHP yönetimiyle anlaşırsa emin olun siyaseten biter ve kendisini desteklemeye hazır yüz binlerce yoldaşını üzer…
Peki, Muharrem İnce parti kurarsa ne olur?
12 Mayıs tarihinde bir yazı yazmış ve CHP’deki yönetim anlayışı nedeniyle rahatsız olanların varlığından bahsetmiştim: “CHP’den kaçanların yeni adresleri belli oluyor
O yazımda, muhtemelen İYİ Parti’nin, CHP’deki yaşananlardan rahatsız olanların yeni adresi olacağından bahsetmiştim…
Ben, Türkiye’nin bir sonraki seçime üç ittifak ile gideceğini düşünüyorum…
Cumhur, Millet ve Barış ittifakları…
CHP ve HDP’nin kuracakları “Barış İttifakı” ile sandığa gideceğini, bu ittifaka bir ihtimal Deva Partisi’nin de katılacağını öngörüyorum. Hatta Davutoğlu’nun son çıkışından sonra Gelecek Partisi’nin de bu ittifaka kayabileceğini söyleyebiliriz…
Neyse, bütün bunlar başka bir yazının konusu…
Diyeceğim şu ki, Muharrem İnce parti kurarsa, CHP’den kopmayı düşünen, 5-7 puanlık muhtemel “İYİ Parti seçmenini” kendi uhdesine alacaktır…
Ancak oy potansiyeli yüzde 12 civarında olabilir, bu da kendisinin ve partisinin performansına bağlı…

***

Gelelim, Muharrem İnce parti kurarsa Eskişehir’de ne olacağına?
Kendisini arayıp sorardım, ancak yakınlığımız yüzünden sıkıntılı bir durum oluşmasını istemedim…
Erman Gölet, CHP İl Başkanı iken, Muharrem İnce’nin ilk genel başkanlık adaylığında, ‘ilk imza’ veren kişidir…
Muharrem İnce, Eskişehir’de yola kesinlikle Erman Gölet ile çıkmak ister…
Ancak Erman Gölet’in, CHP’den ayrılmamak için geçmişte gösterdiği tavır bugünlerde beni hâlâ bu konuda tedbirli olmaya itiyor…
Erman Gölet dışında yine arkadaşım olmasına rağmen özellikle aramadığım Ayhan Kavas seçeneği de göz önünde duruyor…
Erman Gölet, Ayhan Kavas ve daha birçok CHP ve DSP’li ile emin olun AK Parti ve MHP’de rahatsız olan bir kitle harekete geçebilir…
Sadece Eskişehir’den yaptığımız bu projeksiyon bile Türkiye’deki potansiyeli gözler önüne seriyor sanırım…
Muharrem İnce parti kurarsa, İYİ Parti ile birlikte yeni, ancak ismi eski, bir ittifak görünüyor ufukta bence. Yanlarına Saadet Partisi ile Demokrat Parti’yi de alıp bu ülkedeki yüzde 20-25’lik bir kesime hitap edebilirler…
Peki, bütün bu yaşananlardan sonra parti kurmazsa ne olur?
En geç iki sene sonra, geçmişte yazdığım yazılarımı gözden geçirirken, “Bu ülkede bir Muharrem İnce gerçeği vardı ya” derim, o kadar…