Bugünün Türkiyesi’nin en yalnız insanlarının sağlık çalışanları olduğu şüphe götürmez gerçek halini aldı. 

Bir tarafta sendika ağalarının ve politikacıların oyuncağı haline gelmiş iş bilmez yöneticiler, diğer tarafta haklarını savunmakla yükümlü olmalarına rağmen ideolojilerinin esiri olmuş odaları TBB, bir tarafta da hayvan bile denilemeyecek, hastane basan yaratıklar, meczuplar...

Keçiören'de hastane basan yaratıklara karşı kendilerini korumaya çalışan kadın sağlıkçıların yalnızlığını görmek çok üzücü. 

Zaten ülkede her şey şirazesinden fırlamış vaziyette. Nereye dokunsanız elinizde kalır. Sokaklar da hastaneler de it, uğursuz istediği gibi vandallık yaparken, suni gündemlerle doktorlarımızı itibarsızlaştırmanın kimseye faydası olmadığı Keçiören'de bir kez daha ortaya çıktı. 

Bu yaratıklar mantar gibi bir anda ortaya çıkmadı ki, yıllardır sağlık sistemindeki bozuklukların nedenini doktor ve hemşireler üzerinde "Mecbur yapacaklar, "Çok para alıyorlar" algısı ile çalışanların üstüne yıkanlar, sağlık çalışanlarını yaratıkların, psikopatların, vandalların hedefi yapanlar utansın. 

Olay sonrası hep aynı nakarat “Korumalarının güvencesi altında”, bıd bıd bıd bıd “Kınıyoruz yaptıkları yanında kalmaz” bıd bıd bıd... 

Adliyeye ön kapıdan gazetecilere fotoğraf çektirmek için sok, kimse görmesin diye arka kapıdan bırak. Yeter artık sokakta şiddet, hastanede şiddet, sokak hayvanlarına bile şiddet. 

Gasp bu ülkede nasıl bitti, bu kadar mı beceriksizsiniz, hükümet elinizde, meclis elinizde, kanun elinizde, güvenlik gücü elinizde hala ne bekliyorsunuz bu şiddeti bitirmek için. 

İt, uğursuz takımı cezalandırılmayan suçtan cesaret aldıkça, azdıkça Ankara'nın göbeğinde hastane nasıl basılabilir ve koca devlet buna seyirci kalır. 

Yazıklar olsun bu çağın düzeni, ah bu çağın düzeni, olmaz olsun, alçağın düzeni.... 

Hastanelere VIP bekleme salonu yapan çapsızların düzeni. 

Orada kaykılarak uzun uzun oturan VIP'nin umurunda olmadığı, hastane basan itin, uğursuzun düzeni. 

Boş hamaset siyaseti, yüksek perdeden tehditler, bırakın artık bu boş siyaseti, sokağı it ve uğursuz teslim almak üzere. 

Devletin yumruğunun kanunsuzların tepesine inmesi için ne gerekiyor. Kendinize, 

Çocuğunuza mı bir şey olması lazım. 

Yıllar önce Eskişehir'de herkesin yakınen tanıdığı Ağır Ceza Reisi Arif Hikmet Bey vardı. Fakir babasının 2 ineğini hırsızlar çaldığı için hakimlik hayatı boyunca hırsızlara kök söktürdüğünü anlatır ve herkese hırsızlık yapmamalarını öğütlerdi. 

Siyasetçi olarak merak ediyorum bu vandallığın, alçaklığın, sokaklardaki hayvanlığın, kabadayılığın bitmesi için niye kanun düzenlenmesi yapmıyorsunuz? 

Nedir beklentiniz, nedir amacınız?