Odunpazarı Belediyesi'nin Hamamyolu projesinin devamı olan "Hicri Sezen Meydanı çevre düzenlemesi projesi" diye bir projesi de vardı, hatırlarsınız... Gerçi çooook uzun süredir beklediği için unutuldu gitti, kimsenin konuştuğu yoktu... Belediye geçtiğimiz mart ayında ihalesini yaptı, o da koronavirüs gündemi nedeniyle arada kaynadı...  
Bugün o "çevre düzenlemesi" ile ilgili haberimizi de okudunuz... 
Aslında bu konuda söylenecek çok şey var, ama aklıma Hamamyolu'nda yaşananlar geliyor, içim daralıyor... Sizin daralmıyor mu?
Neyse... 
Bu konuda tarihe not düşmemiz gereken birkaç önemli nokta var. 

O maddeler uygulanıyor mu?

Birincisi, Kazım Kurt'un, Hamamyolu projesinin aksine, Hicri Sezen Parkı'nın ihalesine koydurduğu ya da koymak zorunda kaldığı maddeler... 
Ben, bu maddeler, yeşil alanlarda yapılacak her inşaat çalışması için akıllara nakşedilsin istiyorum.. Onun için haydi hep beraber dikkatlice okuyalım... 

Hiçbir bitki kesilemez, sökülemez 

Örneğin, şartnamede şöyle bir madde var "Mevcut bitkilerin korunması hususunda, genel plan, proje, şartname metraj ve keşiflerde belirtilmiş olmasa da yüklenici, idarenin yazılı talimatı olmaksızın hiçbir bitkiyi kesmeyecek ya da söküp alandan uzaklaştırmayacaktır. Yüklenici sözleşme süresi boyunca alan içindeki tüm bitkileri kasıtlı ya da kasıtsız her türlü müdahaleye karşı korumak, makine ve araçlara, kök bölgesi sıkışmaları ve yangın için gerekli ve yeterli önlemlerin alınması ve verilen zararların tanziminden sorumlu olacaktır."

Dal kesilemez, kökler açıkta kalamaz

Bir de şöyle bir madde var: "Yüklenici, idarenin önceden izin ya da onay almaksızın mevcut ve yetişmekte olan ağaçlardan dal kesmeyecek, budanmayacak ya da köklerde zedelenmeye yol açabilecek bir işlem yapmayacaktır. Yüklenici, mevcut bitkilerin kök bölgelerinin açıkta kalacağı bir işlem yapmayacaktır."

Ağaçların çevresinde çöp, moloz olamaz 

Ya şu maddeye ne demeli: "Yüklenici, mevcut ağaç, çalı ve çitlerin 1,5 metreye kadar çevresine hiçbir toprak, moloz, çöp ya da inşaat malzemesi yığmayacaktır. Çalı ve çitlerin 1,5 metreye kadar çevresinde ve ağaçların taç izdüşümü içinde ateş yakılmaması gerekli önlemleri alacaktır. Zorunlu hallerde kök bölgesinin zarar görmemesi için koruyucu ahşap kaplama yapılarak önlem alınacaktır."

1,5 metreye kadar elle kazacaksın!

Benim favori maddem ise şu: "Mevcut bitkilerin 1,5 metreye kadar çevresinde yapılacak kazı çalışmaları elle ve bitki köklerine zarar vermeden yapılacaktır."
Peki bu maddelere uyuluyor mu? Vallahi bugün manzarayı gördük... Siz karar verin veya yetkililer karar versin, umarız denetimler yapılıyordur... 

876 bin liralık ihaleyle... 

Peki ihaleyi kim aldı, bedeli ne oldu? Onu da tarihe not düşelim... 
İki geçerli teklif yarışmış, PD Grup İnşaat 876 bin lira bedelle ihaleyi kazanmış... Sözleşme de yapılmış... Sözleşmeye göre süresi 13 Nisan'da başlıyor, 12 Temmuz 2020'de bitiyor...

Neden duyurulmuyor, anlam veremedik

İkinci nokta şu... Çalışmalara hemen başlanmış... Açıkçası ben Odunpazarı Belediyesi, bu yılki asfalt ihalesini, "koronavirüsü salgını nedeniyle" iptal ettiği için, bu projeye başlanır mı diye merak ediyordum... Ama hiç vakit kaybedilmeden başlanılmış... 
Ama bizim dikkatimizi çeken şey... Bu ihale ile ilgili de, projeye başlanacağı konusunda da Odunpazarı Belediyesi'nden bir bülten, bir duyuru, bir paylaşım göremedik...
Neden?
Tarihi Odunpazarı bölgesinin en önemli alanlarından biri bu park... Eskişehir tarihi açısından en önemli parklardan, alanlardan biri... Odunpazarı meydanı dediğimiz alanla birlikte çok ama çok önemli... 
Burada inşaata başlanalı kaç gün olmuş, tek bir duyuru, paylaşım yok... Ben hiçbir anlam veremedim... 

Hamamyolu'nun aksine... 

Ve üçüncü nokta...
Hamamyolu projesinin aksine, bu defa Hicri Sezen Parkı'nın her tarafı kapatılmış, çalışmalara başlanmış. Hayret... Hamamyolu projesinde inşaat sahasının çevresi kapatılmamış, Kazım Kurt da sonra "Herkes ne yapıldığını görsün diye çevresini de açtık" demişti... Ben de o zaman eleştirmiştim, Hamamyolu projesi yapılırken hiçbir güvenlik önlemi alınmamasını... Şimdi Hamamyolu'nda yapılan mı doğru, Hicri Sezen'de mi yapılan doğru derseniz, Hicri Sezen'de yapılan doğru derim... 

Beton köprü olmasın da... 

Peki ortaya nasıl bir şey çıkacak?
Vallahi ben fazla umutlu değilim... Hele başlangıcı böyle hiç duyurulmadan, etmeden başlıyorsa çok daha umutsuzum... Bence hiç dokunulmasa daha iyiydi... 
En azından beton bir köprünün de buraya dikilmeyeceğine şükrediyorum... Yani... İnşallah bittiğinde öyle bir sürprizle karşılaşmayız... Değil mi?