Sadece ülkemizde değil tüm dünyada etkili olan korona virüs (COVİD19) salgını ve bu salgının insanlar üzerindeki etkilerinin neler olabileceği tüm yöntemleriyle araştırılıyor. Sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerinin riskler içermesi ve virüsün çok hızlı yayılması nedeniyle alınabilecek önlemlerin de olabildiğince hızlı ve koruyucu olması amaçlanıyor. Hayatımıza bu şekilde hızlı ve öngörülmez bir şekilde giren korona virüs salgını için başta tıbbi ve koruyucu önlemler, her türlü risk için hazırlanmış bilgilendirme spotları, görsel ve yazılı basın, sosyal medya olmak üzere tüm iletişim kanallarından aktarılıyor. Kısa bir süre içinde bu derece yoğun bilgi akışına maruz kalmak, hayatımızın bir anda kısıtlanması, öngörülmezlik ve ölüm haberleri gibi olağan dışı gelişmeler karşısındaki tehlike algısı bizi kaygı ve paniğe süreklerken bundan en çok zararı çocuklarımız görmekte

PEKİ YA ÇOCUKLAR NASIL ETKİLENİYOR?

Çocuklar anlamlandıramadıkları durumlar karşısında nasıl tepki vereceklerini yetişkinleri gözlemleyerek karar verir, yetişkinin tepkilerini model alırlar. Koronanın hayatımıza girmesiyle kimi aileler farklı yaklaşımlar sergiledi, kimi aileler müthiş titizlikler gösterdi. Kaygı seviyesi çok yüksekti, kaygı seviyeleri çok yüksek olduğu için davranışları çok titizdi. Kendilerini izole ettiler, hiçbir şekilde evden çıkmayan sosyal iletişimlerini sıfırlayan aşırı titizlik davranışları sergileyen bir grup aile vardı, bir grup ailenin de hiç umurunda olmadı hiçbir şekilde dikkat etmediler normal hayatlarına devam ettiler, çevrelerinde birçok kişin sağlığını riske attılar. Bu iki grubun tam ortasında bir aile gurubu vardı, onlar ise hem alınması gerektiği kadar tedbiri alan kaygılanması gerektiği kadar kaygılanan hem de gerekli sağlıklı bir çevrede sosyalleşebilen işine devam eden kendilerini aile üyelerini rahatlatabilecek bir kaç aktiviteye hayatına devam ettirerek kendi içsel süreçlerini rahat tutan ailelerdi. Hepsi aynı süreçten geçti, hepsi koronayı yaşadı ama her aile yaşadığı süreci farklı anlamlarla ilerlettikleri ve çocuklarına model oldukları için herkes farklı şekillerde etkilendi.

Çocukların tepkimeleri farklı, duyguları, davranışları, bedensel tepkimeleri bambaşka oldu. Çok ağır titizlik gösteren ve kaygı seviyesi çok yüksek olan ailelerde cilt sorunları, mide bağırsak sorunları, davranış problemleri, korku, kekeleme, sosyal fobi, alt ıslatma ve ölüm korkusu yaşanırken ortada olan olaya olduğundan çok daha fazla olumsuz anlam yüklemeyen gerektiği kadar önlem alanlar çok daha sağlıklı atlattılar. Bu ailedeki çocuklar ise bu süreci çok yara almadan geçirmeyi öğrendi, olumsuz şartlarda dahi neler yapabileceklerini öğrendiler, üretmeyi öğrendiler, strateji geliştirmeyi öğrendiler, bir şekilde ”an”a tanıklık ettiler.

An’a tanıklık ederken bir yandan da çocukları aileler olarak doğru yönlendirmek ve doğru model olmak gerekiyor. İletişim dilimizi doğru seçmemiz ve onlara yanlarında olduğumuzu hissettirmemiz gerekiyor bilmeliyiz ki sorunları tolere edecek kadar güçlü değiller ancak bu gücü onlara zamanla biz kazandırırız. İletişimde dikkat etmemiz gerekler;

*Çocuğun soru sormasına izin verilmeli, sorular geçiştirilmemeli, dikkate alınmalı.

*Çocuğun içinde bulunduğu durum hakkında ne düşündüğü ve nasıl hissettiği hakkında konuşulmalı

*Korku kaygı ve endişe yaşıyorsa duyguları hakkında konuşmalı ve ifade edebilmesine olanak sağlanmalı

*Bilgilendirme için koronavirüs resmi çizilip görselleştirilebilir, şekli veya virüsün neye benzediği hakkında konuşulmalı

*Çizilen resim için karşılıklı sohbet edilerek nasıl korunulması gerektiği ve birlikte neler yaparsak korunacağımızı konuşup ona güven duygusunu aşılamamız gerekmekte

*Mümkün olduğunca sosyal medyada olumsuz haberleri ve görselleri seyrettirmemeli ve bununla ilgili ailecek ne tedbirler aldığımızı sık sık hatırlatmalıyız

Unutmamalıyız ki çocuklarımız ailelerin yansımasıdır bizler onlara ne kadar doğru rol model olursak onlar o kadar yaşadıkları olaydan etkilenir.