Eskişehir’de düştüğü Devlet Su İşlerine (DSİ) ait sulama kanalında boğularak hayatını kaybeden Mustafa Enes Doğan’ın olayı sonrasında açılan davada bilirkişi acılı aileyi çocuklarına bakmadığını gerekçesiyle yüzde 80 suçlu buldu.

Eskişehir Yeşiltepe Mahallesi’nde 22 Eylül 2016 tarihinde meydana gelen olayda, 10 yaşındaki Mustafa Enes Doğan, DSİ’ye ait sulama kanalında bulunan futbol topunu almak istediği sırada düşerek boğulmuştu. Aynı sulama kanalında farklı zamanlarda gelen boğulma olaylarına mahalle sakinleri tepkiyle karşılamıştı. Olayla ilgili açılan davada bilirkişinin hazırladığı rapor tamamlanarak mahkemeye sunuldu. Oğullarının ölümü sonrasında açtıkları davada bilirkişi anne ve babayı suçlu buldu.

Bilirkişi, verdiği raporda; “Mustafa Enes Doğan’ın olay tarihinde 9 yaşını doldurmuş, 10 yaşının içerisinde olduğu, erkekler için ergenlik döneminin yaklaşık 13 yaşında başladığı kabul edildiğinden, henüz ergen olmadığı, son çocukluk veya ergen öncesi dönemde olduğu, akran iletişiminin arttığı, akran etkilerine açık olduğu, yanlışı, doğruyu ayırt etmeye başladığı, ailesinin mutlak gözetim ve denetimi döneminde olduğu” ifade edildi.

Ailenin kendisine ait sorumluluğu yerine getirmediğini belirten bilirkişi heyeti, raporun devamında, “Boğulma olayında aileye büyük oradan kusur atfedilmesi gerektiği, aileye atfedilecek kusur oranının ise yüzde 80” olduğu şeklindeki görüşünü belirtti.

DSİ’yi suçlu görmeyen bilirkişi Büyükşehir’i yüzde 20 suçlu gördü

Olayda DSİ’yi gerekli uyarıları levhalarla yaptığı ve 80 santimetre boyunda bariyer ile sulama kanalına girişini önlediği gerekçesiyle suçsuz bulan bilirkişi raporunda, “Eskişehir Büyükşehir Belediyesi yüzde 20 suçlu bulundu. Heyet raporunda, sulama alanlarını imara açarak, tarım alanlarını amaç dışı kullanıma tahsis etmesi kamu yönetimi anlayışıyla bağdaşmadığından, sulama kanalı etrafını yerleşime açarken, kanal ile kanalın servis yolunu sulama şebekesinin işletilmesi, bakım ve onarım faaliyetleri için rezerv tutmadığından, dava konusu olan olaya sebebiyet verdiği ve sorumlu bulunduğuna” dikkat çekildi.

DSİ etüt ve görüşlerine uymayan Büyükşehir Belediyesi tarafından imar uygulaması yapıldığı iddia edilen bilirkişi raporunun devamında ise şu bilgilere yer verildi;

Şehircilik ve imar planlama yönünden de kusur var

“Trafik kazaları, insanların kanala kadar yaklaşmasıyla kanal suyuna düşme, sürüklenme kazaları ihtimalini arttırdığı, bu anlamada şehircilik ve imar planlama yönünden de kusurunun bulunduğu, dava konusu olayda dolaylı da olsa kusur ve sorumluluğunun yüzde 20 olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.”

Aile avukatı Hasan İnce, "Verilen bilirkişi raporuna şaşırdık"

Ailenin avukatı Hasan İnce ise, ailenin mağdur olduğunu dile getirdi. Verilen bilirkişi raporuna şaşırdıklarını belirten İnce, “Ailenin acısı büyük. Aile olay sonrasında acısını hafifletmek isterken ve bir tazminat beklerken, suçlu bulundu. Biz ailenin zararı giderilir diye beklerken verilen raporla devlete olan güveni yok ediliyor. Biz sonuna kadar ailenin zararının giderilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Eğer burada bir can daha yanarsa mahalleliyi yetkililerin kapısına yığarım

Öte yandan mahalle sakinlerinden Sezai Kıraç, her yıl aynı sulama kanalında ölümlerin devam ettiğini ve yetkililerin bu duruma hala çözüm bulmadığını belirtti. Sulama kanalı çevresine tel örgü istediklerini belirten Kıraç, "Çocuklarımıza yazık, burada her yıl bir kaç çocuğumuz ölüyor. Bugün benim çocuğum olabilir, yarın başkasının çocuğu olur. Çocuklar buraya top almak için düşüyor. Pislikten dolayı su görünmüyor. Burasının 15 günde bir temizlenmesi lazım. Eğer burada bir can daha yanarsa mahalleliyi yetkililerin kapısına yığarım. Ben her gün burada çocukları kovalıyorum" dedi.