Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 101. yıldönümünü ve  23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle basın açıklaması yapan  Türkiye Kamu-Sen Eskişehir İl Temsilcisi  Haydar Urfalı:"Milli egemenliğimizin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 101. yıldönümünü gurur ve coşkuyla kutluyoruz. 
Millet egemenliğinin kabul edildiği 23 Nisan 1920 yılından tam bir yıl sonra “Milli Bayram Addine Dair Kanun” ile 23 Nisan, ilk milli bayramımız oldu.


Çocuk sevgisi büyük olan, içindeki çocuğu hiç yitirmeyen, omzunda bir ülkenin sorumluluğunu taşımasına rağmen, manevi çocuklarıyla da ilgilenen, her daim çocuk sorunlarına eğilen, çocuk ve gençlerin eğitimini önde
tutan, yetim ve öksüz çocuklar için yardım toplayan Himaye-i Etfal Cemiyeti’ne desteğini esirgemeyen Atatürk, 23 Nisan’ı çocuklarımıza armağan etti. Büyük Atatürk bu bayramı yarınlarımızı temsil eden çocuklarımıza armağan
ederek, onlara verdiği kıymeti gösterdi.


Bugün gelinen noktada çocukların ne yazık ki ihmal ve istismar haberleriyle sancılanıyoruz. Küçük bedenlerin uğradığı şiddet, istismar ile ruhlarının hakaret dolu sözlerle örselenmesi bizleri huzursuzluğa sevk etmektedir. Ne
demişti Atatürk, “Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, Onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.” Bu değerli sözün muhteviyatını dahi anlayamayan ahlak yoksunu mahlûkatlar, yasalarla en ağır
cezayı alabilmelidir. Karar vericiler, millet hâkimiyetinin çatısı altında yani TBMM’de milletin duygularına tercüman olmalı ve gerekli önlemlerin alınması, istismarcıların cezalandırılması için her türlü gayreti sarf etmelidir. Bu,
istismar kurbanı çocuklarımıza yaşadıklarını unutturamasa da, en azından suçlunun hak ettiği cezayı alması noktasında toplum vicdanını bir nebze de olsa rahatlatacaktır.

Açıklamalarına devam eden Urfalı:"Teröre maşa yapılmış çocuklarımız var bu topraklarda. Kaçırılarak, ailelerinden koparılan, terör örgütüne hizmet etmeye zorlanan, kandırılarak militan yapılan çocuklarımız…. Aileler gözü yaşlı yıllardır çocuklarından haberalmayı bekliyor. Umutlarını yitirmiyorlar, çünkü o umut yitirilirse elde kalan koskoca bir hiç, yüreklerde ise adı konulmamış bir boşluk olacak. Devlete sığınıyorlar, yüzlerini gülümseten bir haber almak için çaresizce bekliyorlar.


Şehit çocukları… Ecdadımızın bize bıraktığı cennet vatanımızın koruyucusu şehitlerimizin çocuklarına ödenemeyecek borcumuz var. Onlar özlemlerini, sevgilerini içlerine gömüyorlar, gözyaşlarını yüreklerine akıtıyorlar.
Kimisi henüz kundakta kaybediyor babasını kimisi çocuk gözleriyle hayata bakarken, kimisi de 15’in de hayatı anlamaya çalışırken. Hepsi bize şehitlerimizin emaneti. Onlara sahip çıkmak, sadece 23 Nisanlar’da değil, her gün hiç
unutmamacasına hatırlamak, eğitimlerini desteklemek başta devletimiz olmak üzere her vatandaşımızın görevidir.


Bir de eğitim hakkı ellerinden alınan çocuklarımız var. Özellikle pandemi dönemiyle birlikte uzaktan eğitim sürecinin sürdürüldüğü ülkemizde bu çocukların yükü, eziyeti daha da artmıştır. Aile baskısı ile çalıştırılan, örgün
eğitim sürecinden koparılmaya çalışılan, sırf cinsiyeti dolayısıyla okuma hakkına “şerh” konulan çocuklar da bu ülkenin gerçekleridir.


Ayrıca şu hususu da belirtmek istiyoruz: Öğrenci Andı’nın okunmasını yürürlükten kaldıran yönetmeliğin iptaline karar veren Danıştay 8. Dairesi’nin kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından bozulduğu
haberleri kamuoyuna yansıdı. Bu haberin doğru olmadığını umuyoruz. Doğal olan Danıştay İDDK’nın, Danıştay 8. Dairesi’nin verdiği hukuki kararı onamasıdır. Öğrenci Andı’nda yerini bulan Türklüğün üst kimlik olduğu, hiçbir 
etkin köken ayrımı ya da ırkçı söylemler içermediği çok açıkken, bunu farklı yönlere çekerek insanlarımızın ayrıştırılmasını ve bu şekilde kamuoyunun manipüle edilmesini doğru bulmuyoruz. 23 Nisan’da Milli Eğitim 
Bakanlığı’ndan beklentimiz; çocuklarımıza Öğrenci Andı’nı yeniden armağan etmesidir. Varlığımızın teminatı çocuklarımız için en anlamlı 23 Nisan hediyesi Öğrenci Andı’nın yeniden okullarda okutulması olacaktır. Hep
birlikte korkmadan coşkuyla haykırıyoruz: “Varlığımız Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!”


23 Nisan; çocuklarımızın özgürce koşup, oynayabildiği, sesleri ile sokaklarımızı şenlendirdiği bir bayram olmalıdır. Bu nedenle çocuklarımızın kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak, tüm çocuklara eşit şekilde eğitim
hakkı tanımak, çocukların beslenme, barınma, giyinme, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek çok önemlidir. Milli bayramlarınızın adına yakışır şekilde, coşkuyla kutladığımız günlere özlemimiz büyük. Bu noktada 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın tam da bayram tadıyla kutlanması en büyük arzumuzdur. Dünyanın ve ülkemizin yaşadığı bu zorlu salgın koşullarının sona ererek, sağlık ve sıhhatle kutlayabileceğimiz nice bayramları
yaşamayı temenni ediyoruz.


Bu minvalde Gazi Meclisimizin 101’inci yıl dönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Büyük Önder Atatürk ve silah arkadaşları ile bu
toprakların vatan yapılması için mücadele eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz." İfadelerine yer verdi.