"Britanyalı siyasetçi William E.Gladstone’a ait bu kısa metni sonuna kadar okuyun. Çok seveceksiniz. Ezberleyecek kadar..
'Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir. Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur.. 
İnsan;
Kendine olan güveni kadar GENÇ, kuşkusu kadar YAŞLI..
Cesareti kadar GENÇ, korkuları kadar YAŞLI…
Umudu kadar GENÇ, bezginliği kadar YAŞLI’dır..
Hiç kimse falan yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanları yaşlandıran ideallerinin bitmesidir.
Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, herkes gençtir. İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, oysa yaşamadıkça yaşlanırlar..
İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır..!'
Girin Google’a yazın. Kimler 40'ından, 50'sinden sonra nasıl ünlü olmuş, popülerliğe ulaşmışlar?...
Hadi ben yardımcı olayım;
    -Kristof Kolomb Amerika’yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda 50 yaşını çoktan aşmıştı,, 
    -Pasteur 60'ında kuduz aşısını buldu ,,
    -Mimar Sinan Süleymaniye camisini bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti, Selimiye camisini bitirdiğinde ise 86 olmuştu..
    -Galile,ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 yaşındaydı.  
    -Şarlo,76 yaşında film yönetmeniydi.
    -Goethe,en büyük eseri Faust’u ölümünden bir yıl önce, yani 82 yaşında bitirmişti..
    -Nobel ödüllü Alman doktor Albert Schweitzer 88 yaşına rağmen Afrika hastanelerinde durmaksızın çalışarak ameliyat yapıyordu..
    -Tolstoy 67 yaşında bisiklete binmeyi öğrendi..
    -Dört defa İngiltere başbakanı seçilen girişte metnini alıntıladığım Gladstone, İngiltere başbakanlığına getirildiğinde yaşı 83'tü..
Neymiş, 60 yaşmış, 65 yaşmış, 70 yaşmış… Geçiniz. Her şey yürekte. Her şey beyinde biter"in bir özetini yapmış Gladstone.. Özellerinizi sahiplenin, sonuna kadar... 
Kalplere dokunmaya devam edin, insan biriktirin, sevginin/sevilmenin kıymetini bilin..
‘’Dünya Şairi’ ’Nazım Hikmet’in 73 yıl önce yazdığı YAŞAMAYA DAİR ’indeki şu dizeler 60 yaşı, 65-70-75-80'leri, 90'ları ne güzel anlatıyor;
'Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından.."
    Ertuğrul Ağaoğlu’ndan alıntıladığımız günümüze uygun düşeceğini umduğumuz bu yazı ile size MERHABA demek istedik..