KAHİRE (AA) - HÜSEYİN M. EL-KABANİ - Mısır son iki ay içinde terör örgütü DEAŞ'ın izini taşıyan 3 büyük terör saldırısına maruz kaldı. Söz konusu saldırılar, DEAŞ unsurlarının Suriye ve Irak'ta yenilgiye uğradığı ve ABD gözetiminde bu terörist grupların bulunduğu bölgelerden aralarında Sina'nın da bulunduğu dünyanın çeşitli bölgelerine taşınmasıyla eş zamanlı olması dikkati çekti.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 24 Ekim'de ülkenin batısındaki Vahat bölgesinde, Suriye ve Irak'tan kaçan DEAŞ unsurlarının, 16 polis memurunun ölümüne neden olduklarını 4 gün sonra açıklamıştı.

Sisi bir televizyon kanalında yaptığı konuşmada, "Suriye ve Irak'ta DEAŞ'a karşı elde edilen başarıdan sonra bölgeden ayrılan bu terörist unsurlar Libya, Mısır, Sina ve Batı Afrika bölgelerine intikal edebilir." yorumunu yaptı.

Geçen ay Suriye ve Irak'ta DEAŞ'ın hezimet ilanının ardından medya ve basın organları "Rakka Pazarlığı" adı altında gizli anlaşmayı ortaya çıkardı. Buna göre aralarında PYD/PKK'nın de olduğu Suriye Demokratik Güçleri ile DEAŞ arasında yürütülen görüşmeler sonucu güvenli çıkış için 250 kadar DEAŞ'lı aileleriyle birlikte Rakka'dan dünyanın başka bölgelerine taşındı. Rakka'dan güvenli çıkış ve başka bölgelere sevkiyat Amerika'nın gözetiminde gerçekleştirildiği aktarıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da 5 Aralık'ta yaptığı konuşmada ABD sponsorluğunda Rakka'dan çıkarılan DEAŞ'lı teröristlerin Mısır'a yollandığı bunların Sina çöllerinde kullanılacağı uyarısında bulunmuştu.

Aşırı örgütler üzerine araştırma yapan uzmanlar ve analistler, Rakka'dan söz konusu kaçış ve Sina'ya sızma operasyonunun üç değişik güzergah üzerinden gerçekleştirildiği üzerinde duruyor.

Uzmanlar bu durumu, "Ürdün üzerinden vadi ve çöl yollarından geçildiği, hava operasyonuyla gizlice Sina'ya indirme yapıldığı ya da Sina kıyılarından sızarak yarım adaya geçildiği" şeklinde özetliyor.

Sina'da 25 Kasım'da Arış kentindeki Ravda Camisi'nde 315 kişinin ölümüne neden olan saldırının arkasında DEAŞ'ın varlığı Mısır İçişleri Bakanlığı tarafından tescillenmişti. Bunun dışında Mısır İçişleri Bakanı'nın Kuzey Sina Vilayeti'ne yaptığı ziyarette Ariş Havalimanı'na "Kornet roket saldırısı" düzenlenmesi, DEAŞ'ın ABD ilişkilerine dair şüpheleri güçlendirdi.

Aşırı Gruplar konusunda uzman Kemal Habib, basına yaptığı açıklamada, "Örgüt (DEAŞ) bu roketi, ABD'nin Suriye'de belli dönemde desteklediği bir gruptan aldı." ifadeleriyle ABD'nin PYD/PKK terörist grubuna verdiği desteğe işaret etti.

- ABD teklifleri

Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Mısır Basın İlan Kurumu Başkanı Dıya Raşvan yaptığı açıklamada, Sina'ya dönük operasyon konusunda endişelendiğini dile getirmişti.

New York Times'ta 19 Aralık'ta iki eski ABD'li yetkili adına yayımlanan makalede, "Sina'da isyana karşı mücadele yöntemine ilişkin Mısır silahlı kuvvetlerinin eğitimi konusunda Amerika'nın tekliflerini Kahire'nin görmezden geldiği" vurgulandı.

İlgili makalenin ardından açıklama yapan Raşvan, Amerika'nın Sina'yı uluslararası güvenlik kurumlarının gözetimine koymayı arzuladığını, bu arzuyla Sina'da tırmanan şiddet ve terör arasında bağlantı olduğunu belirtti.

- Sina'ya giden üç yol

Güvenlik Uzmanı Safvet Zeyyat, AA muhabirine DEAŞ'ın Sina'ya sızmasının mümkün olabileceğini söyledi. DEAŞ'ın Sina'ya sızma gücüne ilişkin konuşan Zeyyat, Irak'ın Enbar vilayetinde DEAŞ'ın bir dönemde ne kadar güçlü olduğunu, bunun yanında Şam, Irak, Suudi Arabistan ve Ürdün'ün komşu olduğu çöl bölgesine sızarak yürüttüğü operasyonları hatırlattı.

Sina'ya çöl üzerinden geçişin tek yol olmadığını belirten Zeyyat, Sina Yarımadası'nın sahillerinin buna çok daha fazla uygun olduğunu ifade etti. Zeyyat, Sina kıyılarının askeri botlarla yada ticari gemilerle her türlü insan çıkarmaya müsait olduğunu dile getirdi. Zeyyat, Turizm'in nefes almasını isteyen Mısır yönetiminin güvenlik konusundaki hassaslığını bilen DEAŞ unsurlarının buna rağmen havayollarını kullanacaklarına ihtimal vermediğini aktardı.

Zeyyat, DEAŞ'ın sadece Sina'ya odaklanmadığına işaret ederek, örgütün kendisini şekillendirebilen ve geniş bir tabanının olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:

"Örgütün Sina'nın dışında hareket edebileceği daha uygun alanları var. Sina, açık bir alana sahip olduğundan dolayı rahat bir şekilde hareket edemeyecek. Yine de Mısır ve Kuzey Afrika'ya bazı sızmalar olacak. Suriye'de Amerika ve Rusya'nın kontrolünde olan bölgelerde örgütün hareket etmesine izin verilmesi konusunda iki ülke arasında ortak suçlama var."

- Uluslararası ve bölgesel iş birliği

Sina'ya DEAŞ unsurlarının geçişinin çok net olmadığını dile getiren, Emekli Tümgeneral Talat Muslim de çoğu zaman bunun yetkililerin kontrolü altında olduğunu, dolayısıyla militanlar güvenlik güçleri tarafından sınırlı düzeyde güvenliği sağlanan ve terk edilmiş yolları tercih ettiğini belirtti.

Silahlı militanların Mısır'a ulaşmak için Akdeniz, Kızıldeniz ya da Libya ve Sudan üzerinden sızmayı deneyeceğini dile getiren Muslim, ülkeye giriş yapmalarının ardından Sina'ya girmeye çalışacaklarını ve bunun kolay bir iş olmadığının altını çizdi.

Muslim, (ismini vermediği) bazı ülkelere ait istihbarat birimlerinin bazen siyasi liderliğin kontrolü dışında rol oynadığını dolayısıyla militanların Sina'ya ulaşmasını kolaylaştırma konusunda da bölgesel ve uluslararası iş birliğini uzak görmediğini dile getirdi.

Aşırı ve şiddet yanlısı hareketler uzmanı araştırmacı yazar Ahmed Mevlana da Mısır ve Suriye arasında terörist grupların Sina'ya sızmalarına izin verecek bir yolun olmadığını söyleyerek, Sudan ve Libya üzerinden kara yoluyla gelmelerinin mümkün olmadığını dile getirdi.

Mevlana, terör örgütü DEAŞ militanlarının Sina'ya sızmalarını sağlayacak tek rotanın ülkeye turist olarak gelip bölgeye seyahat etmek olduğunu kaydetti.