İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Wilson hastalığına bağlı organ yetmezliği teşhisi konulan 10 yaşındaki Doğan Mevlüt İspir, geçen yıl babasından alınan karaciğerin nakledilmesiyle sağlığına kavuştu.

İspir, geçen yıl kaşıntı, batma, yüzünde limon renginde sarma gibi şikayetlerle ailesi tarafından acile götürüldü.

Tetkik ve araştırmaların ardından İspir'e, ihtiyaç fazlası bakırın vücuttan atılamaması nedeniyle görülen Wilson hastalığına bağlı karaciğer yetmezliği teşhisi konuldu.

Küçük çocuk, yaklaşık 4,5 ay kaldığı Marmara Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde uzunca bir süre de ilaç tedavisi gördü, bunun üzerine İspir'in nakil olmasına karar verildi.

Babasının karaciğerini verdiği İspir, sağlığına kavuşmasının ardından doktor olup, hastalara şifa dağıtmanın hayalini kuruyor.

- "O esnada çocuğum için değil bir başkası da olsa donör olurdum"

Oğluna karaciğerini vererek, yaşama tutunmasını sağlayan baba Ayhan İspir, nakil sürecinde yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Baba İspir, oğlunda görülen sarılık şikayetinin karaciğer yetmezliğinin belirtisi olduğunu öğrendiklerinde şaşırdıklarını belirterek, daha sonra oğluna Wilson hastalığı teşhisi konulduğunu ve artık sorunun yavaş yavaş nakil sürecine doğru gittiğini anlattı.

İspir, artık oğlunun uzun soluklu bir sürece adım attığını ve tedavi sürecinin başladığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Tedavi sürecinde yurt dışından sigortanın karşıladığı yüksek meblağlı ilaçlar geldi. Bunlar da işe yaramadı. Doğduğu andan itibaren hastalık varmış ama saklıyormuş kendini. Sonra doktorların dediği belirtileri göstermeye başladı. Halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık gibi. İlaçlar işe yaramayınca nakile karar verildi. Sonra da nakil için benim taramalarım başladı. O arada bir pürüz çıktı ve başka bir verici bulmam istendi. Ama sorun hallolunca oğluma karaciğeri ben vermiş oldu. Ameliyata girdik. Ben 6 gün, oğlum 45 gün yoğun bakımda kaldık. Oğlumun kurtulduğunu öğrenince daha çabuk toparladım."

Baba İspir, organ bağışı konusunda toplumun bilinç eksikliği olduğunu belirterek, "Herkese naklin ne kadar önemli olduğunu belirtmek isterim. Kendi canımız gibi karşımızdakinin canını da düşünmeliyiz. İnsanlarımız ilgisiz değil, sadece bilinç eksikliğimiz var. Böyle bir şey başımıza gelmeden önce ben de bu konuları hiç bilmeden yaşıyormuşum. Ben o esnada kendi çocuğum için değil bir başka çocuk, insan için de nakil verebilirim diye düşündüm. Çünkü bunları yaşayan biliyor." ifadelerini kullandı.

- "Doktor olup hayat kurtaracağım"

Sağlığına kavuşan Doğan Mevlüt İspir de şu anda kendini çok iyi hissettiğini ve okuluna devam ettiğini söyledi.

İspir, nakil sürecinde yaşadıklarını şöyle anlattı:

"İlk duyduğumuzda, hastanede sırada beklerken ağladım. Yani nakil falan yapılacak diye çok korkmuştum. Ondan sonra uzun süre hastanede yattım, taburcu oldum. Ondan sonra tekrar yatışım yapıldı. 'Biyopsi yapacağız.' dediler. Olmadı, çünkü kan değerlerim yüksekti. Düşmesi gerekiyordu. En sonunda nakil dediler. Nakil sabah 8'de başladı. Ameliyata girdikten sonra seruma baktığımı hatırlıyorum. Daha sonrasını ise hatırlamıyorum. Şimdi sağlıklıyım. Mutluyum, babamı çok seviyorum. Herkesi çok seviyorum. Benimle ilgilenen, yardım etmek için koşan herkese çok teşekkür ediyorum. Ben de hayat kurtarmak için doktor olmak istiyorum."