Terörle, bölücülükle, bölücülüğün ve terörün desteklenmesiyle ilgili olarak hep aynı çizgide olduklarını belirten Destici, “Konunun, bizce, başta hukuki, siyasi, insani ve vicdani olmak üzere birden fazla boyutu var. Kapatma davasını hukuk düzleminde incelediğimizde, değerlendirmemizi, ilk olarak, iç hukuk yani Anayasamıza ve Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre yapıyoruz. İddianamede bizce sınırlı bir kısmı yer alan ve basın toplantımızın süre sınırı nedeniyle ayrıntıya giremediğimiz sayısız suçun yanı sıra, Anayasamızın ilgili 68. Ve 69. Maddelerinde, konuyla ilgili hükümler yer alıyor" ifadelerini kullandı. 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın hükümlerinin, hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak kadar açık olduğunu söyleyen Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, “Zaten, HDP’nin tavır ve söylemlerinde, anayasada suç sayılan fiilleriyle ilgili herhangi bir gizleme ya da tevil endişesi veya hassasiyeti de görmüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda, parti kapatmayla ilgili, yapılan değişikliklerle son halini alan ve dünyanın hemen hiçbir ülkesinin hukuk sisteminde rastlayamayacağınız ölçüde zorlaştırıcı ve muğlak ifadelere rağmen, uluslararası hukuk, konuya daha pratik bir açıdan bakıyor. Uluslararası hukuka göre, şiddet ve terörü kınamamak bile kapatma nedeni sayılıyor. Daha önce de ifade etmiştik, sadece bu ayrıntıya rağmen bile HDP’nin faaliyetlerini sürdürmesi, uluslararası hukuka aykırı bir durum teşkil etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Batasuna ve Herri Batasuna kararlarındaki net tavrını, kapatma davasına “uluslararası hukuk” bahanesiyle itiraz edenlere yeniden hatırlatıyorum.” şeklinde konuştu.

"HDP TÜRKİYE’YE ZARAR VERMEK İSTİYOR"

HDP’nin Türkiye’ye zarar verme konusunda, hiçbir fırsatı kaçırmadığını belirten Destici, “Türkiye düşmanlığını gizlemeye gerek duymayan bu yapı; Kurtuluş Savaşı’mızı yöneten, Cumhuriyeti kuran Gazi Meclis’imizin tüm imkanlarından faydalanıyor, yıkıcı faaliyetlerini aldığı hazine yardımıyla sürdürüyor. Türkiye bu garabete bir an önce son vermelidir. Milletimize, 40 bin vatandaşımızın katili bir terör örgütünün siyaset maskeli sözcülerinin, Milletin Meclisi’nde terör propagandası yapmalarına izin verilmesinin utancını yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yok. Milletimize Meclis kürsüsünden, askerlerimizin, polislerimizin, şehit öğretmenlerimizin, masum sivillerin, Başbağlar’daki masum vatandaşlarımızın, şehir merkezlerinde patlatılan bombaların kurbanı olan insanlarımızın hapisteki katillerine “tutsak”, Mehmetçik’le çatışırken ölen katillerin leşlerine sözde “şehit” denmesinin utancını yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yok. HDP sadece, kazandığı belediyelerde, ilk iş olarak Türk bayraklarını kaldırdıkları için bile kapatılmayı hak ediyor. Bu hassasiyet, sadece HDP ve PKK’nın faaliyetleriyle sınırlı da değildir, tüm terör örgütleriyle, tüm suç örgütleriyle ilgilidir” dedi.

"O TÜMÖRÜN KESİLİP ATILMASI GEREKİYOR"

Destici, muhalefet partilerinin HDP’yi meşru gösterme gayreti içerisinde olduğunu iddia ederek, “Gelecekte, ma’şeri vicdan ve tarih önünde, herkese hak ettiği hükmü vereceğini yine herkese hatırlatmak ve tarihe not düşmek istiyorum. Partilerinin çizgisini, “Cumhuriyetçi”, “Atatürkçü”, “Milliyetçi”, “Dindar”, “Demokrat” kelimeleriyle ifade edenler, sizi bir kez daha uyarıyorum: 'Evlatlarınızın, torunlarınızın sizden utanacağı hatalar yapmayın. Milletimizin tarihinde, yüzyıllarca unutulmayacak, yüzyıllarca lanetleneceğiniz hatalara imza atmayın. Terör ve bölücülük, Türk siyaseti için, hemen kesilip atılması gereken bir tümör haline gelmiştir' ilk günde böyleydi, bugün de böyle. O tümörün kesilip atılması gerekiyor. O tümörü kesip atacağız” diye belirtti.