ANKARA (AA) - Anayasa Mahkemesi (AYM), "kendisine adil olmayacak şekilde sorumluluklar verildiği" ve "bilgi yönünden yetersiz olduğu bir alanda çalıştırıldığı" gerekçesiyle Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) başvuruda bulunan astsubayın, Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu gerekçe gösterilerek "uyarı" ile cezalandırılmasını, ifade özgürlüğünün ihlali saydı.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan karara göre, Astsubay Adem Talas, bireysel başvurusunda, yaklaşık 20 yıl Genelkurmay Başkanlığı Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı birliklerinde çalıştıktan sonra 1 Ocak 2012'de Edirne 54. Mekanize Piyade Tugayı Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Bölüğüne ikmal astsubayı olarak atandığını bildirdi.

Talas, bu görevinin yanında, atandığı tugayda bulunan notebookların sorumluluğu, kışladaki bina, arazi ve ağaçlar ile askeri lojman kreşinde bulunan LCD televizyon, mühimmat, benzinlik, kazan dairesi, jeneratör, bulaşıkhane ev yakıt alım-sarf sorumluluklarının kendisine adil olmayacak şekilde verildiği, bilgi yönünden yetersiz olduğu alanda çalıştırılması nedeniyle birçok defa ceza aldığını ve bu nedenle psikolojisinin bozulduğunu ifade etti.

Bu sıkıntılarını, verilen cezalardan önce savunmaları, savunmaya itiraz dilekçeleri ve Kara Kuvvetleri Tayin Dairesine verdiği tayin istek formlarında belirttiğini kaydeden Talas, başvurularından bir kısmına cevap alamaması, bir kısmına da olumlu yanıt alamaması üzerine 27 Ocak 2014'te BİMER'e müracaatta bulunduğunu anlattı.

Talas, BİMER'e sıkıntılarından bahsederek, "Her şeyden önce şu an yaptığım işi sevmiyorum. Bir insanın sevmediği bir işi asla tam anlamıyla yapabileceğine inanmıyorum. Okuyup, kursunu gördüğüm ve 20 yıl görev yaptığım Genelkurmay GES Komutanlığının Edirne'deki birliğine, yani eski görev yerime tekrar tayin olmayı istiyorum." diye yazdı.

- "Uyarı" cezası

Üst amiri ise Talas'ı, Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu'na göre usulsüz müracaat ve şikayette bulunduğu gerekçesiyle "uyarı" ile cezalandırdı. Talas'ın, üst amirine, bu cezanın iptali için yaptığı itiraz da reddedildi.

Bu cezaya karşı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu uyarınca mahkemeye başvurma hakkı olmayan Talas, Anayasa Mahkemesine bireysel müracaat ederek, "hem aldığı eğitim düzeyi ve bilgi itibarıyla hem de zaman olarak yerine getirmesi mümkün olmayan görevlerin tarafına verilmesinin angarya niteliğinde" ve Anayasa'nın 18. maddesine aykırı olduğunu savundu.

Talas, BİMER'e başvurusuna ilişkin "uyarı" cezasına çarptırılmasıyla ilgili olarak Anayasa'nın 25. maddesinde güvence altına alınan düşünce ve kanaat, 36. maddesinde tanımlanan hak arama, 40. maddesindeki yetkili makamlara başvurma ve 74. maddesinde düzenlenen dilekçe ve bilgi edinme haklarına aykırı olduğunu ileri sürerek, Yüksek Mahkeme'den, ihlalin tespiti ve manevi tazminata hükmedilmesini istedi.

- "İfade özgürlüğü ihlal edildi"

Yüksek Mahkeme, yaptığı değerlendirme sonucunda, başvurucunun, Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini oy çokluğuyla kabul etti.

Anayasa Mahkemesinin değerlendirmesinde, başvurucunun dilekçesindeki beyanlarının, kendisine yönelik gerçekleşen ve hatalı olduğunu düşündüğü bir kısım uygulamayla ilgili kamu otoritelerinden yardım isteme mahiyeti taşıdığı kaydedilerek, "Başvurucunun, kendisini de etkileyen birim içindeki birtakım haksız uygulamalarla ilgili olarak, görev yaptığı birimdeki sıralı amirlerine yaptığı başvuruların sonuçsuz kalması nedeniyle Başbakanlığa bağlı olan BİMER'e dilekçe gönderilmesine 'uyarma' cezası ile yaptırım uygulanmasının, demokratik toplum düzeninde gerekli bir müdahale olmadığı değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir." ifadeleri kullanıldı.

İfade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın örneğinin Milli Savunma Bakanlığına gönderilmesine karar veren Yüksek Mahkeme, başvurucuya 4 bin lira manevi tazminat ödenmesine de hükmetti.

Yüksek Mahkeme, başvurucunun "angarya yasağı ilkesinin ihlal edildiğine" ilişkin iddiasını ise başvuru yolları tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemez buldu.