ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi gecesi MEBS Grup Komutanlığı, Lojistik Komutanlığı ve Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığındaki (JÖAK) eylemlere ilişkin 7'si tutuklu 11 kişinin yargılandığı davada ara kararı açıklayan mahkeme, 1 sanığın tahliyesine hükmetti.

Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya olay tarihinde tuğgeneral rütbesiyle Jandarma Genel Komutanlığı Maliye Başkanı olan Celal Şahi̇n ve eski jandarma kurmay yarbay Sami Balcı'nın da aralarında bulunduğu sanıklarla avukatları katıldı.

Duruşmada emekli Jandarma Korgeneral Mustafa Kemal Alataş "tanık" olarak dinlendi. Alataş, 15 Temmuz 2016'da görev için günübirlik Hatay'da olduğunu, akşam saatlerinde evine geldiğini, akşam yemeği sırasında uçakların alçak uçuş yaptığı yönünde akrabalarından telefon aldığını anlatarak, şu beyanı verdi:

"Telefonlar yoğunlaşınca, bilgi almak üzere askeri hattan Jandarma Genel Komutanlığına bağlandım. Kendimi tanıttım. Telefondaki bir binbaşıydı. Bilmem kim. TSK’nın ülke yönetimine el koyduğunu söyledi. 'Kimsin lan sen, salak mısın?' diye tepki verdim. Kapattı, birkaç defa daha aradım, cevap verilmedi. Televizyonu açtığımda Boğaz Köprüsü'nün kapatıldığı belliydi. O esnada arkadaşlar arıyordu. 'Beştepe'ye gidelim, asıl problem orada' diye düşündük. Arif Çetin aradı, 'Darbeci şerefsizler burayı işgal etmişler' dedi. Gittik, Celal Şahin paşa JÖAK komutanı odasındaydı. JÖAK birliklerini toplamaya çalışıyorduk."

Alataş, bu sıralarda Tümgeneral Güray Alpar'ın elinde mesaj emriyle gelerek "Komutanım sizi de beni de görevden almışlar" dediğini bildirerek, durumu anlayarak bu emrin geçersiz olduğu, itibar edilmeyeceği ve görev ve yetkilerin devam ettiğine dair birliklere mesaj ulaştırılması talimatı verdiklerini anlattı. Aynı sıralarda birlikleri toplamayı sürdürdüklerini bildiren Alataş, ancak görüştükleri komutanlara "Sadece güvendiğiniz arkadaşlarınızı gönderin" dediklerini aktardı.

Alataş, "İçişleri Bakan Yardımcımızla basın mensuplarıyla temas kurmaya çalıştık. Canlı yayına çıkarsak bütün Türkiye'ye bunu söyleyebileceğimizi planladık. Tabi bu süreçte, bulunduğumuz yeri helikopterler tespit eder diye 3 defa yer değiştirdik" diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Muhammed Karaca’nın, sanık Sami Balcı ve Celal Şahin'in tutumlarının nasıl olduğu sorusuna Alataş, "Celal Şahin paşanın hiçbir düşmanca davranışını görmedim, bilakis darbeyi bastıran davranışlarına şahit oldum. Sami Balcı'nın da düşmanca hiçbir davranışını görmüş değilim" cevabını verdi.

Alataş, bir sanık avukatının sorusu üzerine, "Diğer generallerle beraber elbette üzerimizde silah takmıştık. Başkaca bir silah taşımıyorduk. Lakin kıyafetlerimiz ve silahlarımızı olabildiğince kuşanmıştık. Vatanı kurtarmaya giderken ne düşünebilirsiniz?" diye konuştu.

- "Kimse bu emre uymasın"

Tanık emekli Tümgeneral İbrahim Aydın da darbe girişimini duyduktan sonra birliklerine gittiklerini belirterek, burada dört general, albaylar ve JÖAK görevlileri bulunduğunu kaydetti.

Tümgeneral Güray Alpar'ın kendisine darbecilerin bildirisini gösterdiğini ifade eden Aydın, şöyle devam etti:

"Baktık ki imza sahibi şahıs bir FETÖ'cü. Tuğgeneral imzalı bir şey gelmiş. Kabaca imza sahibi şahıs hakkında bir görüşümüz var. Kemal Paşa, rütbece üçüncü sırada. Ondan önce de kimse orada yok. Dedik ki 'Komutanım sevk ve idare sizde'. Kemal Paşa da 'Bölgelerimizi hemen arayalım, bilgi verelim' dedi. O gece iki mesaj çektik. Biri 'Kimse bu emre uymasın' mesajı, diğeri 'Eğer ki uyanlar olur ise cezalandırılacaktır' mesajıdır. Ben de dört bölgeye ulaştım. Teşkilat bu emre itibar etmesin, emir yasal değildir, hiçbir personel bu emre uymasın diye ulaşabildiğimize ulaşmaya gayret ettik. Olup bitenle alakalı bir basın açıklaması yapılmasını uygun gördük. Kemal Paşa gece saat yarım gibi bakan beyle görüştü."

Aydın, bu sırada toparlayabildikleri kadar kuvveti toplamaya çalıştıklarını söyledi.

Jandarmanın hava araçlarının dışarıda olmadığı, hangarda bulundukları bilgisinin ulaştığını ifade eden Aydın, darbe girişimine katılan uçak ve helikopterlerin kendilerine saldırıda bulunabilecekleri düşüncesiyle alt kata indiklerini, bu sırada yanlarına şahsi silahları ile tüfek ve hücum yeleği aldıklarını anlattı.

Kara Havacılık Komutanlığındaki darbecilerin Ankara'ya doğru harekete gidildiğini gördüklerini bildiren Aydın, bunun üzerine Kara Havacılık Komutanlığı ekiplerine müdahale etmeye karar verdiklerini söyledi.

Bir birlik kurulduğunu ve Yarbay Mete Özcan’ın görevlendirildiğini aktaran Aydın, ancak bu birliğin daha sonra döndüğünü kaydetti. Aydın, şu beyanda bulundu:

"İtfaiye araçlarından barikatların kurulduğunu, barikatların aşılsa bile geniş bir araziyi açıktan geçmek zorunda kalacaklarını söylediler. Bana, organize etmem istendi. İki zırhlı aracın arkasında ilerledik. İtfaiye araçlarını çektirdik. Bu sırada bir helikopter kalktı. Bize doğru nişan almak kaydıyla ateş açtı. İki arkadaş yaralandı. Biz ağaçların ve binaların arkasına saklanarak ilerledik. Sabah 06.00'ya doğru, 'JÖAK burayı bastı' diye panik olduğunu düşünerek Kara Havacılık Komutanlığını boşaltmışlar. Meğer helikopter kaldırarak süre kazanmışlar."

Mahkeme Başkanı Karaca'nın Celal Şahin ve Sami Balcı'ya ilişkin tanıklığını sorması üzerine Aydın, karargaha geldiğinde Şahin'in orada olduğunu belirterek, "Celal paşa da bizlerle beraber aynı gayret içerisinde olmuştur. Olumsuz en ufak bir hareketine şahit olmadım" diye konuştu.

Aydın, Balcı'nın karargahta, aksi yönde müdahalesine şahit olmadığını ifade etti.

Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan Zafer Savaş Öztekin'in tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla tahliyesine hükmederek, davayı 29 Mayıs'a bıraktı.

-İddianame

İddianamede, FETÖ mensubu askerler ile sivil şahısların, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in onayıyla 15 Temmuz 2016'da askeri darbeye kalkıştıkları anımsatıldı.

Olay tarihinde Jandarma Genel Komutanlığındaki eylemlere destek olmak amacıyla Jandarma Genel Komutanlığı yerleşkesi dışındaki jandarma unsurlarının bulunduğu yerlerde de FETÖ üyelerince bazı faaliyetlerin gerçekleştirildiğine dikkat çekilen iddianamede, sanıkların, Güvercinlik'teki MEBS Grup Komutanlığı, Lojistik Komutanlığı ve JÖAK'ta silahlı çatışma şeklinde faaliyetleri bulunmadığı ancak darbecilerin sözde "yurtta sulh konseyi"nce düzenlenen sıkıyönetim direktifleri doğrultusunda hareket ederek, atılı suçları işledikleri kaydedildi.

İddianamede sanıklar Celal Şahin, Cemre Nazlum, Gökhan Aytaç, Halil İbrahim Kocamaz, Kudret Kösem, Mehmet Akif Çolak, Sami Balcı, Sinan Darakcı, Turgut Gözütok, Yasin Sancak ve Zafer Savaş Öztekin'in "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 15'er yıla kadar mahkumiyetleri talep ediliyor.