İSTANBUL (AA) - Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı ve Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi Danışma Kurulu Başkanı Bilal Erdoğan, "Şehirlerimiz maalesef gittikçe Batı şehirlerine benzeyen karakter kazanmakta, mahalleler geleneklerini, tavırlarını kaybetmekte ve buna karşı çok da bir şey yapamamaktayız. Niye?" dedi.

Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü Kongre Merkezinde gerçekleştirilen "Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi"nde Erdoğan, dünyanın çok renkli yapısını, kültürel zenginliklerini kaybetmekte olduğunu anlattı.

"Bütün dünyayı egemenliği altına almış olan Batı medeniyetinin öncülüğündeki bu kapitalist paradigma, aslında insanları tektipleştirmeye, birbirine benzemeye zorlamaya sürüklüyor." diyen Erdoğan, dünyadaki kültürel fakirleşmenin, dengesizliğin ve eşitsizliğin aynı zamanda çatışmaları körüklediğini, bu nedenle, kültürlere sahip çıkmanın dünyanın kültürel zenginliğini korumanın yanında dünya barışı için de önemli olduğunu dile getirdi.

Şehircilikte belediyelerin ön planda olduğunu, Türkiye'de belediyelerin özellikle büyükşehirlerde önemli şehircilik hizmetlerinde belirli rutinlere ve istikrara kavuşmuş durumda olduğunu belirten Erdoğan, "Ancak epeydir sosyal belediyeciliği konuşuyoruz, çocukların eğitiminden, işsizlerin iş bulmasına, kadınların meslek sahibi yapılmasından, engellilerin topluma entegre edilmesine kadar birçok sahada çok etkin çalışmalar yaptıklarına şahit oluyoruz." dedi.

Bu noktada sivil toplum kuruluşlarıyla belediyelerin daha güçlü bir eşgüdüm içerisinde çalışmasının önemli olduğunu aktaran Bilal Erdoğan, şöyle devam etti:

"Belediyelerimizin bu tür hizmetlerinde sivil toplum kuruluşlarımıza altyapı oluşturması, imkan sağlaması ve sivil toplum kuruluşlarımızın da bu hizmetlerinin içeriğini oluşturması yönünde olması... Örneğin, bir belediyemiz gençlerin istifadesi için bir kitap kafe açıyor. Bir kafeterya ve kütüphanenin iç içe olduğunu düşünün. Gençlerin buluştukları, ders çalıştıkları, iyi vakit geçirdikleri bir alan. İşte bu kitap kafeyi bir sivil toplum kuruluşuna, gençlik üzerine çalışan kültür üzerine faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşuna ortak projeyle işlettirebilirse belediyemiz, o kitap kafe sadece işletmecilik yönüyle değil, içerik yönüyle de belli kültürel zenginliğin ve tabandaki sosyal zenginliğin daha iyi yansıdığı kitap kafe haline gelebilir."

Erdoğan, 21. yüzyılın, dünyada kültürel adaletsizliğin derinleştiği, kültürel fakirliğin arttığı, sadece Batı kültürünün ve çeşitlerinin egemen olduğu değil, bütün kültürlerin hayat bulabildiği, toplumların kendi karakteristiğini korumayı bir zenginlik olarak görebildiği, dünyanın bunu takdir edebildiği bir yüzyıl olması temennisinde bulundu.

- Mahalle kültürü

Batılılaşma rüzgarının etkisiyle kentlerin gittikçe Batı şehirlerine benzeyen karakter kazandığını, mahallelerin geleneklerini ve tavırlarını kaybetmekte olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ve buna karşı çok da bir şey yapamamaktayız. Niye? 'Eski büyük aileler şimdi yeni apartman dairelerinde nasıl yaşayacak?' diyoruz. Eski mahalle ortamları... 'O büyük binalar arasındaki trafikte çocuklar sokağa inip nasıl oynasın?' diyoruz ama bir yol bulmak zorundayız. İstemek, bunun birinci şartı. Eğer biz, bize ait mahalle kültürünü yeniden yaşatmaya kararlı olursak, bize ait ev kültürünü yeniden yaşatmaya kararlı olursak inanın ki bir yolunu bulabiliriz. Bunun için sivil toplum kuruluşlarıyla belediyelerimizin, üniversitelerimizin bir arada çalıştığı bu zirvenin en doğru ve isabetli zemin olduğunu düşünüyorum."

UNESCO'nun kültürel mirasları konusuna da değinen Erdoğan, "UNESCO'ya zaman zaman çeşitli başvurular yapıyor kurumlarımız. Somut olmayan tarihi miras ya da somut olan miras, bunların yaşatılması ile ilgili başvurular. Bazen düşünüyorum acaba UNESCO böyle bir şeyi onayladığı zaman, bu mirası arşive mi kaldırmış oluyor, yoksa yaşatmış mı oluyor?" dedi.

Bunun da sorgulanması gerektiğine işaret eden Bilal Erdoğan, somut olmayan tarihi mirasın, kültürel geleneklerin ve adetlerin her geçen gün yozlaştığını, kaybolduğunu ve bunları koruma yeri olan ailenin ve kentin ciddi bir taarruz altında olduğunun görüldüğünü belirtti.

Erdoğan, "Hem ailenin hem şehrin ihyası, kültürümüzün, renklerimizin, karakteristiğimizin, şehirlerimizin yapısına yansımasının görülmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Esenler Belediyesinin ev sahipliğindeki zirve, 22 Ekim Pazar günü sona erecek.