2 Temmuz’da Danıştay 10. dairesinde, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan dava kapsamında duruşma gerçekleştirildi. Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti.

Ayasofya 'nın camii olmasının önünde engel kalmadı 

Danıştay 10. Dairesi'nin adlığı bu karar Ayasofya’nın tekrar ibadete açılmasının önünü açmış oldu... 

Karar 30 gün içinde uygulanacak ve iki yöntemden biri uygulanacak. Takdir her iki formülde de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olacak.

Edinilen bilgiye göre birinci formül, Erdoğan’ın Ayasofya’yla ilgili bir kararname çıkarması yönünde olacak.

İkinci formülün ise, Erdoğan'ın Danıştay kararını direkt Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne uygulattırabilmesi olduğu ifade ediliyor. 

İşte Danıştay'ın o tarihi kararı

 Danıştay 10. Dairesi kararında şu değerlendirmelerde bulundu: 
"Dava konusu Bakanlar Kurulu kararı, yukarıda yer verilen mevzuat, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve AİHM kararları kapsamında değerlendirildiğinde Ayasofya'nın statüsü muhafaza edilerek hukuk düzenimizle güvence altına alınan özel hukuk tüzel kişiliğini haiz mazbut vakıf niteliğindeki Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı'nın mülkiyetinde olduğu, Ayasofya’nın vakfedenin iradesi gereği sürekli şekilde cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu, bedelsiz olarak kamunun istifadesine terk edilmesi yönüyle hayrat taşınmaz niteliği taşıdığı, tapu belgesinde de cami vasfı ile tescilli bulunduğu, Vakıf senedinin hukuk kuralı etki, değer ve gücünde olduğu, vakfedilen taşınmazın vakıf senedindeki niteliğinin ve kullanım amacının değiştirilemeyeceği, bu hususun tüm gerçek ve tüzel kişilerle birlikte davalı idare için de bağlayıcı olduğu, devletin vakıf varlığının, vakfedenin iradesine uygun olarak kullanılmasını sağlama yönünde pozitif yükümlülüğü, vakıf mal ve hakları ile ilgili olarak vakfedenin iradesini ortadan kaldıracak şekilde müdahalede bulunmama yönünde de negatif yükümlülüğünün bulunduğu kuskusuzdur. Bu durumda Türk hukuk sisteminde kadimden beri korunarak yaşatılan Vakfa ait taşınmaz ve hakların vakfiyesi doğrultusunda istifadesine bırakıldığı toplum tarafından kullanılmasına engel olunamayacağı, vakıf senedinde sürekli olarak tahsis edildiği cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varıldığından, bu hususlar dikkate alınmaksızın Ayasofya'nın cami olarak kullanımının sonlandırılarak müzeye çevrilmesi yönünde tesis edilen dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uygunluk görülmemiştir." 

Editör: İbrahim GÜLTEKİN