Turizm, kentler için önemli gelir kaynaklarından biri olmayı sürdürüyor. Kent turizmi, sonuçları açısından ekonomik bir sektördür. Bu bağlamda değer yaratan turist çekiciliği, Eskişehir için istenen bir özelliktir. Bir kentin bu niteliği edinebilmesi için bazı koşulları yerine getirmesi gerekiyor. Bu şartları üç başlık altında toplayabiliriz: Kentin imajı, kentin özgünlüğü, kent turizminin sürdürülebilirliği…

Kentin İmajı

Bir kentin dışarıdan nasıl göründüğüne o kentin imajı denir. Bir kentin imajı, o kentte yaşayan yurttaşların kendilerini nasıl niteledikleri değil, o kente ziyaretçi olarak bulunan kişilerin ne gördükleri ve nasıl bir izlenim aldıklarıdır. Bir kentin ziyaretçiler için net ve çekici bir imajı olmalı; turistler bu kentte kendi ilgi alanlarında iyi zaman geçireceklerine inanmaları gerekir. Eskişehir, henüz olgunlaşmakta olan imajının olumlu yönde sürdürülebilir gelişmesi için çaba harcamalı. Sürdürülebilirlikle güçlendirilerek yeterince olgunlaşmamış bir imaj, kötü ve olumsuz bir marka değeri kadar zarar vericidir. Günübirlik turizm, kentin imajının ve turistik sürdürülebilirliğinin ‘fast food’ gibi hızla ve sağlıksız biçimde tüketilmesine neden olur.

Eğer Eskişehir’in beklediği günlükten daha uzun süreli ziyaretçi ise bu durumda turist çekiciliği yüksek bir kent gibi ziyaretçilere kolaylık, zenginlik ve çeşitlilik sunmalıdır. Bir kentin sunacağı kolaylıklar arasında kolay erişim, kolay ulaşım, kaliteli ve özgün ürün, hizmet çeşitliliği gibi olumlu turizm öğeleri sayılabilir. 

Özgünlük

Kentin özgünlüğü önemlidir. Başka büyük yerleşimleri kopya ve taklit ederek var olmaya çalışan kentler sonuçta çok olumsuz imajlar edinirler. Eskişehir kendi içsel kaynaklarını değerlendirerek özgün olabilmeyi başarmalıdır. Eskişehir kendi farklılığını yaratmalı, geliştirmeli, korumalı ve pazarlamalıdır. Özgün olmayan ve sunabileceği çeşitlilik bulunmayan bir kent kısa vadede unutulmaya, dolayısıyla hayal ettiği katma değeri yitirmeye mahkûmdur. Günübirlik eksenli turizm, unutulmak için ‘iyi’ bir nedendir.

Bir kentin turizm pazarında yer almasının özgünlüğe dayalı bir diğer koşulu, ihtiyaçların bir arz-talep dengesi içinde karşılanabilmesidir. Kent, ziyaretçilerin bir başka kentte karşılayamadıkları ihtiyaçlarının giderilmesinde başarılı olmalı, müşteri memnuniyeti yaratmalıdır.

Satışa sunulan tüm ürünlerin o kentte üretilmesi zorunlu değil. Ama o kentin söz konusu ürüne değer katabilmesi ve bir turistik pazarlama karması oluşturabilmesi önemlidir. Turistler için o bütünsel ürünün veya hizmetin o kentte alınmasının farklılığı olmalıdır. Eğer Eskişehir’den söz ediyorsak Eskişehir pazarladığı tüm ürün ve hizmetlere kente özgü değerler katarak kendi farklılığını yaratmalıdır. Tekrar günübirlik turizme dönersek; aynen imajda olduğu gibi günübirlik turizm, kentin özgünlüğünün ‘fast food’ gibi hızla ve sağlıksız biçimde tüketilmesine neden olur.

Sürdürülebilirlik

Kent turizminin vazgeçilmez koşullarından bir diğeri sürdürülebilirlik ilkesidir. Kentte turizm alanında ilerleme süreci sürdürülebilir olmalıdır. Bu ilke, mevcut doğal ve kültürel değerlerin turistik olarak pazarlanmaları yanında gelecek kuşaklar için korunmaları ve geliştirilmelerini zorunlu kılar. Sürdürülebilir olmayan, kolaycı ve ucuzcu günübirlik turizm anlayışı, kendi geleceğini yok eden ve unutulmaya aday bir tercih olacaktır. Eskişehir, kent turizmi alanına yeni adım atmış bir kent olarak böyle bir riskle karşı karşıyadır.

Günümüzde dünyada kent turizmi alanında gelir elde etmek amacıyla kentler büyük bir yarış içindeler. Bir kentin bir turistik ürün olarak kendi kendine başıboş büyümesi önlenmeli; turizm planlaması, kent planlamasının ana bileşenlerinden biri olmalıdır. Bu da kent turizminin örgütlenmesi ve planlanması anlamına gelir. Bir stratejik niyetler ve yönelimler demeti olarak yapılabilecek planlama ise kentin ilgili tüm paydaşlarını içine almak zorundadır. Kent turizmini de içine alacak biçimde bir kentin geleceğinin planlanması ve gelir elde etmek üzere uluslararası pazarda kentin turistik pazarlaması asla kolay bir iş değildir.

Kolayca başarılabilecek bir önerim var. Kentin kültür ve turizm yılının başlangıcı öncesi duyurulacak bir Turizm ve Kültür Ajandası'na ihtiyacı var. Bu ajanda için Valilik, yerel yönetimler, üniversiteler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve ilgili özel işletmeler kendi yıllık programlarını hazırlamalı; bir koordinasyon merkezinde kentin ajandası haline getirilmeli. Bu ajanda da konaklama, yeme-içme gibi imkânlar da belirtilmeli. İnternette yayınlanacak ajanda aynı zamanda basılı ve sayısal ortamlarda turizmin ilgili yerli ve yabancı kurum, kuruluş ve kişilerine iletilmeli. Ajandanın sürdürülebilirliği konusunda da gayretli, ısrarlı ve özendirici olunmalı.

Kitsch Turizm

Herhangi bir kenti ziyaret edin. Fotoğraflar çekin. Bir başka kente gittiğinizde bu fotoğraflardakine benzer artifaktlar (kent mobilyaları, heykeller, köprüler, parklar vb.) göreceksiniz. Bir Avrupa kentini ziyaret ettiğinizde de benzer nesneleri ve mekânları gözleyebilirsiniz. Bunun nedenlerinden birincisi, küreselleşmenin kültürel aynılaştırma etkisidir. Kentler, giderek birbirine benziyor. Bu süreçte özgünlüklerini de kaybediyorlar. Bir kente ‘ışınlandığımızda’ sorup soruşturana kadar, nerede olduğumuzu bilmek mümkün değil. Yerel ve özgün olan, büyük bir hızla yok oluyor.

Kültürel aynılaşma sürecine bakıp, suçu küresel ‘iyi sıhhatte olsunlara’ atarak resmin tamamını ifade etmiş olmayız. Kentlerin yapay ve ‘kitsch’ hale gelmesinde bir başka sorumlu ise, o yerleşimin yöneticileridir. (Almanca kökenli bir sözcük olan kitsch sözcüğü estetik yönden sorgulanabilir nitelikte, abartılı, kaba ve taklit varlıklar için kullanılıyor.) Gerçek ve sahici olan, tarihin ve geleneğin içinden bugüne doğru süzülüp geliyor. Gerçek olanın, o yerleşimde ve oradaki toplumda kökleri var. Bazı kent yöneticileri ise turizmden yerel avantaj elde etme adına gerçeği taklit ile ‘tedarik etmeye’ çalışıyorlar. Sonuçta; her yere benzeyen ve kopya olmanın ötesine geçemeyen kentsel mekânlar doğuyor. Turizm gelirleri adına bu tür kentlerin getirisi ise günübirlik turizmin veya öğrenci turizminin ötesine geçemiyor.

Bir kentte değerin değer, sanatın sanat, eserin eser olabilmesi sadece o kentin yöneticilerine veya o artifaktların üreticilerine ait değil. Her ne ise; o kenti beğenip alkışlayanların beğeni ve kalite algıları ile de çok yakından ilgili. Kitsch olandan şikâyet ediyorsak bu kültürü gerçekten kaliteli olanla ikame etmek için çaba göstermek lazım. Bir kentin turizm ve kültür anlayışı da böyle bir temel üzerine kurulmalı. Bir hatırlama notu: Gerçekten kitsch olan, eser değil; onu yapan ve/veya yaptıran ruhtur.

Eskişehir ve Turizm

Eskişehir’in turizm konusuna dönelim. Başka yerleşimlerin de ortak sorunları olan kısa hatırlatmalar yapalım. Eskişehir, bir adım attığı kent turizmini kalıcı ve sürdürülebilir hale getirmek zorunda. Bunun yolu da günübirlik ziyaretleri, daha uzun süreli konaklamalı turizm haline dönüştürmekten geçiyor. Böyle bir görevin başarılması için hem altyapı yönünden hem de yeni ve çeşitlendirilmiş hizmetler açısından yapılması gerekenler var. Kentteki turizm faaliyeti günübirlik gelenlere çiğbörek yedirip Odunpazarı’nda atılan bir tur ile yetinmekten kurtarılmalı. Bu amaçla bir faaliyetler demeti ön hazırlık gerektiriyor. Bu çalışma yapılmadığı durumda Eskişehir, şu an kazanmış olduğu imajı hızla geri kaybedebilir.

Günümüz iş dünyası, bize stratejisiz, plansız ve bütçesiz başarı elde etmenin mümkün olmadığını gösteriyor. Eskişehir’de turizm adına yapmamız gereken önemli işlerden birisi, yukarıda dile getirdiğim, her yıl düzenli olarak hazırlanan bir Kültür ve Turizm Ajandası’nın oluşturulmasıdır. Bu ajanda birkaç dilde basılı ve sayısal yayın hazırlanarak küresel ve ulusal medyaya, yabancı misyonlara, tur şirketlerine, sivil toplum kuruluşlarına ve ilgili tüm diğer kesimlere duyurulabilir. Böylece Eskişehir’e ziyaret yapabilecek kimseler için bir planlama yapmaya imkân tanınacaktır.

Son yıllarda Eskişehir’i ziyaret eden günübirlik konuklar ve yaygın medyada yer alan abartılı övücü Eskişehir haberleri, bizi ‘kent olarak olgunluğa ulaşıldığı’ yanılsamasına düşürmesin. Eskişehir olarak almamız gereken daha çok yol var. Geçtiğimiz dönemde övgüyle söz edilen pek çok yerleşim, şimdilerde giderek düşen ziyaretçi sayısı ve kalitesi ile günübirlik turizmin bataklığında boğuluyor olmanın paniğini yaşıyor.