“Bir durum veya şey üzerinde karar kılmak” veya “kararında olmak” dengeli hale işaret eder. Hayat denge üzerindedir; dengenin bozulduğu her durum veya dengeyi bozan her şey yeni kararlara zorlar

Karar verici, durumu doğru anlamaz ise yanılması kaçınılmazdır. Çünkü bir şeye karar vermek bazı şeyleri mecburen feda etmektir. Bazı şeylere veda etmektir. 

Bu sebeple karar, akılla alınır. Akıl, olguları birbirine bağlayabilme becerisidir ve tahsilli olsun olmasın her insanda vardır. Akıl tedbire zorlar. Tedbir, anlık çözüm yerine sonunu, hatta sonun sonrasını düşünerek karar vermektir ki kolay bir iş değildir. (Zira alınan her karar başkaları için yeni durumlara ve yeni kararlara o yeni kararlar diğerleri için farklı karara zorlayan değişik durumlara neden olur. Bu döngü sürekli dengesizlik hali oluşturur ki hiçbir toplum bunu taşıyamaz.) Bu nedenle toplumu ilgilendiren kararlar ortak akılla alınır. Toplumun ortak aklı yıllar içerisinde örfü oluşturur. Buna sahip olana arif denir.

Şüphesiz İnsanın en büyük sorumluluğu aklını kullanmaktır. Bu sorumluluk, hayatı dengede tutan olguları anlamaya zorlar. Anlamak zaman ve sabır gerektirir.

“Keyifli zamanlar” yaratma peşinde haz ve eğlence dolu bir hayat sürenler veya böylesi hayat sürme hayaliyle ömür tüketenler sorumluluklarını ister istemez unutur; olguları anlayacak zamanı yoktur. Anlamamak korkunun, korku öfkenin, öfke kinin kaynağıdır. Zaten haz, heyecan, korku, öfke aynı kökün farklı meyvelerinden başka ne ki?

Öfke, kin, şehvet, korku ve ideolojik saplantılar aklın dışlanma halidir. Aklını dışlayan yaptıklarını inkâr yoluna gider. İnkâr; bilinmezlik, tanısızlık alanıdır. Bu alana sığınanlara münkir denir.

Akıl, insanı fitne ve kan akıtmaktan koruyan bir zırhtır. Fitne, tıpkı haz, korku ve öfke gibi “AN”ın geçmiş ve gelecekle bağlarını koparır. Geçmiş ve gelecekle bağı kopan insan ki bunun nedeni aklını kullanmamaktır, birkaç geçici sembol ve kavramla “kararında olmaktan” çıkar ve veda/feda alanına savrulur.

İnsan, gerçekler yerine “sanal kavramlarla” savruldukça fitnenin bir parçası olur. 

Ve ateş yayılır.

Yayılan ateş yaş kuru dinlemez.

Aklını kaybetmek hastalıktır; tedavisi mümkündür. 

Aklını kullanmamak…; tedavisi mümkün değildir.

Yerler, gökler ve ikisi arasındakilerin aklını kullanmayanlara acımadığı bir gerçektir.

Arif olan anlamıştır.

Münkir zaten dinlemez.