Başbakan Binali Yıldırım, “Bu paket, 135 milyar yatırım hacminde ve 34 bin doğrudan, 135 bin dolaylı istihdam sağlayacak. İhracatımıza 6 milyarın üzerinde ilave bir katkı olacak. İhracata sağlanan katkının yanı sıra en büyük meselelerimizden biri olan cari açığımızı da 19 milyar dolar azaltacak bir proje paketinden bahsediyoruz. Bu projeler hayata geçtiğinde cari açığımız, ihracat artışı ve ithalattaki azalma dolayısıyla 25 milyar dolar lehimize gelişmiş olacak” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen Proje Bazlı Teşvik Sistemi Tanıtımı ve 2017 Yılında Hazırlıkları Tamamlanan Yatırımlara Teşvik Belgesi Dağıtım Töreninde konuştu. Konuşmasının başında, Almanya’da PKK yandaşlarının gösterisine tepki gösteren Yusuf Ünsal’ın Alman polisi tarafından yere yatırılarak gözaltına alınmasına değinen Yıldırım, “Vatandaşımız Yusuf Ünsal’a Alman polisinin uyguladığı şiddete şahit olduk. Ancak Yusuf kardeşimizin nasıl bir vefa ve vatanseverlik sergilediğine şahit olduk. Akşam saatlerinde Cumhurbaşkanımız Yusuf’u bizzat aradı ve bu asil davranışından dolayı tebrik etti. Teröristlere değil de, teröriste karşı çıkan vatandaşımıza şiddet uygulayan Alman polisini şiddetle kınıyor, ‘ölümüne Erdoğan’ diye haykıran kardeşimizin gözlerinden öpüyorum. Memleketi sevmek işte budur” ifadelerini kullandı.

Yıldırım, 2017 yılında teşvik sisteminde ciddi bir değişikliğe gittiklerine dikkat çekerek, “Yıllardan beri uygulanan teşvik sisteminin yanı sıra adeta ısmarlama teşvik sistemini hayata geçirdik. Bu teşvik sisteminin özelliği, ülkemize yüksek ve orta ölçekte katma değerli ürünler sağlayacak, cari açığımızı kapatmaya destek olacak, ihracatta katma değer artımını sağlayacak alanlara özel teşvik vermek. Bugün törenini icra ettiğimiz bu teşvik sistemi sektörel bazda ve firma bazında katma değeri yüksek, orta ve yüksek teknoloji gerektiren yatırımları ilgilendiren bir teşviktir. Toplam büyüklük 135 milyar. Yararlanan proje sayısı 23’tür. Bugün ilan ettiğimiz projelerin ülkemize hayırlı olmasını niyaz ederim” diye konuştu.

AK Parti olarak Türkiye’yi yatırım yapılan, yatırım üssü bir ülke haline getirmek için gece gündüz gayret ettiklerinin altını çizen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’de bir yılda yapılan yatırımın bir birimi devlet tarafından yapılıyorsa 8 katını da özel sektör yapıyor. Özel sektör 800 milyar üzerinde Türkiye’de yatırım yapıyor. Devlet ise 125 milyar yatırım yapıyor. Artık Türkiye özel sektör eliyle kalkınmasını sürdürüyor. Bu da bizim için gurur vericidir. İlk hükümet programında, 2003’te ifade ettiğimiz bir hedef vardı. Serbest piyasa şartlarında siyasi irade olarak bütün gücümüzle özel sektörün gelişmesinden yana olacağız. Az önce ifade ettiğim rakamlar bu sözümüzü yerine getirdiğimizi gösteriyor. O gün bugün bu kararlılıkla çalışıyoruz, Türkiye’nin, bugün yatırım çeken ülkelerden biri olmasını hep birlikte başardık. Milli gelirimizi 851 milyar dolara çıkarttığımız gibi. Mevcuda ilave olarak 10 milyon vatandaşımıza iş imkanı sağladık. Spekülatörlerin, karamsar senaryo üretenlerin heveslerini kursaklarında bıraktık. Türkiye düşmanlarının bütün beklentilerini boşa çıkartmıştır. Bize diz çöktürtmeye gelen emperyal güçler ve onların örgütlerini yerle bir ettik. 16 yılda bütün makro ekonomik göstergelerde tarihi başarıları birlikte sağladık. 1993-2002 yılları arasında Türkiye ortalama yılda sadece 2,6 büyüme başarmışken, 2003-2017 yılları arasında ortalama yüzde 5,8 oranında büyümeyi sağladık. 2017’de elde ettiğimiz 7,4’lük büyümenin 2,3 puanı yatırım ve net ihracattan geliyor. İhracatımızda 2017’de yüzde 10’un üzerinde artıştır. Bu tablo gösteriyor ki Türkiye yatırıma, ihracata dayalı bir büyüme sürecine girmiştir. Bu istikrarlı büyüme önümüzdeki yıllarda da aynen devam edecek. Avrupa ve dünyanın büyüme eğilimini uzun süredir korumayı başaran sayılı ülkelerden biri Türkiye’dir. 2001 yılına kadar Türkiye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında 15,1 milyar dolar ancak çekebilmişti. Geçen 16 yıl içerisinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında ülkemiz 191 milyar doların üzerine çıkmıştır. Yani 80 yılda yapılanın 12 katını 16 yılda başardı ülkemiz. 2017 yılını yatırımlarda yüzde 81 oranında artışla kapattık. Şimdi hedefimiz ulaştığımız bu rekor seviyeyi teknolojik değişim hamlesiyle taçlandırmak. Burada en temel aracımız bu dönüşümü kendi kaynaklarımızla sağlamak olacak. Endüstri 4.0 olarak adlandırılan dönüşüm süreci üretim yapılarını ve ihracatçılarımızı yeniden şekillendirecek. Bizde Türkiye olarak bu süreci ıskalamamak mecburiyetindeyiz, zamanın ruhunu en iyi okumak zorundayız. Teknolojik gelişmeyle birlikte ülkemizin rekabet gücü de artacak, Türkiye teknoloji seviyesi arttıkça ticaret açığını da azaltmış olacak.”

“İleri teknoloji hedefiyle attığımız en cesur adımlardan birisi bugün tanıtımını yaptığımız proje bazlı yatırım ve teşvik sistemidir” diyerek konuşmasını sürdüren Yıldırım, “Bölgesel kalkınmayı sağlamak ve bölgeler arası kalkınma açığını en aza indirme hedefimiz başta olmak üzere bu pakette birçok yenilikler var. Bu paket, 135 milyar yatırım hacminde ve 34 bin doğrudan, 135 bin dolaylı istihdam sağlayacak. İhracatımıza 6 milyarın üzerinde ilave bir katkı olacak. İhracata sağlanan katkının yanı sıra en büyük meselelerimizden biri olan cari açığımızı da 19 milyar dolar azaltacak bir proje paketinden bahsediyoruz. Bu projeler hayata geçtiğinde cari açığımız, ihracat artışı ve ithalattaki azalma dolayısıyla 25 milyar dolar lehimize gelişmiş olacak. Bunun için hangi imkanları sağlıyoruz? Gümrük vergisinde istisna getiriyoruz. Yatırım kapsamında makine teçhizata KDV istisnası getiriyoruz. Bina inşaat harcamaları için KDV iadesi yatırım tutarının 2 katına kadar kurumlar vergisi indirimi veya 10 yıla kadar kurumlar vergisi istisnası getiriyoruz. 10 yıla kadar sigorta primi işveren desteği sağlıyoruz. 5 yıl nitelikli personel desteği, 10 yıla kadar gelir vergisi stopajı istisnası getiriyoruz” dedi.

Eximbank’ı ihracatta daha etkin kullanmaya başladıklarını söyleyen Yıldırım, “Türk Eximbank’ı ihracatımızın yüzde 25’ine destek veriyor. Böylece dünyada Eximbank olarak ihracata destek veren 2. ülke konumuna geldik. 2018 için daha da Eximbank’ı güçlendiriyoruz. Böylece ihracatçılarımızı daha fazla desteklemiş olacağız. Sözün özü, kim ne derse desin, kim hangi göstergeyi, hangi tahmini yaparsa yapsın biz büyümeye, kalkınmaya, üretmeye, ürettiğimizi daha çok satmak için özel sektörümüzü, girişimcilerimizi, iş alemimizi desteklemeye devam edeceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.