TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Enis Berberoğlu'nun bir an önce serbest bırakılmasını, TBMM'ye gidip, görevinin başında olmasını istiyoruz." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında, karamsar bir süreçten geçtiklerini söylerken, Ampute Milli Takımı'nın Avrupa Şampiyonu olmasıyla bu karamsarlığın bir nebze de olsa dağıldığını belirtti. Kılıçdaroğlu, Ampute Milli Takımı'nı kazandığı başarı nedeniyle tebrik etti.

Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'te DEAŞ mensubu iki canlı bombanın gerçekleştirdiği terör eyleminde hayatını kaybedenleri anan Kılıçdaroğlu, "Tarihimizin en kanlı terör olaylarından biri. Dönemin başbakanı 'bu terör eylemini IŞID militanları gerçekleştirdi' deyimini kullanmadı. Kullanamadı, çünkü onlara silah gönderiyorlardı, onlara destek veriyorlardı, onların yanında duruyorlardı. 'Nasıl sulandırırız' deyip, 'kokteyl terör' dediler." görüşünü savundu.

Sayıları 100 civarında olan hayatını kaybedenlerin yakınlarının bugün tren garı önünde bir anma yapmak istediğini ancak izin verilmediğini bildiren Kılıçdaroğlu, bu duruma tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Niye hala ısrarla IŞİD'in yanında duruyorsun? Bırakın insanlar terörü lanetlesinler." dedi.

Kılıçdaroğlu, geçen hafta bir grup askeri öğrenci velisinin yolunu keserek kendisinden bir talepte bulunduğunu belirtti. Kemal Kılıçdaroğlu, harp okulu öğrencilerinin okullarının 669 Sayılı KHK ile kapatıldığını ve kendilerine farklı üniversitelerin olmayan bölümlerinden ön lisans diplomaları verildiğini söyledi.

Diplomalarda "669 sayılı KHK kararnamesi ile bu diploma verilmiştir." ibaresinin geçtiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Bir haksızlıkla karşı karşıyalar. Haksızlığın asıl nedeni 669 Sayılı KHK'ya yollama yapması. Çünkü o KHK'yı görüce kimse bunları işe almıyor. 'Sakın ha bunlara dikkat edin, bunlar FETÖ'cü iş vermeyin' diyorsun. Bu insan haklarına aykırıdır. FETÖ'yü şiddetle kınıyoruz ama haksızlığa uğrayan herkesin yanında olacağız." diye konuştu.

- Berberoğlu'nun tutuklanması

Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun, MİT tırlarının durdurulması olayına ilişkin "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırıldığı davaya ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

"Berberoğlu'nun toplu iğne ucu kadar suçu yoktur." diyen Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu üzerinden CHP'ye ulaşılmaya çalışıldığını dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, "Siz kim olursanız olun, nerede olursanız olun, hangi makamı işgal ederseniz edin CHP'ye hiç kimse kumpas kuramayacak." dedi.

Türkiye'de halen görevini layıkıyla yerine getiren hakimlerle, savcılar olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, yerel mahkeme tarafından verilen 25 yıl hapis cezasını bozduğunu aktardı.

Alt mahkemenin Enis Berberoğlu'na "sen hükümeti devirmek için çalışıyorsun" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "(Sen neden iktidar aleyhine çalıştın?) diyor. Eleştirmeyelim mi? Muhalefetin görevi ne? Bununla, düşünün müebbete mahkum ediliyor. Enis Berberoğlu'nun bir an önce serbest bırakılmasını, TBMM'ye gidip, görevinin başında olmasını istiyoruz. 'Enis Berberoğlu kaçar mı?' Suçsuz adam kaçar mı? Suçu oluşturacak hiçbir eylemi yok. Biz bir an önce Sayın Enis Berberoğlu'nun serbest bırakılmasını istiyoruz." diye konuştu.

Söz konusu olayın bir devlet sırrı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Adana Cumhuriyet Savcılığının, Adana Jandarma Komutanlığına gönderdiği bir yazıyı okundu.

Yazıda, MİT tırlarının plakalarının verildiğini ve içinde mühimmat bulunduğunun yazdığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Herkesin bildiği bir olay gizli olabilir mi? Fatura kime çıkıyor? Enis Berberoğlu'na. Niye çıkıyor? 'Acaba CHP'ye nasıl ulaşabiliriz' diye. Biz elimizde belge olmadan konuşmayız, Enis Berberoğlu aylardır boşu boşuna hapishanede yatıyor." görüşünü dile getirdi.

- Tütün üreticisinin yanındayız-

Grup salonuna geldiğinde masasına bir tütün demeti bırakıldığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu topraklarda tütün 400 yıldır ekiliyor ve bizim tütünümüz aslında bir dünya markasıdır." dedi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında ihracatın yüzde 30'unu tütünün oluşturduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Binlerce aile geçimini buradan sağlardı. Bu kadar değerli olan tütün 2002'de uluslararası tekellere yenildi. 2002'de bir yasa çıktı Parlamentoda, tütün üreticilerinin bir anlamda idam fermanı imzalandı. 'Tütünde destekleme alımları yapmayacağız' diyor kanun. TEKEL tümüyle özelleştirildi. 2002'de 405 bin 882 aile tütünden geçiniyordu, 2015'te 7 kat küçüldü 56 bine düştü. Yabanca sigara üreticileri Türkiye'ye tütün ithal etmeye başladı. 2012'den başlayarak Türkiye net tütün ithalatçısı konumuna geldi. 2013 verilerine göre tütün alanında faaliyet gösteren tütün imalatçılarının yüzde 89,3'ünü yabancılar oluşturuyor. Şimdi yüzde 10'a da göz diktiler. Bu nedenle parlamentoya bir kanun getirdiler. Şimdi Plan Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Orada CHP her türlü muhalefeti tütün üreticisinin lehine yapıyor, yapmaya devam edecek."

Adıyaman tütününe "kaçak tütün" muamelesi yapıldığını bildiren Kılıçdaroğlu, "Yerli tütün neresi kaçak? Bu topraklarda ekiliyor, bu topraklarda kullanıyor, insanlar para kazanıyor. Hem yerlidir, hem millidir, hem de cifçimizin göz nurudur. Bu tütün üreticinin alın teridir. Siz buna yasak, hem para hem hapis cezası getiriyorsunuz. CHP olarak biz Adıyamanlılara sesleniyoruz; bize milletvekili vermediniz ama biz sonuna kadar yanınızdayız. Onlar sizin karşınızda biz yanınızdayız." diye konuştu.

Ekonominin iyi gitmediğini belirten Kılıçdaroğlu, hükümetin, tek kuruş harcamadan köprü, havaalanı, şehir hastaneleri, otoyol yaptığını söylediğini aktardı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "O zaman bu toplanan vergiler nereye gitti? Kim aldı? İsraf, israf... Altlarında uçaklar, arabalar, binlerce masraf. Hangi açıdan bakarsanız bakın israfın iktidarın dokularına sindiğini görüyorsunuz. İşçiye versen, memura versen eyvallah. Kime verdin sen bu paraları?" diye sordu.

Namus ve şeref kavramının bu topraklarda ne kadar değerli olduğunu daha önce söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu topraklarda namusu ve şerefi üzerine yemin edenlerin ölümü bile göze alıp bundan vazgeçmeyeceğine değindi. Kemal Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanlığı makamında. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkan yardımcılarını ağırlıyor. belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini ağırlıyor. Afyonkarahisar'da konuşurken arkasında Cumhurbaşkanlığı Forsu var. Hani sen namusun ve şerefin üzerine, tarafsız davranacağına yemin etmiştin? Ben defalarca sordum, bir kez daha Sayın Erdoğan'a soruyorum; çık şu milletin önüne senin için namus ve şeref ne anlama geliyor bir anlat bakalım. Milletin derdine bak, onun derdine bak. Adalet ve Kalkınma Partisinin genel merkezi var, gidersin oraya. Partinin genel başkan yardımcılarıyla, milletvekilleriyle görüşmek istiyorsan orada görüşürsün. Tarafsızlığı üzerine yemin edecek sonra bunları unutacak.

Bir daha söylüyorum; bu topraklar için namus şeref kavramı çok önemlidir. Herkes bunu çok iyi biliyor. Bilmeyen bir kişi var o da o koltukta oturuyor. Bu topluma hakarettir, bu toplum bunu içine sindiremez. Ampute Milli Takımımız şampiyon oldu, Bakan hemen Sayın Erdoğan'ı arıyor, takımı kutluyor. Bakan 'Efendim Beşiktaş stadı açtı, ona da teşekkür ediyoruz' diyor, 'ne demek ne teşekkürü parasını biz verdik' diyor. Beyefendi sanki cebinden ödemiş. Cebinden ödemişsen tamam. Ne demek parasını biz verdik? O parayı bu ülkede tüyü bitmemiş yetim ödedi."

(Sürecek)