TBMM (AA) - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, "Oy pusulasında ittifak yapan partiler, yan yana konulacak. Üzerinde de ittifakın unvanı bulunacak. Herkes kendi istediği partiye oyunu verecek. Ancak ittifak içinde iki partiye de ayrı ayrı mühür basanlar olabilir, ittifakın unvanı üzerine basanlar olabilir, hangi partiye verildiği belli olmayan oylar olabilir. Bunlara da biz 'İttifakın ortak oyları' dedik." dedi.

"Milli Mutabakat Komisyonu"nun üyeleri Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal ile MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, siyasi partilerin seçim ittifakına ilişkin ortak kanun teklifiyle ilgili Mecliste basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda, seçimde sandık kurulunun belirlenmesine ilişkin düzenlemeyle ilgili soruya Şentop, mevcut sistemde okuma yazma bilmeyen, tutanaklara parmak basan sandık başkanları bile çıkabildiğini ve bu durumun tutanakların doldurulması konusunda sıkıntılar yaşattığını söyledi. Yeni sisteme göre ise ilçe sınırları içinde ikamet eden tüm kamu görevlilerinin listesinin ilçe seçim kurulu başkanı tarafından alınacağını, bu liste içinden sandık sayısının iki katı kadar isim belirleneceğini anlatan Şentop, ilçe seçim kurulu başkanının sandık kurulu başkanlarını belirleyeceğini ifade etti. Düzenleme ile okuma yazma bilen, işleyişe, prosedürlere hakim başkanların görev başına geleceğini dile getiren Şentop, sandık kurulunun başkandan ibaret olmadığını, her siyasi partinin üyelerinin, kurulda yer aldığını kaydetti.

- Seyyar sandık uygulaması

Evden dışarıya çıkamayan hasta ve yatağa bağımlı insanlar için ise seyyar sandık uygulamasının düşünüldüğünü anlatan Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hasta veya engelli vatandaşlarımızın listesi seçim kurulları tarafından temin edilecek. Bu kayıtlar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın kayıtlarında vardır veya kendileri bunları bir raporla belgeleyebilecekler. Bunlar için ilçe seçim kurulları, ayrı bir sandık listesi oluşturacak. Her seçim döneminde listeler askıya çıkıyor, itirazlar ve kesinleşmesi için. Seyyar sandık için de sandık listesi ve sandık kurulu oluşturulacak. Yine sandık başkanı, sandık kurulu üyeleri, bütün siyasi partilerden üyeler olmak kaydıyla. Bunlar seçmenin ayağına gidecek, sandığı götürecek, orada oyunu alacak. O listelere partilerin itiraz hakları da var."

- "Mühürsüz olup, filigranlı olan zarflar kabul edilecek"

Mühürsüz oy pusulası ile ilgili ise Mustafa Kalaycı, "YSK filigranlı ve amblemli zarflar ve oy pusuları sandık kurulunun ihmali nedeniyle mühürlenmediği anlaşılırsa ve bunlar filigranlıysa bunların geçerli sayılacağı ön görüldü." dedi.

Mustafa Şentop da 298 sayılı kanunun 1961 yılında hazırlandığını ve sandık kurulunun mührü bulunmayan oy pusulalarının geçersiz olacağı yönünde hüküm olduğunu belirterek, mevzuatta bir düzenleme olmamasına rağmen 1984 yılından itibaren YSK'nın istikrarlı bir şekilde sandık kurulunun mührü bulunmayan oy pusulalarının ve zarflarının geçerli olduğuna dair karar verdiğini vurguladı.

Şentop, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda şahısların aday olacağını ve siyasi partilerin adayları destekleyebileceğini kaydetti.

Bir gazetecinin, "Bir siyasi parti kendi seçime girecek olursa barajın altında kalacak ama ittifak yaptığı için barajı geçecek; bu tartışma konusu olur mu?" şeklindeki soruya ise Kalaycı, "İttifak yapmanın doğal bir sonucu. Avrupa ülkelerindeki uygulamalara bakıldığında da aynı uygulamalar orada da söz konusu. Anayasaya aykırı bir durum söz konusu değil." yanıtını verdi.

Şentop ise seçim ittifakını kendilerinin keşfetmediğini, dünyada da ilk defa gündeme gelmediğini ifade etti. Bir çok ülkede bu tür uygulamaların olduğunu aktaran Şentop, ittifaklar için farklı baraj oranları belirleyen ülkeler olduğunu dile getirdi.

Daha önce bazı siyasi partilerin barajı aşmak için parti olarak seçime girmeyip, bağımsız milletvekilleri adayları halinde seçime girdiklerini anlatan Şentop, seçilen milletvekillerinin de Mecliste siyasi çatı altında buluştuklarını anımsattı.

Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili oy pusulasına ilişkin soruya ise Kalaycı, pakette bu konuda bir düzenlemenin olmadığını, onunla ilgili düzenlemenin de geleceğini kaydetti.

- Oy pusulasındaki uygulama

Mustafa Şentop, oy pusulasındaki uygulamayı ise şu şekilde anlattı:

"Oy pusulasında ittifak yapan partiler, iki parti, üç parti kaç parti olursa olsun, ittifak yapan partiler yan yana konulacak. Bu partilerin bulunduğu kaç sütun ise o genişlikte olacak ve üzerinde de ittifak ile ilgili bir ifade, ittifakın unvanı bulunacak. Herkes kendi istediği partiye oyunu verecek, büyük çoğunluktaki seçmen böyle oy kullanacaktır. Ancak ittifak içinde iki partiye de ayrı ayrı mühür basanlar olabilir, ittifakın unvanı üzerine basanlar olabilir, hangi partiye verildiği belli olmayan oylar olabilir. Bunlara da biz 'İttifakın ortak oyları' dedik. Dolayısıyla çok az da olsa böyle bir ihtimal vardır. Bunların siyasi partilere dağılımıyla ilgili de bir formül var, siyasi partilerin tek tek aldıkları oylar ve bu oyların bir oranı var. Bu orana göre ittifakın ortak oyları siyasi partilere dağıtılacak."

Oy pusulasındaki sıralamaya ilişkin ise Kalaycı, ittifakın, bir parti gibi kuraya gireceğini, buna göre sıralamasının belirleneceğini belirtti.

- "Uyum yasaları ile ilgili çalışmalarımız devam edecek"

Komisyonun görev alanını, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bütün kurum ve kurallarıyla yerleştirilmesi için hukuki altyapısının oluşturulması için uyum yasalarının hazırlanması ve seçim ittifakı" diye tanımlandığını dile getiren Mustafa Kalaycı, "Uyum yasalarıyla ilgili çalışmalarımız devam edecek. Bu birinci kanun teklifimiz." dedi.

Daha önceki yıllarda "Bu köyden falan partiye oy çıkarsa seçimden sonra size hesabını sorarız" gibi tehditvari olayların yaşandığını, seçmen iradesinin tehditle, zorla yönlendirilmeye çalışıldığını dile getiren Şentop, kimin nereye oy verdiğinin anlaşılmayacağı bir sistem kurulmasını öngördüklerini aktardı.

- "Erken seçimi gerektirecek bir tablo yok"

Seçimlerin öne alınacağına ilişkin iddialara ise Şentop, böyle bir durumun söz konusu olmadığını ve hiçbir zaman da konuşulmadığını bildirdi. Prensip olarak tüm seçimlerin zamanında yapılmasını benimsediklerini söyleyen Şentop, "Erken seçimi gerektirecek bir tablo da Türkiye'de yok." ifadesini kullandı.

- "Koalisyon ile ittifakı aynı çerçevede değerlendiremeyiz"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'a ise "Daha önce siyasi partilerin ittifakına karşı çıkmıştınız, şimdi AK Parti'nin ittifaka ihtiyacı var mı?" şeklinde soru yöneltildi. Ünal, parlamenter sistemdeki koalisyon kavramı ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemindeki ittifak kavramının aynı şey olmadığını vurguladı. Cumhurbaşkanı hükümet sisteminin 50 artı 1 gibi yönetimdeki istikrarı sağlayacak bir düzenleme getirdiğini ve seçim öncesi siyasi partileri doğal olarak ittifak yapmaya yönlendirdiğini belirten Ünal, şunları söyledi:

"Bizim yaptığımız bu düzenleme, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, siyasetin doğasına dönük, yeniliğine hukuki bir altlık oluşturmak. Dolayısıyla bunun bir koalisyon mukayesesine açıkçası ben doğru bulmuyorum. Çünkü cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yönetimde istikrar sorununu tamamen ortadan kaldırıyor. Yeni sistemde ise siyasi partilerin birlikte ittifak içinde daha güçlü ve benzer sistemlerin uygulandığı ülkelerde olduğu gibi siyaseti daha bir araya getiren, daha toparlayan bir çizgiye taşımasıdır. O yüzden koalisyonla ittifakı aynı çerçevede değerlendiremeyiz."

Mustafa Şentop da koalisyonların seçimden sonra ortaya çıktığının, ittifakların ise seçimden önce oluştuğunun altını çizdi. Her siyasi partinin iktidar olma iddiasıyla bir beyanname yayınladığını anımsatan Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hiç kimse iktidara gelemiyor sonra koalisyon yapıyorlar. Koalisyon olunca herkes seçim öncesi millete vaat ettiği beyannameleri çöpe atıyor ve daha sonra kendi aralarında ne yapabiliriz diye konuşuyorlar. Bir protokol yapıyorlar ve bir yola çıkıyorlar. Çıktıkları bu yol, seçim öncesi millete anlattıkları yol değil. Koalisyonlara itiraz bu. İttifak ise seçimden önce yapıldığı için seçime yönelik olarak seçim sonrası ne yapacaklarını daha önceden millete anlatacaklar ve buna göre yönetecekler. Koalisyon ile ittifak arasında çok büyük farklar var."

(Bitti)