ALİ BABACAN: "EKONOMİDE TAM BİR HEZİMET YAŞATTI"

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "21 Aralık’ta 2021’de açılan kur korumalı mevduata 3 ayda yüzde 11,9 oranında faiz ve kur farkı ödediler. Yıllık bileşik faiz kaça geliyor? Tam yüzde 57, 22. Aralıkta açılan hesaplar için 3 ayda yüzde 20,1 faiz ve kur farkı ödediler. Yıllık bileşik faiz kaça geliyor? Tam yüzde 108,23… Bakın, 23 Aralık’ta 100 lira para yatıran, bugün 27 lira 30 kuruş faiz alacak. Üç ayda. Yıllık bileşiği yüzde 163. Bu, bir ‘devleti batırma projesi’. Geçen ay yüzde 105 oranındaki 3 haneli enflasyonun ağır sonuçlarını Türkiye’ye yaşatan bu hükümet, faizi de 3 haneye çıkararak ekonomide tam bir hezimeti bu millete yaşattı, yaşatıyor. Hey gidi faiz düşmanı Erdoğan hey! Nereden nereye" dedi. 

Ali Babacan, partisinin genel merkezinde bugün düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. 27 Mart’ta ev sahipliğini yapacağı liderler zirvesinden önce toplantının gündemini birlikte belirlemek üzere diğer genel başkanlarla görüştüğünü anımsatan Babacan, Adana’daki işkence görüntülerine ve kur korumalı mevduat sistemine tepki gösterdi. Babacan, özetle şunları söyledi:

“ÜLKEDE PARKUR YÜRÜYÜŞÜNDEN BAŞKA ‘YASA İÇİ’ YÜRÜYÜŞ MÜ KALDI

Kolluk güçlerinin Furkan Vakfı gönüllülerine işkence uyguladığını gözlerimizle gördük. Anayasal hakkını kullanmak isteyen vatandaşın tepesine inen cop, hiçbir koşulda meşrulaştırılamaz. Polisin görevi, milletin can güvenliğini sağlamaktır, milletin canına kastetmek değil. Neymiş? ‘Yasa dışı’ yürüyüş yapmışlar. Ülkede parkur yürüyüşlerinden başka ‘yasa içi’ yürüyüş mü kaldı? Ülkede yasa mı kaldı ki böyle söylüyorsunuz?

BAHÇELİ 12 EYLÜL’DEKİ EZİYETTEN DERS ÇIKARMADIĞINI GÖSTERDİ

Polis şiddetinin münferit bir tavır değil zihniyet meselesi olduğunu Sayın Bahçeli ispatladı. İşkencecileri alınlarından öperek kendisine yakışanı yaptı. Adı bunca kirli işle anılan ve işkence olayında dahi kendi vatandaşını suçlayan ilgili bakanın arkasında durdu. Sayın Bahçeli, 12 Eylül döneminde, kendi geleneğinin gördüğü onca eziyetten hiçbir ders çıkarmadığını gözler önüne serdi. Bilen bilir. Milliyetçi hareketin bir ‘cefasını çekenler’ olmuştur, bir de ‘sefasını sürenler’. Sefa sürenlerin bunları anlaması mümkün değildir.

EKONOMİYİ DÜZELTMENİN YOLU HUKUKTAN GEÇER

Ülkemizin hukuk devleti niteliğini kaybetmesi, ekonomik krizleri de beraberinde getirdi, getiriyor. Belki binlerce kez söyledim. Ekonomiyi düzeltmenin yolu hukuktan geçer. Siz, hukuksuzluğu devlet politikası haline getirirseniz ekonomik krizi de devlet politikası haline getirmiş olursunuz. İşte alınan bu yanlış kararlar silsilesi, ülkemizde yaşanan ekonomik krizi kalıcı hale getiriyor. Ekonomi yönetiminin içine düştüğü gaflet, Türk lirasını değersizleştirerek itibarımızı beş paralık ediyor. Hepinizin bildiğiniz gibi, geçtiğimiz aralık ayında, kura endeksli mevduat hesabı marifetiyle hükümet kendi paramızın tasarruf aracı olma işlevini neredeyse tamamen bitirdi. Rahmetli Özal'ın ‘kendini uyanık zannedenlerin dalaveresi’ dediği bir uygulamayı 40 yıl sonra tekrar başlattılar. Önce kumanda ekonomisinin tüm araçlarını devreye soktular. Banka çalışanlarına ve şirketlere yoğun baskı yaparak bankadaki paraları bu hesaplara aktarmalarını istediler. Milletin vergilerini, her birimizin alın terini, bankadaki bol miktarda mevduatı olan bir avuç insana faiz olarak ödeyecekleri banka hesaplarına yatırdılar. Bu hafta pazartesi gününden bu yana, ilk açılan 90 günlük hesapların vadeleri dolmaya başladı. Bu hesaplara ödenecek faiz miktarı netleşti.

HEY GİDİ FAİZ DÜŞMANI ERDOĞAN HEY. NEREDEN NEREYE

Şimdi rakamları açıklıyorum. 21 Aralık’ta 2021’de açılan kur korumalı mevduata 3 ayda yüzde 11,9 oranında faiz ve kur farkı ödediler. Yıllık bileşik faiz kaça geliyor? Tam yüzde 57, 22. Aralıkta açılan hesaplar için 3 ayda yüzde 20,1 faiz ve kur farkı ödediler. Yıllık bileşik faiz kaça geliyor? Tam yüzde 108,23. Aralıkta açılan hesaplar için yapılacak faiz ve kur ödemesi bugün belli oldu. Yüzde 27,3 olacak. Bakın, 23 Aralık’ta 100 lira para yatıran, bugün 27 lira 30 kuruş faiz alacak. Üç ayda. Yıllık bileşiği yüzde 163. Tam da dediğim gibi; bu, bir ‘devleti batırma projesi’ işte. Geçen ay yüzde 105 oranındaki 3 haneli enflasyonun ağır sonuçlarını Türkiye’ye yaşatan bu hükûmet, faizi de 3 haneye çıkararak ekonomide tam bir hezimeti bu millete yaşattı, yaşatıyor. Hey gidi faiz düşmanı Erdoğan hey! Nereden nereye. Yahu siz, faizlerin yüzde 8-9 olduğu dönemlerde, zamanın tertemiz bürokratlarını vatana ihanetle suçluyordunuz. Hesap ortada.

HESAP GÜNÜ VAR, UNUTMAYIN

Siz, son üç gündür, bu ülkenin hazinesinin katkısıyla yüzde 57, yüzde 108, yüzde 185 faiz ödüyorsunuz. Yeni bir icat diye sunduğunuz kur korumalı mevduat hesaplarına, bu milletin alın teriyle ödediği vergileri de katarak yüzde 57, yüzde 108, yüzde 163 faiz öderken vicdanınız hiç sızlamıyor mu sizin? Hangi nas bunu emrediyor? Buradan, bu uygulamaya cevaz verenlere de sormak lazım. Bu ülkede 2 bin 500 lira emekli maaşıyla geçinmeye çalışan milyonlarca insan varken siz nasıl olur da bir avuç varlıklı insana milletin kesesinden bu kadar yüksek faiz ödenmesine uygun görüş verirsiniz? Hesap günü var, unutmayın. Bu proje bankalardaki mevcut mevduatla sınırlı kalmadı. Bir süre sonra yurt dışındaki vatandaşlarımızın döviz birikimlerini de devleti batırma kampanyasına dahil ettiler. Adeta ‘devleti yabancı paraya endeksli bir biçimde daha da borçlandıralım’ diye uğraştılar. Tüm bunlar da yetmedi. Önceki gece Resmi Gazete’de yayınlanan bir düzenlemeyle devleti batırma kampanyasında yeni bir aşamaya geçtiler.

ORTALIKTA ‘FAİZLE MÜCADELE EDECEĞİM’ DİYE DOLANANLARIN GELDİĞİ NOKTA FAHİŞ FAİZ VERMEK OLDU

Şimdi bu hesaplar, yabancı uyruklu insanların da kullanımına açıldı. Gerçekten inanılır gibi değil. Bunlar ibret verici işler. Ortalıkta ‘Faizle mücadele edeceğim’ diye dolananların geldiği nokta, tüm dünyaya ‘fahiş faiz’ vermek oldu. Hatırlayın, dillerinden düşürmedikleri bir ‘faiz lobisi’ var. Eğer varsa öyle bir lobi, bu hükümet faiz lobisine bugüne kadar görmedikleri bir saadet yaşatıyor, daha da yaşatacak. Yakın tarih, ülke kaynaklarının böyle hoyratça israf edildiği bir başka dönemi görmedi. Sayın Erdoğan, sadece ülkemizin vatandaşlarına değil, tüm dünyaya vergilerimizi peşkeş çekmeye karar verdi. İki gün önce Resmi Gazete’de yayınlanan karar budur. Ya yazıktır, günahtır. O vergileri ödemek için emekçiler haftada 45 saat çalışıyor. Ev kadınları mutfaklarından kısıyor.

BÜTÇEYE YILDA EN AZ 40 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE BİR YÜK

Devleti batırma kampanyasının Hazine’ye yükünün iddia ettiğiniz gibi yıllık 15 milyar olmadığını çıkın açıklayın. Kur bugünkü seviyede kalsa bile, bütçeye yılda en az 40 milyar liranın üzerinde bir yük getiriyor. ‘Hazine’ diyorum ya arkadaşlar. O Hazine hepimizin vergisi, hepimizin cebi. 40 milyar dediğimizde de şöyle düşünün. Bu senenin bütçesinde gençlere, kadınlara, insan haklarına, afet yönetimine, sanayinin üretim ve yatırımların desteklenmesine ayrılan bütçe var ya tamamı 40 milyar etmiyor. Tarım bütçesinin artırılmış hali sadece 29 milyar. Bunlar yılbaşındaki bütçeye tam 240 milyar TL faiz ödeneği koymuşlardı. Ülkenin gelişmesi, vatandaşlarımızın topyekûn zenginleşmesi için para ayrılmıyor; mevduat sahibine harıl harıl kaynak aktarılıyor.”