Adını kalp kapakçıklarımın altına gizlediğim sırrı ilahim. Cümle aleme aşikar olan saklı hazinem. Ey yürek yangınım, ey yürek çarpıntım, ey mavzer yürekli yar. Yüreğimden beynime, beynimden vücuduma zerre zerre yayılan hücrem. İçine giremediğim, dışına çıkamadığım saklı bahçem. Yüreğimde filizlenen Gül yüzlü yar. Masum bir bakıştı sadece gözlerinde çırpınışım. Oysa ben sadece gözlerine bakıp bir türkü yakacaktım. Ama tüm şehir tutuştu sevgili. Yanan bir yüreğin közünde demlenmiş hatıralarla adını sayıklıyorum şimdi. Bir daha geçemez misin ömrümden?
Hayalini göz kapaklarımın altına gizlediğim sırrı ilahim. Cümle aleme ay parçası, benim güneş tutulmalarım. Tutulanın peşinden ayrılamadığı, vuslatı ölüm kadar güzel sevgili. Gözlerimi kırpınca aşıklara sır verdiğim, aleme göz kırpan kutb-u eren yıldızım. Aydınlığım, aydınlığı ile bulduğum yönüm, önüm arkam sağım solum, başımın üstü, iki gözüm. Ben gözlerinde ki sürmelerin bin yıllık sürgünüyüm. Bir çift sürmeli gözden gayrısına mil çekmişim. Neyim var neyim yok hepsini infak etmişim. Bu aşk uğruna gözlerimi feda etmişim. Sensiz geçen günlerimden gayrı beni azad et. Marazlı bu bedene binlerce kez nazar et. Bir lokma boğazımdan sensiz geçtiyse helal et. Sensiz aldığım her nefes haramdır. Azrail gelmeden bir kez daha himmet et.
Sözlerini bir ilaç gibi dilimin altına gizlediğim sırrı ilahim. Cümle aleme gözleriyle konuşan. Sözlerinin tekrirleriyle Rabbe söz verdiğim. Özünü köz edip dilimi lal eden avazım, haykırışım. Sesi tarif edilemeyecek kadar naif, sessiz düşüncem. Sen ne zaman bir çift söz etsen içimde ki ırmaklar ummanlara kavuştu. Zindanda ki Yusuf’lar özgürlüğüne kavuştu. Çatlamış topraklar yağmurlara kavuştu. Çölde gezen ahular seraplarına kavuştu. Binlerce yiğit bir sancakta buluştu. Selamın Ravzayla, duaların aminle, ellerim yüzümle buluştu...