Göğüs ağrısı, nefes darlığı, kalp çarpıntısı gibi belirtiler birçok kişi tarafından kalp krizi olarak algılanıyor. Ancak uzmanlar, bu semptomların yalnızca kalp krizine değil; hipertansiyon ya da panik atak gibi farklı sağlık sorunlarına da işaret edebileceği konusunda uyarıyor. Özellikle panik atak ile kalp krizi belirtilerinin birbirine çok benzediğini vurgulayan hekimler, hastaların bu durumlarda kendi kendine teşhis koymaması gerektiğini ifade ediyor.
Hipertansiyon Sessiz Tehlike Olabilir
Yüksek tansiyon yani hipertansiyon, çoğu zaman belirti göstermeden ilerleyen bir rahatsızlık olarak biliniyor. Halk arasında yalnızca baş ağrısı ile ilişkilendirilen hipertansiyonun bu algıdan çok daha karmaşık olduğu ifade ediliyor. “Başım ağrımıyor, tansiyonum yüksek olamaz” düşüncesi birçok kişiyi yanıltabiliyor. Uzmanlara göre hipertansiyon, hiçbir belirti vermeden uzun yıllar devam edebilir ve kalp-damar sağlığı üzerinde ciddi riskler oluşturabilir.
Bu nedenle tansiyon değerlerinin düzenli olarak takip edilmesi büyük önem taşıyor. Haftada en az bir ya da iki kez tansiyon ölçümü yapılması, özellikle 130/80 mmHg üzerindeki değerlerde mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiği bildiriliyor.
Panik Atak ile Kalp Krizi Sıklıkla Karıştırılıyor
Panik atak, toplumda sık görülen bir anksiyete bozukluğu olmakla birlikte, kalp krizi ile çok benzer belirtiler gösterebiliyor. Göğüs sıkışması, nefes alamama hissi, çarpıntı ve terleme gibi panik atak semptomları, birçok kişide kalp krizi korkusuna yol açabiliyor. Ancak yapılan testlerde kalp fonksiyonlarında bir bozukluk saptanmayan bu durumun altında genellikle psikolojik nedenler yatıyor.
Buna karşın kalp krizinde göğüs ağrısı genellikle geçici değil, kalıcı ve ilerleyici özellik gösteriyor. Bu ağrıya eşlik eden nefes darlığı, sol kola ya da çeneye yayılan ağrı gibi ek belirtiler de kalp krizinin ayırt edici unsurları arasında yer alıyor.
EKG ve Kan Testi Ayırt Etmede Etkili
Panik atak yaşayan bireylerin acil servise başvurduğunda yapılan elektrokardiyografi (EKG) ve kan testlerinde kalp krizi bulgusuna rastlanmıyor. Uzmanlar, bu noktada hastaların kendi değerlendirmeleriyle hareket etmeyip, en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerektiğini belirtiyor. Kalp krizi riski bulunan hastalarda erken tanı, müdahale sürecinin hayati önem taşımasına neden oluyor.
Evde Beklemek Riskli Olabilir
Panik atak belirtileri genellikle hastanın sakinleşmesiyle hafifler ya da tamamen ortadan kalkar. Ancak kalp krizinde göğüs ağrısı dinlenmeyle geçmez, aksine giderek şiddetlenir. Bu farkın göz ardı edilmesi, hayati sonuçlar doğurabilir. Uzmanlar, “Evde bekleyip geçmesini ummak çok ciddi bir hata olabilir” diyerek, belirtilerin devam etmesi durumunda hastaneye başvurulması gerektiğini vurguluyor.
Risk Altındaki Gruplar Daha Dikkatli Olmalı
Ailesinde kalp hastalığı öyküsü bulunan bireyler, tansiyon problemi yaşayanlar ve sigara, obezite gibi risk faktörlerine sahip olanlar kalp krizi açısından daha dikkatli olmalı. Bu kişilerin göğüs ağrısı, nefes darlığı ya da ani çarpıntı gibi belirtilerle karşılaştığında zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurmaları tavsiye ediliyor.
Uzmanlar, bu tür belirtilerin göz ardı edilmemesi gerektiğini, her şikâyetin altında ciddi bir sağlık sorunu yatabileceğini ve erken müdahalenin hayat kurtarıcı olabileceğini hatırlatıyor.
Düzenli Kontroller Hayat Kurtarır
Kalp krizi, panik atak ve hipertansiyon gibi rahatsızlıkların bazen birbirine çok benzer şikâyetlerle ortaya çıkabileceği, ancak yalnızca uzman değerlendirmesi ile ayırt edilebileceği belirtiliyor. Bu nedenle belirtilerin ciddiye alınması, düzenli sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi ve riskli durumlarda vakit kaybedilmeden sağlık kuruluşlarına başvurulması öneriliyor.