15 Temmuz 2016 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti yaşadığı sürece hatırlanacak, unutulmayacak bir gün oldu.
27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan 2007 tarihleri de Türkiye’de yaşayan her bir vatandaş için unutulmaz, lanet dolu günlerdir; ancak 15 Temmuz 2016’da, Türk Milleti bu kez farklı davranmış, kendi iradesine meydan okumaya cüret eden güçlere, tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda yaptığı gibi haddini bildirmiştir.
Türk Milleti, kendi parasıyla alınan silahları kullanarak, kendi çocuklarını alet ederek, kendi vatanını işgal etmeye kalkan, maşalar ve sahiplerine öyle bir ders verdi ki; o tarihten bu yana geçen 4 yıllık süre zarfında, başımıza ne gelirse gelsin üstesinden geldik ve ülke olarak daha da güçlenerek sıkıntıları aşmasını bildik…
İşte o yüzden 15 Temmuz’u, tarihin ‘kara’ sayfaları içine değil de Türk Milleti’nin şahlandığı tarihin ‘ak’ sayfaları içine yazıyoruz…
Ve 15 Temmuz’u unutmayacağız, biz unutsak bile o şer odakları unutmayacak, o yüzden uyanık kalarak; inşallah Türk Milleti’nin varlığı, birliği ve diriliğini bir daha hatırlatmaya gerek duymayız diye dua ediyoruz…
15 Temmuz’da neler yaşandığını, kimlerin nasıl durduğunu, kimlerin durmayıp saklandığını, kimlerin yaşananları televizyon başında maç izler gibi izlediğini öğrendik, biliyoruz, hafızamızda canlı tutuyoruz…
Örneğin Eskişehir’de Valilik binasının üstünde, elinde tüfeğiyle, Vilayet Meydanı’na gelmeye cüret edenleri bekleyenler olduğunu biliyoruz…
Örneğin Eskişehir’den, Ankara’ya doğru yola çıkan askeri araçları durdurup şehri terk etmelerini engelleyen kişiler olduğunu biliyoruz…
Örneğin evinden çıkarken çocuklarını alınlarından öpüp, eşleriyle helalleşenlerin varlığını biliyoruz…
Örneğin evinden çıkarken, “Dur bir dakika, tek başına gidemezsin” diyerek, kocasının peşine, gencecik oğlunu da yanına alarak sokağa çıkanları da biliyoruz…
Vilayet Meydanı’nda günlerce nöbet tutanları, orada nöbet tutanların aç kalmaması için para ve emek harcayanları da biliyor, unutmuyoruz…
Milliyetçi Hareket Partisi’nin, Eskişehir’de kimlerin sokağa çıktığını, kimlerin emirlere uyduğunu tek tek tespit ettiğini biliyoruz. Sokağa çıkanların başında olanları, mesela, ‘belediye başkanı’ yaparak ödüllendirdiğini de görüyoruz…
Büyük Birlik Partisi’nin, o gece sokağa çıkanları tek tek tespit ettiğini, bu kişilerin hâlâ taltif edildiğini duyuyoruz, biliyoruz…
Peki, Adalet ve Kalkınma Partisi, sadece Eskişehir’de değil, Türkiye’nin 81 ilinde, binlerce ilçesinde, ülkenin her köşesinde, o gece, canını verme pahasına, kimlerin sokağa çıktığını, hangi isimlerin evinde televizyon seyretmeyi tercih ettiğini biliyor mu?
Şehit olanlar, şehit olanların yakınları, gazi olanlar, gazi olanların yakınları ya da o gece sabaha kadar sokakta olanlar, bunları vatanı için yaşadı…
Bin kere olsa yine aynı şeyleri yapardı…
Onlar karşılık beklemedi, beklemiyor da…
Peki, AK Parti Genel Merkezi’nin elinde bir kayıt, bir bilgi, bir belge, bir liste var mı?
O gün canı pahasına sokağa çıkanları unutmuş, onları bir kenara fırlatmış, işgal girişimini televizyondan izleyenleri bugün baş tacı yapmış olabilir mi?
Eskişehir değil bahsettiğimiz sadece, Samsun, İzmir, Kütahya, Van ya da Antalya…
Şehir fark etmez…
Bahsettiğimiz zihniyettir…
Yaşananları unutturmamaya yükümlü olan AK Parti’nin, yaşananları unuttuğunu gösteren davranışlarıdır bahsettiğimiz…
15 Temmuz’u unutturmamak…
15 Temmuz’da kimlerin neler yaptığını unutmamakla başlar…
Şimdi koltuğumuza yaslanıp bir düşünelim…
Sizce, AK Parti Genel Merkezi, 15 Temmuz’da yaşananları hatırlıyor mu, o gece sabaha kadar yaşananları umursuyor mu?

EskisehirHaber.com