Kurtuluş Savaşımız, uzun süredir yenilgi yüzü görmeyen ve dünyaya efendilik taslayan ittifak halindeki birden çok emperyalist devlete karşı verilmiş bir bağımsızlık mücadelesidir. 1. Dünya Savaşından alınan galibiyetin şımarıklığı ve sınır tanımazlığı ile hareket eden bu güçler, Osmanlı Devleti'nden arta kalan bir avuç büyüklüğündeki Anadolu topraklarını da işgal etmek istemişler, tüm tarihi boyunca özgür ve bağımsız yaşamış olan milletimizin boynuna esaret zincirini takmaya kalkmışlardır. Vatan topraklarından atılmak istenen büyük Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti'nin 29 Ekim 1923’te kurulmasıyla küllerinden yeniden doğmuştur.

Cumhuriyet, milletimizin tarihsel çıkış yoludur. Askeri ve siyasi bir deha olan Mustafa Kemal Atatürk önder kişiliği ile bu yolun, dünya ile birleşmekten, uluslararası yarıştan kopmamaktan, bilim ve çağdaşlıktan geçtiğine işaret etmiştir. Her zerresi şehitlerimizin kanıyla yoğrulmuş Anadolu’nun ebedi Türk yurdu olmasını, bu bölgede güçlü ve istikrarlı bir Türkiye’nin var olmasını istemeyen düşmanlarımız daima var olmuştur. Üstelik günümüzde tehdit ve saldırıların niteliği daha da alçak ve hain bir mahiyet kazanmıştır. Yakın zamanda yaşadığımız dış güçlerin güdümündeki FETÖ terör kalkışması da bu durumun bir başka tezahürü olmuştur. Halkımız ve aziz milletimiz 15 Temmuz Gecesi canı ve kanı pahasına Cumhuriyetine ve iradesine sahip çıkmış; hâkimiyetin kayıtsız şartsız milletimize ait olduğunu dosta, düşmana ve tüm dünyaya geçmişte olduğu gibi bir kez daha göstermiştir. Yine Zeytin Dalı ve Başarıyla yürütülen Barış Pınarı Harekâtlarıyla Suriye’nin kuzeyinde kurulmaya çalışılan PKK devletçiğine ve üzerimizde oynanmak istenen sinsi oyunlara müsaade edilmemiştir.

Bütün dünya şunu çok iyi görmüştür ki; devletimizin ve halkımızın Cumhuriyetimizi sahiplenme ve yaşatma azmi her zamankinden daha da güçlüdür. Türkiye Cumhuriyeti bir dünya devleti olarak laik, çağdaş, üretken, gelirini adaletle paylaşan, insan hak ve özgürlüklerini tam olarak kullanma gayretiyle, barış içinde bir ülke olarak parlak geleceklere layıktır. Milletimiz olanakları ve toplumsal dokusu ile bu atılımı gerçekleştirecek güce sahiptir ve bu önü kesilemez bir yoldur. Bu büyük günde Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk'ü ve dava arkadaşlarını; kanlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi sonsuz minnet ve şükran duyguları içinde saygıyla anıyoruz.