Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi şu ifadeleri kullandı;
Şu an da Türkiye’nin üçüncü en büyük kamu görevlileri, yani memurların üye olabileceği sendikaların üyesi olduğu Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı Büro-İş Sendikası olarak sendikamız adına hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Basın açıklamamıza hoş geldiniz.
Sendikamız Büro-İş; Adalet Bakanlığı, adliyeler, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri, Defterdarlıklar, Sosyal Güvenlik Kurumu, İş-Kur, TÜİK, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar, Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Gümrük Müdürlükleri, TSK Sivil Devlet Memurları, Meteoroloji, Devlet Malzeme Ofisi gibi 52 kamu kurumu çalışanlarının üye olabildiği en geniş iş kolu diğer bir ifadeyle Bürokrasi iş kolu olarak ta bilinen Büro Bankacılık ve Sigortacılık Hizmet Kolunda faaliyet göstermektedir.
Büro-İş Sendikası olarak üyelerimizi ziyaret etmek, yerel sorun ve taleplerini tespit etmek, örgütlenme çalışmaları yapmak ve bir dizi temaslarda bulunmak üzere bugün Eskişehir’deyiz. Sabahtan beri sahada ziyaretler yapmaktayız. Öğleden sonrada devam edeceğiz.
Eskişehir görev yapan ve yaşayan kamu emekçilerinin durumu Türkiye’nin diğer büyükşehirlerinden hiç bir farkı yok. Buradan Türkiye’nin özetini çıkarmak mümkün.
Hükümetin sermaye yanlısı ve liyakatsiz kadrolar ile oluşturduğu ve yönettiği ekonomik politikalar sonucu zamlardan, yoksulluktan, sefaletten Eskişehir’de görev yapan kamu emekçileri de fazlasıyla payını almaktadır.
Arkadaşlarımız kiralarını ödeyemiyor, yeterli beslenemiyor, sosyalleşemiyor. Şimdi okullar açıldı çocuklarının okul ihtiyaçlarını, kreş ve servis masraflarını karşılayamıyor.
Bir ay önce kadar 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri sonuçlandı. Daha önceki 6. Dönemde olduğu gibi hükümet ve onun kontrolünde ki yandaş ve yancı sendikalar arasında yine bir tiyatro oynandı. Hükümetin beklediği enflasyon % 33 memura önerilen ve verilen % 25
Kamu emekçilerinin sorunları yıllarca birikerek kronik hale gelmiştir. Masada olan yetkili Memur-Sen emekçileri hükümete teslim etmiştir.
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in kamuoyuna açıkladığı Eylül ayı hesaplamalarına göre bugün açlık sınırı 14 bin 452, yoksulluk sınırı ise 41 bin 651 TL olmuş. En düşük emekli maaşı hem açlık sınırı hem de asgari ücretin altında kalmıştır.
Naslarla ekonomiyi yönetmeye kalktılar baktılar olmayınca faizi artırmaya başladılar bugün politika faizi 8,5’dan yüzde 30’a yükseltilerek 3,5 kat artmış oldu. Kur korumalı mevduat hesaplarındaki para 3,4 trilyon lirayı aştı. Maliyeti de 213 milyarı TL'yi aşıyor.
Dolar 27.50-TL, mazot 40 lirayı geçerek 40’nı çıkarmış oldu.
TÜİK'e göre ağustosta aylık enflasyon yüzde 9,09, yıllık enflasyon yüzde 58,94 oldu. 8 aylık enflasyon yüzde 43,06 olarak gerçekleşti. ENAG enflasyonu ise aylık yüzde 8,59, yıllık enflasyonu yüzde 128,05 oldu. Temmuzda verilen zamlar çoktan buhar oldu gitti.
8 bin 77-TL seyyanen zammın emekli maaşına yansıtılmaması şu anki rakamlara göre bir memurun emekli ikramiyesinde 202 bin TL, emekli maaşında ise aylık 6 bin 300-TL eksik fark oluşturmaktadır. Bugün en düşük memurun emekli ikramiyesi 500 bin, aylık maaşı da 10 bin TL civarındadır. Önceden memur çalışırken en az bir ev, emekli olunca da bir ev bir araba alabilirdi. Bu gün 30 yıllık hizmeti olan bir memur emekli ikramiyesi ile bırakın ev almayı 30 yaşında ikinci el yerli bir otomobil bile alamıyor. Alsa yüksek vergi, sigorta, akaryakıt giderlerini karşılayamaz. Kapıya koysan çocuk gibi sevemezsin. 21 Yılda bir memurun çalışırken ve emekli olunca alabileceği en az iki evi elinden alınmıştır. Emekli maaşları kiraları karşılamıyor. Huzurevine gideyim desen onlar bile bu maaş ile kabul etmiyor.
Emekliliği hak eden memur emekli olmaktan korkuyor. Bir taraftan yandaşlara 3-5 yerden ballı kaymaklı maaş ödüyorlar diğer taraftan Memurların emekli ikramiyesini iç ettikleri gibi şimdi de işçi kardeşlerimizin kıdem tazminatına göz dikiyorlar.
Emekli maaşı asla devlete yük değildir, bedeli peşin ödenmiş emekçinin alın terinin karşılığıdır.
Dün Anayasa Mahkemesi Ek MTV alınması ile ilgili yasanın iptali için açılan davayı 3 ay içerisinde reddetti. Bunun anlamı AYM hükümetin siyasetini onaylayan makam haline gelmiştir. 3 ay içerisinde alel acele karar vermesi ödemeyenlerin ödemesini sağlamak içindir.
Buradan Anayasa Mahkemesine sesleniyoruz. 9 ay oldu sendika seçme ve sendikal örgütlenmenin önündeki en büyük engellerden biri olan devletin ödediği aidat ile kamu çalışanlarını yandaş ve yancı sendikalara mahkûm eden % 2 barajını neden bekletiyor karar vermiyorsun.
Buradan hükümete de sormak istiyoruz. Seçim öncesi ekonomide işler yolunda, kasa tamtakır diyordunuz. Neden iki kez MTV aldınız. Memur için en düşük maaş 22 bin olacak dediniz olmadı ve fark seyyanen verilecek dediniz mi hayır.? Neden seyyanen zam verip emekliliğe saymadınız, emekliyi kapsam dışı bıraktınız?
Seçmen ve kamu çalışanları kandırılmıştır.
Seçim öncesi verilen sözler var.
Cumhurbaşkanının Mülakatlar kaldırılacak sözü var.
3600 Ek Gösterge bütün birinci dereceye gelmiş memurlara verilecekti.
SGK’ya tazminatlar verilecekti. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in sözü var. Dönemin Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun Kira desteği sözü var.
Sözlerin yerine getirilmesini istiyoruz.
Taleplerimize gelince:
* İLO sözleşmeleri başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz. Toplu sözleşme yıllık olmalı. Bütçeyi yıllık yapıyorsan sözleşmeyi de yıllık yapalım.
* Sendika özgürlüğünü sınırlayan %2 barajı kaldırılmalıdır.
* En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının, emekli maaşı da açlık sınırının üzerinde olmalı, üzerine enflasyon ve refah payı eklenmeli. Enflasyon farkları ÜFE’ye göre hesaplanmalı ve aylık ödenmeli.
* Kamu çalışanlarına Ocak 2024’ten başlayarak aylık 10.000 lira barınma yardımı verilmelidir. Bu tutar memur maaş katsayısı artışı oranında artırılmalıdır.
* Kamu çalışanlarına maaşlarıyla birlikte yapılan tüm ek ödemeler emekliliğe esas alınmalı ve bu tutarlar emekli aylığına da yansıtılmalıdır.
* Seyyanen artıştan memur emeklisinin yok sayılması eşitlik ilkesi gereği adaletsizliktir.
* Memurlara, yılda bir defa yıllık izne ayrılırken bir maaş tutarında yıllık izin ikramiyesi ödenmelidir.
* Tüm kamu çalışanlarına her yıl iki defa birer net maaş tutarında bayram ikramiyesi ödenmelidir.
* Aile yardımı enflasyon oranları dikkate alınarak birinci çocuk için 3.000 lira, ikinci çocuk için 4.000 lira ve üçüncü çocuk için 6.000 liraya çıkarılmalıdır. Emeklilere de verilmeli.
* Ölüm yardımı ödeneği en düşük memur maaşı seviyesine çıkarılmalıdır
* Kamu çalışanlarına ya kreş olanağı sağlanmalı ya da günün koşullarına uygun olarak kreş yardımı verilmelidir.
* Kamuda eşit işe eşit ücret ödenmelidir.
* Kamuda sözleşmeli çalışan sonlandırılmalı tamamı kadroya geçirilmelidir.
* Kamuda çalışanların mesai ücretleri günün şartlarına uygun ve eşit düzenlemelidir.
* Vergi dilimi adaletsizliği giderilmeli %15’te sabitlenmelidir.
* Sendika üyelik ve çekilme işçilerde olduğu gibi e-devlet üzerinden yapılmalıdır.
* Yardımcı hizmetler sınıfı kaldırılmalıdır.
* Devlet memurlarına yiyecek, kıyafet ve ulaşım yardımı yapılmalıdır. Toplu taşımada Merkez taşra ayrımı kaldırılmalı.
* 666 sayılı KHK ile kesilen Havuz paraları ikramiyeler günün şartlarına göre yeniden ödenmeli.
* Toplu Sözleşmede bağıtlanan önceki kazanımlar yasa ile kalıcı hale getirilmeli.
Buradan kamu çalışanlarına sesleniyoruz. Toplu sözleşmenin imzalanmasıyla hiçbir şey bitmiş değil.
Gelin Türkiye’nin 3. Büyük memur sendikaları Konfederasyonu Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikalara güç verin. Sizden aldığımız güç ve yetki ile iki yıl beklemeden biz o masayı yeniden kurar hakkınızı sonuna kadar savunuruz, yedirmeyiz.