Odunpazarı Belediyesi CHP Meclis üyesi Serdar Aksoy şu açıklamaları yaptı;

"Milyonlarca vatandaşımızı derinden etkileyen, 100 binlerce vatandaşımızın kanını döken ve 10 binlerce vatandaşımızı sonsuzluğa uğurladığımız deprem felaketinde kayıplarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralıramıza ve tüm halkımıza geçmiş olsun diliyorum.

Bu felaketin etkilerini azaltmak için başta obak ekibimiz olmak üzere bölgede can hıraç emek veren tüm ekiplere. Bölgede olamasada evinindeki son 2 paket makarnayla yardım toplama merkezlerine gelen tüm yardım severlere teşekkür ediyorum ve böyle bir milletin üyesi olmaktan gurur duyduğumu belirtmek istiyorum.

 Arkçıların devam ettiği şu günlerde yıkımın ikincil etkilerini engellemek adına halen yılmadan çalışan teknik, sosyal, pisikolojik, sağlık, güvenlik gibi pekçok alanda elinden geleni yapan tüm halkımız hizmetlerini hak kabul etsin diliyorum.

Bizlerde yetki ve imkanlarımız doğrultusunda elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz. Bu görev bilinciyle şehrimizde de yaşacanacak olan depremin felakete dönüşmemesi için neler yapmalıyız konusunda yıllardan beri olduğu gibi çalışmaya ve önlemler almaya devam ediyoruz edeceğiz.

Ben inşaat mühendisi ve meclisimizin takdiriyle Odunpazarı imar komisyon başkanı olarak bazı konuları cevaplamak bazı konularda ise soru işareti bırakmak adına söz almış bulunmaktayım

Konuşmamı kısaltmak adına 3 bölüm halinde madde madde yapmaya ve anlaşılmasını kolaylaştırmak adına teknik terimlerden uzaklaşarak yapmaya çalışacağım.

1. Bölümde belediyelerimiz ile inşaat mühendisleri odamız arasında imzalanan protokolden bahsedeceğim

2. Bölümde şehrimizin mevcut durumunun tespitini ve yıllar içinde deprem konusunda atılan adımlardan bahsetmek istiyorum

3. Bölümde ise bizim güncel olarak attığımız adımlardan ve yapılması gerekenlerden bahsedicem

Şehrimizde birçok alan daha önce afet riskli alan ve kensel dönüşüm alanı ilan dedildi.

Fakat dönüşüm yapılacak alanların çok büyük olması, alanın belirlenmesinde teknik alt yapının tartışma konusu olması, mülk sahiplerinin itirazları, gerekli mali desteğin sağlanamaması gibi pekçok sebebten ötürü dönüşüm çoğu zaman yürütülememekte.

Bu tartışmaları ortadan kaldırma, dönüşümün nasıl daha sağlıklı yapılabileceğini, önem sırasını ve aciliyetini belirlemek için Büyükşehir belediyemiz kentsel dönüşüm daire başkanlığı tarafından kentsel dönüşüm strateji eylem planı hazırlanmakta.

Çalışmalara 2 yılı aşkın bir süre önce başlandığını ve pandemi döneminde bir dizi toplantının sonucunda aslında depremden önce netleşip karara bağlandığını sadece protokol imzasının yeni atıldığını hatırlatmak isterim.

Protokol kapsamında mevcut yapı stoğu deprem riski açısından değerlendirilecek ve eylem planının teknik alt yapısı oluşturulacak.

1. etapta 20 bin yapı gözlemsel hızlı değerlendirme yöntemiyle incelenerek puanlanacak.

Yapının yaşı, bölgenin zemin kalitesi ve gözlem puanı birlikte değerlendirildiğinde riskli bölge istatiksel olarak çok net bir şekilde belli olacak.

Riskli bölgedeki yapı sahipleri belediyelerimiz tarafından bilgilendirilecek.

Riskli bölgenin imar durumuna göre nasıl dönüşmesi gerektiğini belediyelerimiz, mülk sahipleri ve hatta komşu bina mülk sahipleriyle ortak hareket ederek belirlenmek zorunda

Dönüşümde mülk sahiplerinin kararlılığı çok ama çok önemli. Biliyorum felakete hep birlikte ağlayan bu şehir, felakete dur demek hep birlikte dik duracaktır.

Şehirmizin mevcut durumunu biraz daha incelediğimizde

Artık hepimiz depremin değil binanın öldürdüğünün farkındayız. Şehrimizin 2. Derece deprem bölgesi olduğunu, içinden geçen ve yıkım etkisi yarata bilecek yakın fayların olduğunun farkındayız. Alivyon zeminin deprem etkisini arttıracağının ve zemin sıvılaşmasının binamızı devire bileceğinin tüm halkımız farkında.

Eğer yapımız doğru yerde ve zeminde, doğru tasarım ve hesaplarla, doğru mühendislik hizmeti ve denetimle, doğru malzeme ve imalat kalitesiyle yapılmışsa ömrünü tamamlayana kadar güvenlidir. Bu kabulleri genel olarak yapıyor olmak münferit binalar için net bir cevap değildir.

Şehrimizde ve ülkemizde yapı kalitesini arttıracak pekçok adım atılsada mülkiyet kavramı döneminin yönetmeliklerine göre tasarlanan yapıların bir ömrü olması gerektiğini göz ardı ediyor ne yazık ki.

Yapı özelinde sorulabilecek bazı örnek soruları cevaplamak isitiyorum

1. Benim yapım hangi derecede depreme göre tasarlandı?

Çevre Şehircilik Bakanlığı ve AFAD  şehirimizde en büyük depremin 6.4 olmasını beklemekte ve yapılarımızı bu depremin üreteceği ivmeye göre tasarlıyoruz.

2. Bu depremin etkisi her mahallede aynımı olacak?

Ne yazıkki imar durumu, zemin durumu, yapı stoğu bazı mahallelerimizde depremin etkisini arttıracak.

3. Binamızın altından fay hattı geçiyormu?

Belirlenmiş aktif faylar imar planlarımıza işlidir ve bu alanlarda yapılaşma yasaklanmıştır.

4. Binamız faya uzak bize birşey olurmu?

Şehrimizin büyük bir kısmı alivyon gibi zayıf ve sıvılaşma riski olan zemindir. Uygun zemin iyileştirme yapılmayan zeminler depremin etkisini çoğaltacak ve riski arttıracaktır.

5. Sağlam zemindeyiz bize birşey olurmu?

Bina yaşı ve imalat kalitesi riski artırmaktadır.

6. Bizim binamız yeni tamamlandı, zemin iyileştirmede yapıldı?

Ne yazıkki bitişik nizam yapılaşmış alanlarda komşu binanın durumuda riskimizi arttırmakta

7. Binamız az katlı riskimiz yok dimi?

Depremin ivmesi ve frekansı binamızın salınımı arttırabilir. Buda bazen kısa binaların yüksek binalara göre daha çok etkilenmesini sağlayabilir.

8. Ben imar affından faydalandım olası bi yıkımdan kim sorumlu?

İmar affından faydalanan yapıların tüm sorumluluğu başvuru sahibinine aittir.

Yapılarımız mühendislik hizmeti almadığında, bina bazında incelenmediğinde ne yazıkki olumlu bir cevap vermek mümkün değil. Risk konusunda net bir cevap almanın tek yolu binamıza deprem risk tahkiki yaptırmaktır.

Hemşerilerimizin uykularını kaçıran bu konuları engellemek için;

Özellikle 99 depreminden sonra yerel yönetimlerimiz, inşaat mühendisleri odamızla ve ilgili diğer meslek odalarıyla ortak haraket ederek pek çok pozitif yönde karara imza attığını biliyoruz.

Hazır betonun kullanılmasını zorunlu hale getirmek.

İnşaat mühendisleri odamızın demir, beton uygulamarını kontrol edip teslim alması

Mimar ve mühendis odalarının proje kontrolü yapması

Beton sınıfının minumum C25 kullanılması

Birçok zayıf zemine ve sıvılaşma riski olan yerlere iyileştirme zorunluluğu getirmek

Yeni imara açılan alanlarda bitişik nizam gibi risk arttırıcı planlar yapılmaması.

Gibi pek çok iyileştirmeyi yerel yönetimlerimiz karara bağlamış ve uygulamaya koymuştur.

Bizde şehrimiz adına bu gibi adımlar atmaya yetkimiz ölçüşünde devam ediyoruz.

Özellikle bakanlıkların yetkisinde olan konularda ise merkezi yönetim temsilcilerimizinde aynı kararlılıkta olacağından eminim.

Güncel olarak atığımız adımlardan bahsedicek olursak

Odunpazarı Belediyesi imar komisyonu olarak tüm siyasi üyelerimizle Kazım Başkanımızın bizzat katılımıyla deprem gündeminde ilk toplantımızı gerçekleştirdik.

Bu toplantılarda şehrimiz adına meclisimizin hızla vermesi gereken kararları çağrı beklemeden raporlamayı düşünüyoruz.

Alacağımız kararlara paydaş olması gereken tüm kurum,kuruluş, meslek odası, üniversite ve stklarla ortak çalışmalarda yürütmeyi planlıyoruz.

İlk etapta inşaat mühendisleri odamızın benimde katıldığım bir dizi toplantıda yapı projelerinde beton sınıfının minumum C30, minumum perde miktarı, minumum 10 fi kolon etriye çapı, daha fazla bölgede zemin iyileştirme zorunluluğu gibi birkaç iyileştirmeyi yürürlüğe sokmayı planlıyoruz.

Her şantiyede bir şefin mutlaka bulunmasıylada ilgili denetlemeleride yetkili yapı denetim kuruluşlarıylada görüşerek sağlamayı planlıyoruz.

Daha önce belirlediğimiz deprem toplanma alanlarında ise alt yapı oluşturmak gibi faliyetleri belediyemizin planladığını belirtmek isterim.

Sözlerime acil koduyla birkaç çağrıda bulunarak tamamlamak istiyorum

* Daha önce Bakanlık tarafından retdedilen Büyükşehir imar yönetmeliği acilen yürürleğe girmeli
* Kentsel dönüşüme yük getiren otopark yönetmeliği gibi yönetmelikler şehrimiz özelinde tekrar değerlendirilmeli.
* AFAD ilgili diğer kurumlarla şehrimizin aktif fay hattı ve micro bölgeleme gibi teknik konulardaki çalışmaları tamamlatmalı.
* Şantiye şefi imzadan öteye geçmeli bizzat imalatın başında bulunmalı.
*Meslek odaları denetleme sisteminin içine tekrar girmeli
* Ruhsat ve yapı kullanım izin belgesi düzenlemek dışında sahada kontrol, vize gibi uygulamalarla yerel yönetimlerin yetkisi arttırılmalı.
* Kentsel dönüşüme verilen destekler ekonomik koşullara göre gerçekçi rakamlara getirilmeli.
* Başta AFAD binası olmak üzere bina önem katsayısı yüksek olan tüm yapı stoğu finansı sağlanarak yenilenmeli."