Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gaye Usluer, “Asrın felaketi” olarak adlandırılan Kahramanmaraş depreminden sonra ortaya çıkabilecek salgın hastalıklarla ilgili bir dizi uyarıda bulundu ve salgın riskine karşı alınabilecek önlemleri açıkladı.

İlk 4 günün insanı yaşatma süreci olduğunu ve insanları yaşatmaya çalışırken öte yandan sağ kalanları da uygun yaşam koşulları oluşturulması gerektiğine dikkat çeken Gaye Usluer, uygun yaşam ve hijyen koşulları sağlanmazsa ishal, tifo, kuduz, dizanteri grip, Covid-19 gibi birçok enfeksiyonun salgına dönüşebileceğini söyledi.

TETANOS AŞISI YAPILMALI

İlk 4 gün uygun yaşam koşulları oluşturulurken hantal davranılırsa 4. günün sonrasında salgın hastalıkların gün yüzüne çıkacağına belirten Usluer, “Yaralanmalar ve yara enfeksiyonları ortaya çıkıyor birincil olarak bu yara enfeksiyonlarını önemsemeliyiz. Bu aşamada tıbbi bakımı yapılması, bu kişilerin sağlıklı gibi görünse bile hastane koşullarında gözetim altına alınması lazım ve mutlaka enkaz altından çıkarılan herkese aynı zamanda enkaz çalışmasına katılan bütün çalışanlara tetanos aşısı yapılması gerekiyor, bu çok önemli.” dedi.

İSHAL SEYREDEN HASTALIKLARDA 5 YAŞ ALTI RİSKLİ

Sindirim yoluyla bulaşan gıda ve su kaynaklı enfeksiyonlar gerçekleşebileceğini aktaran Usluer, güvenli içme suyunun bölgeye ulaştırılması, gelen gıdanın temiz olması ve doğru koşullarda muhafaza edilmesi gerektiğini, eğer bunlar yapılmazsa bu defa ishal salgınlarının ortaya çıkacağını belirtti. Usluer, “Bunlar basit ishaller olabileceği gibi artık sık görmediğimiz dizanteri grip, tifo gibi daha ağır seyirli enfeksiyonlara kadar eğilim gösterebiliyor. Sindirim yoluyla bulaşan ve ishalle seyreden hastalıklarda özellikle 5 yaş altı çocuklar çok önemli çünkü bununla ilgili yüzde 40'lara varan ölümler gerçekleşebiliyor.” şeklinde konuştu.

GRİP VE COVİD-19 ARTIŞ GÖSTEREBİLİR

Afetin 4. gününden sonra solunum yolu enfeksiyonlarının görüleceğini ifade eden Usluer, “Solunum yoluyla bulaşan enfeksiyonların çıkış nedeni iklim koşullarıdır. Havanın soğuk olması, bağışıklık sisteminin düşmesi ve kapalı alanlarda kapalı olarak çadırlar, spor salonları vs. kapalı, havalandırması iyi olmayan, ısı koşulları iyi olmayan koşullarda konaklama solunum yolu enfeksiyonlarının görülmesi ve tabii topluluk içerisinde hızla artışa neden oluyor. Bugün için kış koşullarında ve pandeminin hala devam etmesi grip salgınına ve kovid-19 vakalarında yeniden artışla karşılaşabiliriz. Kovid-19 açısından bölge halkında aşısı olmayanları mutlaka aşılanması gerekiyor aynı zamanda güvenli konaklama temin edilmesi lazım.” diye belirtti.

ENFEKSİYON ELLERDEN BULAŞIR

Seyyar tuvalet gönderilmesinin tuvalet ihtiyacının karşılandığı anlamına gelmediğini dile getiren Usluer, “Doğru planlama ile insanların konakladığı yerle tuvaletler arasında ne kadar mesafe var bunun hesaplanması lazım. Bir tuvalet başına düşen kişi sayısının ve hijyen için suyun kullanımı aynı zamanda el yıkamak için sabun temini gerekiyor. Çünkü birçok enfeksiyon eller aracı ile gerçekleşir.” ifadelerini kullandı.

ÖLÜ BEDENLERDEN DEĞİL YAŞAM KOŞULLARINDAN ENDİŞE EDİLMELİ

Sanılanın aksine salgın hastalıkların ölü bedenlerden çıkmasının düşük bir olasılık olduğuna dikkat çeken Usluer, ölü bedenlerden değil yaşam koşullarından endişe edilmesi gerektiğini vurguladı. Usluer, “Ancak defin işlemleri uzadıkça tabii ki kötü kokular, birtakım bakterilerin ve kemirgenlerin çoğalması söz konusu olabilir. Süreç uzadığında hayvanlar aracılığıyla bunlarla bulaşan enfeksiyonlar ortaya çıkar. Bu süreçte risk altındaki kişilere mutlaka kuduz aşısı da uygulanmalıdır.” dedi.

15 YAŞ ALTINA KIZAMIK AŞISI YAPILMALI

Türkiye’de en elzem aşılara ulaşmada sorun yaşandığını ve bölgede aşısız kalma gibi bir sürecin oluşmaması gerektiğini anlatan Usluer, “Çocuklarda kızamık salgınları çıkabilir. Bu nedenle özellikle çocukluk aşılarının temini ve hiç aksatılmaksızın çocukluk aşılarının yapılması, 15 yaş altı tüm çocuklara kızamık aşılarının yapılması, salgını önlemek aşısından önem taşıyor. Ayrıca bölgede ciddi bir yıkım var. Yıkımdan kaynaklanan tozla havada da büyük bir kirlilik var. Bölgede yaşayan insanlar bu kirli havayı soluyor. Devamında Asbestoziz gibi ciddi akciğer hastalıklara da uygun zemin oluşuyor.” diye konuştu.