Tarihi Sur ilçesi Abdaldede Mahallesi'nde bulunan ve çürümeye terk edilen Deve hamamının gün yüzüne çıkması için bir buçuk yıldır çaba harcayan ve çöplük içindeki tarihi yapıyı temizlemeye çalışan Cuma Akgün, tarihi yapının restorasyonu için yetkililere seslendi. Akgün, tarihi yapının kaderine terk edildiğini belirterek, hamamı kendisinin onarıp temizlediğini söyledi. Akgün, “Yaklaşık 2 yıldan bu yana içindeyim pisliği ile uğraşıyoruz.

Amacımız bu tarihi eserimizi gün yüzüne çıkarılıp turizme kazandırılmasıdır. Vali, kaymakam ve belediye başkanına çağırım en azından bu eserimize sahip çıksınlar. 500 yıldan fazladır hamam ayaktadır bizim bildiğimize göre, tabi daha da fazla olabilir. Buraya defineciler girerek birçok yerde kazı yapıp kullanılamaz hale getirmişler. Daha önce burası terk edilmiş bir yerdi ve burayı madde bağımlıları mesken eylemişti. Şimdi kendi çabamla temizlemişiz ve kafe olarak halkımıza açıktık.

Tarihi bir değerimizin çöplük içinde olması ve çürümeye terk edilmesine gönlüm razı gelmedi. Burası restore edilse ve hizmete açılsa, yerli yabancı turist gelse buraları gezse bu tüm herkesin yararınadır. Geleceğimiz ve atalarımızın bir mirasıdır. Buna da hep beraber sahip çıkmak istiyoruz. Yetkililerden ricam bu güzelim eserlerimize, tarihi değerlerimize sahip çıkılsın. Tarihi eserlerimizi gün yüzüne çıkarmak memleketimiz için bir kazançtır. Buranın restore edilip çöplükten çıkarılıp turizme kazandırılması memleketimizin tanıtımına katkı sunar” dedi.

“Tarihi eserlerin restore edilmesi turizme katkı sunar”

Diyarbakır Kültür, Turizm ve Musiki Derneği (Diktum-Der) Başkanı Kenan Aksu ise Diyarbakır'ın eskiden hamamları ile de meşhur bir kent olduğunu söyledi. Aksu, “Eski hamamlar, Vahap Ağa hamamı var, Deve hamamı ve Çardaklı hamamı var ve bir sürü hamam var. Diyarbakır'da eskiden bir gelenekti hamam kültürü, biz çocukken hemen hemen haftada bir hamama giderdik. Deve hamamı Diyarbakır'da en büyük ve en güzel hamamdı. Tabi ben oraya gittim gezdim gördüm.

Maalesef çok kötü bir durumda, oranın mülkiyeti şahıslara ait, o şahısların da herhalde mahkemelik bir durumu var bildiğim kadarıyla. Yazık, bu tür eserlerin işlev kazanması ve belki de hamam olarak tekrar turizme kazandırılması gerekiyor diye düşünüyorum. Çünkü orası bir kültürdür. Bu hamamın tekrar hayata geçirilmesiyle Diyarbakır'ın turizmine gerçekten bir katkısı olur ve yıkılıyor şu anda gördüm ben, oraya bir an evvel ya kamulaştırılması ya da şahısların bu konuda hareketlenmesi lazım. Yazık yani muhteşem bir eser” diye konuştu.

16. yüzyılda inşa edilen ve dikdörtgen planlı olan hamamın yapı malzemesi bazalt ve molozdan oluşuyor. Sekizgen kasnak üzerine oturtulan, sekiz köşeli kubbesi olan hamama girildiğinde, geniş soyunmalık kısmına geçiliyor. Kubbeye geçişler tromplarla sağlanırken, soğukluk yan yana iki kubbe ve yarım kubbeyle örtülüyor.