Ali Babacan açıklamalarında şu ifadeleri kullandı;
“Bizler hükûmetteyken, liyakatli kadrolar varken, istişare ve ortak akıl varken, Türkiye bir özgürleşme, zenginleşme dönemi yaşadı. Bir yandan demokratikleştik bir yandan da kalkındık. Ardından ülkemizde keyfi yönetim egemen oldu.

Türkiye adeta uçurumdan aşağı itildi. ‘İstikrar getireceğiz’ vaatleriyle sunulan bir sistem, ülkemizi yoksullaştırdı, dünyada yalnızlaştırdı, demokrasiden uzaklaştırdı. Biz adına sistem denen ama tam bir sistemsizlik olan bu süreci artık tarihe gömeceğiz.
Türkiye ekonomisinin yönetimini biz iki defa teslim aldık: Bir; 2002 krizden hemen sonra, iki; 2009 küresel krizden hemen sonra. İkisinde de kriz vardı. Çok şükür ikisini de çözdük, ekonomiyi ayağa kaldırdık.

Tam 11 yıl boyunca, ekonomi yönetiminde ehil kadroların, liyakatli kadroların, istişarenin ve ortak aklın olduğu dönemde büyüme hızı %7,3. Gelelim taraflı cumhurbaşkanlığı sistemi ortalama kaç? %3,6.
Liyakatli kadroların, istişarenin, ortak aklın devrede olduğu dönemde kişi başına düşen millî gelir yılda ortalama %12,2 büyümüş. Taraflı cumhurbaşkanlığı sistemi başlamış yıllık gelirimiz %2,9 düşmüş. Biz bu milleti zenginleştirmişiz, onlar yoksullaştırmış.

Sayın Erdoğan Davos’da ne demişti? ‘One minute’ demişti. O zaman ekonomiye bir şey oldu mu? Olmadı çünkü temellerimiz sağlamdı. Trump’tan ‘Aptal olma’ mektubu geldi. Piyasalar çalkalandı durdu. Hem ülkemizin itibarını iki paralık ettiler hem de ekonomimizi.

Bizim hedefimiz net, yolumuz belli. Özgür ve zengin bir Türkiye için yola çıktık. Buna hepimizin ihtiyacı var. Ülkemizin ihtiyacı var. Hem bugünün hem yarının artık DEVA’ya ihtiyacı var.
Ülkenin bugününün de yarınının da üstüne kara bulut gibi çöken bu iktidardan ve zihniyetinden kurtulmamıza az kaldı. DEVA Partisi olarak emaneti teslim almaya geliyoruz. Türkiye’yi hızla refaha, huzura kavuşturacağız. Kimseyi enflasyonun altında ezdirmeyeceğiz.”

Editör: İbrahim GÜLTEKİN