Anayasa Mahkemesi (AYM) yine tartışılacak kararlara imza attı. PKK ve FETÖ propagandası yapmak suçundan 1 yıl cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılan gazeteci Deniz Yücel'e basın ve ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği gerekçesiyle 25 bin TL tazminat ödenmesine karar veren mahkeme üyelerinden bazılarının Gezi Parkı olaylarının finansörü ve organizatörü olduğu gerekçesiyle tutuklanan Osman Kavala'nın hakkının ihlal edildiğini savunması dikkat çekti. AYM'nin 2013 yılında Gezi olaylarının finansörü ve organizatörü olduğu gerekçesiyle yargılanan iş adamı Osman Kavala ve Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel'in bireysel başvurularına ilişkin verdiği kararın gerekçesini dün Resmî Gazete'de yayımlandı. Mahkeme, Osman Kavala'nın tutuklulukla ilgili ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği' yönündeki bireysel başvurusunu, Başkan Zühtü Aslan ve 4 üyenin karşı oy kullandığı kararda oy çokluğuyla reddetti.

 Kararda, Kavala'nın anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan tutuklandığı, dolayısıyla başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunduğu anlatıldı. Kararda “İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin isnat edilen suç için öngörülen cezanın miktarını, işin niteliğini ve önemini de göz önünde tutarak başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varmasının keyfi ve temelsiz olduğu söylenemez” denildi.

“TEK BAŞINA SUÇ DEĞİL”
Osman Kavala'nın başvurusunu hak ihlali olarak değerlendiren ve karara muhalefet eden 4 üyeden birinin AYM Başkanı Zühtü Arslan olması dikkat çekti. Arslan'ın muhalefet şerhinde şunlar yer aldı: Başvurucunun Gezi olaylarına katılmış ve bu olayları desteklemiş olmasının tek başına bir suç işlediğinin belirtisi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Zira barışçıl olmak kaydıyla herkes toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilir, düzenlenenlere katılabilir ve bunların yaygınlaşmasını isteyebilir. Kavala'nın 15 Temmuz darbe teşebbüsüne katıldığına dair iddialar hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Soruşturma makamları tape ve fotoğrafların tek başına ya da bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun tutuklanması için gerekli olan suç işlediğini gösteren kuvvetli belirti oluşturduklarını ortaya koyamamıştır.

 AYM, Deniz Yücel'e “kişi güvenliği hürriyeti” ve “basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle 25 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi. Yücel'in “silahlı terör örgütü propagandası yapma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçlarından tutuklandığı belirtilen kararda, başvurucu hakkındaki uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunduğu aktarıldı.