Şimşek, piyasanın ekonomi programıyla enflasyonun düşürüleceğine dair artan inancı vurgulayarak, "Şimdi güçlü bir dezenflasyon sürecinin eşiğindeyiz." dedi.

Konuşmasında Türkiye'nin satın alma gücü paritesi açısından dünyanın 11. büyük ekonomisi olduğunu hatırlatan Şimşek, geçmiş yılın makroekonomik sıkıntılarına dikkat çekti ve bu dönemde alınan önlemleri anlattı. Vergi artışları ve harcama kontrolleri gibi tedbirlerle ekonomide istikrarı sağlamaya çalıştıklarını belirten Bakan Şimşek, enflasyonun hızla düşme eğiliminde olduğunu ifade etti. Mayıs ayında enflasyonun yüzde 75'e ulaştığını ancak şu anda düşüş trendinde olduğunu dile getirdi.

Şimşek, önümüzdeki yıllarda enflasyonun daha da düşeceğini öngörerek, ekonomide kaydedilen ilerlemelerin önemli olduğunu vurguladı. Türkiye'nin ülke risk priminin ciddi şekilde azaldığını ve dış piyasalara erişimin iyileştiğini belirten Bakan Şimşek, Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin arttığını ve cari açığın önemli ölçüde daraldığını kaydetti.

AB ile ekonomik ilişkileri ve uluslararası ticaretteki gelişmeleri de değerlendiren Şimşek, Türkiye'nin öngörülebilirlik ve yatırım ortamını iyileştirme çabalarının altını çizdi. Avrupa'nın Türkiye'ye karşı stratejik perspektif eksikliği yaşadığını belirten Şimşek, ancak Türkiye'nin uyguladığı ekonomi programının küresel entegrasyonu ve yönetişimi güçlendirmeye yönelik olduğunu ifade etti.

Bakan Şimşek, konuşmasının sonunda Türkiye'nin ekonomik dengelenme sürecinde olduğunu ve gelecek yıllarda daha sağlam bir ekonomik yapıya kavuşmayı hedeflediklerini söyledi.