İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nın düzenlediği 'Anlat İstanbul' Programı'nda açıklamalarda bulundu.

Açıklamalarında partisinin çalışmalarına değinen Akşener, "Gezilerimizi tamamlayınca bir şey fark ettim. Ev kadınlarının hali perişan. Hayvan yetiştiricilerinin inanılmaz hikayeleri var. Kayseri’de benden genç bir arkadaş ‘Abla ben mallarıma oruç tutmayı öğretiyorum’ dedi. Net bir ifademiz var. Biz makulün temsilciyiz" dedi.

Çalışmalarından bahseden Akşener, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gezi eylemcilerine yönelik 'sürtük' ifadesi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan çevirmeni için kullandığı 'hanım kız' ifadesinin tartışılmasına göndermede bulunarak, "Hanım kız deyince kızılıyor, sürtük deyince problem yok" dedi.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Türkiye’deki bütün il ve ilçelerde esnaf esnaf geziyoruz. Orada öğrendiklerimizi genel merkezimizde somut çözümler haline getiriyoruz. İYİ Parti kurulmamış olsaydı biz bugün ne konuşuyor olacaktık? Parlamenter sisteme geçişe dair herhangi bir cümle sarf edilecek miydi? Millet İttifakı diye bir başka organizasyon olabilecek miydi? Millet İttifakı dediğimiz organizasyonun neredeyse 2017’den beri var olan Cumhur İttifakı’nı geçtiği konuşuluyorsa ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı kim olacak diye konuşuluyorsa, muhalif seçmen kendine güvenliyse bunun sahibi sizlersiniz.

Üniversite okutabilmek için kendinden sıkan aileleri görüyoruz. KPSS’ye girmek için çocuk tekrar ders almış ailenin kısma hali devam etmiş. Böyle bir sistemin içinde o gençlerin iş aramalarının önüne geçmenin dışında hiçbir planın programın olmadığı bir eğitim anlayışının var olduğunu o insanlardan gördük. Giyim, mobilya, beyaz eşya satan ‘ben buranın müdürüyüm’ diyen arkadaşımızın asgari ücretin yalnızca 300 lira fazla aldığını görüyoruz. Türkiye çalışanlarının asgari ücrete mahkum olduğu bir ülke haline geldi.

'ANNELERİN ŞİKAYETİ UYUŞTURUCU'

Gezilerimizi tamamlayınca bir şey fark ettim. Ev kadınlarının hali perişan. Hayvan yetiştiricilerinin inanılmaz hikayeleri var. Kayseri’de benden genç bir arkadaş ‘Abla ben mallarıma oruç tutmayı öğretiyorum’ dedi. Net bir ifademiz var. Biz makulün temsilciyiz. İstanbul bu çalışmanın geniş ürünü.

Uyuşturucu diye bir meselenin benim gezdiğim yerlerde de İstanbul’da da ne kadar önemli olduğunu gördük. Bana Ahlat’ta, İstanbul’da, Ankara’da da söyledi anneler. Yüz liraya uyuşturucu satılıyorsa bazıları görevini yerine getirmiyor demektir. Her yerde annelerin şikayeti uyuşturucu, demek ki bir yerlerde bozukluk var, bunun düzeltilmesi gerekiyor.

Ben, bir genç arkadaşımız ve sosyal hizmetler konusunda uzman bir hanım arkadaşımızla ziyaret ediyoruz. Hanım kız deyince kızılıyor, sürtük deyince problem yok. Evlere izin alarak giriyoruz. İstanbul’un bazı mahallelerinde tahmin edemeyeceğiniz problemler var. İşte bir beka sorunu da buradadır.İstanbul’un apartmanların altı ayağının izi çıkıyor. O evlerdeki çocuklarda astım, bodurluk başlamış. Çocuklar inanılmaz zayıf. O evlerin buzdolaplarını açtığınızda gördüklerinize bağıra bağıra ağlayabilirsiniz.

Bol bol makarna pişiyor. Gıdaya ulaşmanın her ay ne kadar aşağı doğru indiğini görüyorsunuz. Sosyal devlet hakikaten ölmüş İnanılmaz bir derin yoksulluk var."